Bugüne kadar ‘stil koçu’nuz oldu mu hiç?

Lika Ören ile Sidni Kohen, biri sanatçı kimliğine has yaratıcılığı ve tecrübesini, diğeri girişimci ruhu, akademik stilistlik eğitimi ve genç bakış açısını birleştirmiş, kişiye özel giyim tarzı veya yepyeni bir gardırop revizyonu danışmanlığı sunuyorlar

Miryam ŞULAM Yaşam
12 Ocak 2011 Çarşamba

Working Heels önce ismiyle dikkatimi çekti. Sizi, iş görüşmesinde, ister kumaş pantolon, ister kot, ya da şık bir elbiseyle; fakat altına mutlaka topuklu ayakkabılarınızla, insanların evine girerken hayal ettim. Doğru mu? (Gülüşmelerle sohbet keyifli başladı.)

Güzel hayalmiş ancak maalesef bu doğru değil. Biz bu işe başlarken, dergiler dışında, hedefimiz kurumsal işlerde üst yönetici kadrosuna ulaşmak, onların vakit darlığından kaynaklanan bu ihtiyaçlarını gidermekti. O yüzden de logomuz ‘working heels’ yani çalışan topuklar olsun dedik.

Moda danışmanlığı, imaj-danışmanlığı veya moda stilistliği mi? Kendinize hangisini daha yakın görüyorsunuz? Bunu yapmak nereden aklınıza geldi?

Aslında üçü bir arada da denebilir. Biz kendimize daha çok moda stilistliği terimini yakın buluyoruz. Türkiye’de, bu konuda bir eksik olduğunu fark ettik. Çoğu kişinin giyim ve aksesuar konusundaki ihtiyaçlarını nasıl gidereceklerini bilemediklerini ve özellikle çalışan kesimin buna vakit ayıramadıklarını görmek, bizi buna yöneltti. Başkalarına çok sık danışılan bir konu olduğunu ve her şeyde olduğu gibi bu konunun da profesyonellik istediğini düşündük.

Lika, seni sanatçı kimliğinle tanıyoruz. Plastik sanatlar ve yağlı boyadan buralara nasıl geldin?

Heykelle akademik eğitimimi aldıktan sonra resme geçtim. 12 sene kendi atölyemde çalıştım. Şimdi evimde devam ediyorum. Bu işin altından çok rahat kalkabileceğim konusunda etrafımdakiler tarafından motive edildim. Sanatçı yanım, bu işi estetik anlayışım ve yaratıcı fikirlerimle destekliyordu. Fısıltı reklamıyla başlayan süreç, kişisel gelişim seminerlerinde yaptığım imaj danışmanlığıyla hızlandı. Bu donanımlar, stil koçluğu işine tecrübeyle girmeme vesile oldu. Yaklaşık 20 kişiye yaptığım danışmanlık, beni profesyonelliğe sürükledi.

Senin hikâyen nedir Sidni?

2007 senesinde, Fashion TV reklam bölümünde çalışırken, moda dünyasından birçok insanla tanıştım ve bu işin gerçekten gerekli olduğunu gözlemledim. Kendimi bir sene sonra New York’ta Fashion Institute of Techology’de Moda Stilistliği okurken buldum. NY’ta profesyonel insanlarla çalışırken aldığım haz bana bir gün mutlaka bu işi Türkiye’de yapmam gerektiğini hissettirdi. Buraya döndükten sonra aklımda hep bunu gerçekleştirmek vardı. Yaş ve tecrübe olarak benden fazla yol almış biri olan Lika’yla da bir vesileyle tanıştıktan sonra, meğer onu beklediğimi anladım. Böylece, ikimiz birlikte bu işe kollarımızı sıvadık.

Profesyonelliğe adım atarken nasıl bir yol izlediniz?

Bu işi nasıl profesyonel yaparız diye tartışırken kendimizi bir web site hazırlamış ve Collins Fashion’s Night Out 2010’da İstinye Park Collins Mağazasına gelen müşterilere kişisel stil danışmanlığı yaparken bulduk. Bu çalışmayla, ilk profesyonel deneyimimizi de kazanmış olduk. Satış personeli müşterilere renk ve beden ararken, biz kabinlerin yanında, üzerinde denedikleri giysiler hakkında, vücut yapılarına göre ya da onlara yakışan renklere göre danışmanlık yaptık. Sonuç: o gece, satışlar artmış.  Mağaza yöneticileri de, müşteriler de bizden memnun kalınca, motivasyonumuz da arttı.

Müşteriniz olmak isteyenlere, ne hizmetler sunduğunuzu anlatır mısınız?

Aslında tam olarak yaptığımız dört şey var. Bunlardan ilki stil koçluğu, yani danışanın giyim tarzıyla ilgili uzun vadeli bir hizmet ve gardırop revizyonu. Ardından, özel günlerde gerektikçe, günlük danışmanlığımızı da sürdürüyoruz. Bazen telefonla, bir elbisenin altına hangi ayakkabıları giymesi gerektiğiyle ilgili veya nasıl bir takı tercih etmeli gibi danışmanlık yapmaya devam ediyoruz.İkinci hizmetimiz, kişiye tam gün moda danışmanlığı. Gardırobunun baştan aşağı incelenip birlikte düzenlenmesi. Biz buna gardırop detoksu da diyoruz!Üçüncüsü tam gün kişiye özel alışveriş. Dördüncüsü ise görsel estetik danışmanlık; yani renk analizi ve vücuda uygun doğru giysi seçimi; tamamlayıcı aksesuarlar, saç kesimi veya kişiye yakışan makyaj hakkında da danışmanlık yapıyoruz.

İyi bir ekip olduğunuza inanıyor musunuz?

Lika: Kesinlikle; birbirimizi çok iyi tamamlıyoruz. Sidni insanlara stil danışmanlığı yaparken, genç bakış açısıyla yaklaşıyor, ben de işi tecrübeme ve zevkime dayanarak; biraz da yaratıcılığımla ele alıyorum.

Bu hizmetleri uygularken yardım aldığınız başka profesyoneller de var mı?

Evet tabii var. Makyözümüz, saç modeli stilistimiz ve ayrıca birçok takı mağazasıyla da müşterimiz için önceden düşünülmüş özel anlaşmalarımız var.

Değişik istekler de çıkıyor mu karşınıza?

En sık aldığımız talepler arasında, günlük tarzın dışında kalan, düğün ve nişan gibi davetler için de, hem kadınlardan hem de erkeklerden gelen danışmanlık istekleri var.

Çalışmayan kadınlara ne öneriyorsunuz?

Onlar, genelde kendilerine vakit ayırabilen bir kesim. Ancak yine de giyim konusunda yeterli güveni yoksa ve kendine ait bir tarz oluşturmakta zorlanıyorsa, tabii ki hiç düşünmeden bizi arasın.

Hedefleriniz?

Moda dergilerine editörlük yapmak; fotoğraf çekimlerinde stil danışmanlığı yapabilmek gibi free-lance çalışmalar da yeni yıl hedeflerimiz arasında!

Şalom okurları için stil konusunda üç önemli tüyo istesem?

1-  Renk uyumuna takılmayıp; uyumsuzluğun uyumunu yakalasınlar.

2- Sokaktaki insanları hayallerinde farklı giydirme alıştırmaları yapsınlar.

3- Her kadının gardırobunda mutlaka şık siyah elbisesi ve topuklu ayakkabısı; erkeğin de ‘cool’ bir kot pantolonu ve iyi bir beyaz gömleği olmalı.

Bu üçlü tatlı sohbeti, Lika’nın salonunda rengârenk tablolarının şahitliğinde gerçekleştirdik. Söyleşimiz bittiğinde eve gidip gardırobumu ciddi ciddi gözden geçirmedim desem yalan olur.