İnsan vücudunu model alırsak hayatımızı nasıl iyileştirebiliriz?

Köşe Yazısı
7 Temmuz 2010 Çarşamba

Tana ESKİNAZİ ALALU


İstanbul Modern’deki Gunter von Hagen’ın müthiş Body Works sergisine gittiniz mi? Bilmeyenler için, bu sergi ölmüş kişilerin vücutlarını ve organlarını kullanarak, tıbbi anatomi bilimine katkıda bulunan, geniş çapta topluma ve insana, insan vücudu hakkında bilgi veren bir sergi. Sergide her organın vücuttaki yeri, işlevi, bozuklukları hakkında detaylı bilgi vermek haricinde vücudun estetiğini de ortaya koyuyor.

Bayıldım. Hatta iki kere gittim. İnsan vücudunu hep çok merak ederim, o kadar ki en az 10 doktora ameliyatlarını seyretmeme izin vermeleri için talepte bulundum.  Maalesef yasak olduğu için kabul etmediler. Allah Gunter von Hagen’dan razı olsun, imdadıma yetişti. Gerçekten kendisinin de söylediği gibi, heybetli ölmüş vücutlarını tıbbın gelişmesi için hibe eden bu kişileri saygıyla anıyorum.

İnsan vücudu önünde eğilecek kadar saygın, öğretici, aydınlatıcı, değerinin bilmesi gereken bir form, çatı, organize kaslar, organlar, lifler topluluğu, inanılmaz dinamik bir sistem. Oradan çıktığımda en çok etkilendiğim esasında evrenin önümüze mükemmel bir şekilde yaşabilmek için bize bir model sunmuş olmasıydı. Leonardo da Vinci bu modeli birçok yerde kullandı zaten. Tıpta bu kadar ilerleme oldu, insanoğlu nerdeyse yaz tatillerini uzayda geçirecek ama halen kendi hayatının sıkıntılarını nasıl yöneteceğini bilemiyor. İnsanoğlu derken tabii ki kendimi de içine katıyorum.

Hayatımızı, vücudumuzun bu mucizevî, doğal, organik, dinamik, dengeli yapısını örnek alarak, nasıl yeniden oluşturur veya güncelleriz? Sırf vücudumuzun çatısına bakarak şunu sorabiliriz; İskelet vücudumuzun çatısının önemli bir parçasıdır. İşlevi koordinasyon ve dengeyi sağlamaktır, vücudumuzu sabitleştirir ve hareket ettirir. Hayatımıza baktığımızda ailemizde, iş ilişkilerinde, arkadaş ilişkilerinde dengeyi ve koordinasyonu nasıl sağlıyoruz? İhtiyacımız olduğunda hayatımızı nispeten nasıl sabitleştiriyoruz, istediğimizde ne kadar çabuk veya nasıl hareket ediyoruz? Hangi görev ve etkinliklerimiz bunu bize sağlıyor?

Çatıyı kas ve kemikler oluşturuyor. Kas ve kemikleri de lifler tutuyor. Kemik sayısı insandan insana değişiyor. Kemiğin şekli ve biçimi yaptığı işleve göre de değişiyor. Kemik deyince sadece kemik değil bir de oynak ve eklemler var.

Kaslar iskelete bağlı eylemleri harekete dönüştürüyor, mekanik bir manivela sistemi oluşturuyor, yani ucunu bir yere bağladıktan sonra kemiği bir nokta çevresinde döndürebiliyor. İskelet ve kaslar, iç organı koruyor, kan hücrelerini üretiyor, kemik iliğini besliyor, sağlık için gerekli tuzları düzenliyor. Bizim hayatımızdaki kas ve kemik görevlerimiz neler? Kaç çeşit işlev, görevimiz var? Neleri koruyoruz, üretiyoruz, besliyoruz ve düzenliyoruz? İrili, ufaklı veya gerektiğinde eklem vazifesi gören, yani bir şeyleri birbirine bağlayan görevlerimizi neler? Detaylı düşündüğümüzde bu bize ne kadar karmaşık yaratıklar olduğumuzu gösterecek, kendimizi tebrik edip,’ aferin, ben neler yapıyormuşum meğerse’ hissini bize hissettirecek. Bizi görev tanımı yapmaya itecek, hayatımıza açıklık, netlik getirecek hatta etrafınızdaki kişilerle görevi kimin yapması gerektiğine dair pazarlığa dahi girebiliriz. Bu hayatımızı daha iyi organize etmenize yardımcı olacak.

Gunter von Hagen yaşlandıkça, çatımızda esnekliğin azaldığını ve kırılganlığın arttığını söylüyor, o zaman bu görev organizasyonlarını tekrar tekrar gözden geçirmekte ve yeniden düzenlemekte fayda olabilir diye düşünüyorum.

Egzersiz kas ve kemikleri güçlendirir, yağ birikmesini azaltır, beyni uyarır, uzun vadede yaşlanmanın etkilerine karşı koymaya yardımcı olur. Hayatımıza bakacak olursak hayatımızı hareketli kılmak, görevlerimizi yerine getirmek, ilişkilerimizi canlı tutmak, bizi güçlendirecek, hayatımızdaki istemeden biriktirdiğimiz şeyleri azaltacak, bizi uyanık tutacak ve yaşlanmamızı yavaşlatacak yani hayata olan tutkumuzu canlı tutmak için egzersiz ne yapacağız?

Lif ve kasların, işleve göre boyut ve biçimi farklı. Kimi yerde tek kas, kimi yerde birçok kas uyumlu çalışabiliyor. Kas grupları kimi zaman birbirine rakip olarak çalışıyor. Böylece bunlar bizim ani hareket yapmamızı önlüyor ve vücudumuzu kontrolde tutmayı sağlıyor.

Yine hayatta var olma şeklimizi düşünürsek, var olma değişik boyut ve biçim gerektiriyor. Kimi yerde sadece bir işlevimiz var, genel olarak uzaktan iyi bir insan olarak algılanmak, kimi yerde, yardımsever, model olan, para getiren, şirketi ayakta tutan, insan ilişkilerini sağlayan, arabulucu, çatışmayı önleyen gibi, birden fazla fonksiyonlarımız var. Kimi zaman kendi içimizdeki inançlar ve yapmak istediğimiz birbiriyle çatışıyor. Kimi zaman çok sevdiğimiz insanlarla çatışıyoruz, onlara rakip oluyoruz ama bunların hepsi sonunda bir amaca hizmet ediyor. Sonuçta bu ilişkiler, görevler ve hayatımızdaki işlevsellik, ani hareketler yapmamızı ve hayatımızı kontrol etmemize yardımcı oluyor.

Son olarak, eğer vücudumuz bu kadar karmaşık ise, bunları oluşturan, her birimizin içinde beraber yaşayan milyonlarca unsur olduğunu görüyoruz. Hepsi özel, özgün, hepsinin bir işlevi var. Tüm insanları bir organizma olarak görecek olsak, kimi zaman birbirimizi yok ettiğimize bakarak sağlıksız bir şeylerin var olduğunu söyleyebilir miyiz?

Vücudumuz kadar bilgili, olgun, esnek, farklılıklara değer veren olabilmek için neler yapmalıyız? Moralimiz bozulmasın, vücudumuz DNA’lar vasıtayı ile milyonlarca yıllık bilgi ve deneyime sahi;, biz ise ortalama sadece 70 ile 100 senelik hayatlar yaşıyoruz.

Not: 6milyar kişilik dünya nüfusunda 450 bin kişi 100 yaşını aşmış, yaşam uzuyor, bu demektir ki ümidi kaybetmemek lazım. Olacak, olacak...

Sevgiyle kalın, yorumlarınızı bekliyorum, e -posta’m [email protected].