ŞELAH LEHA Tanrı’ya güvenmek

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
2 Haziran 2010 Çarşamba

Bamidbar kitabı anlaşılmaz isyanlarla dolu gibi görünür. Geçtiğimiz hafta okuduğumuz Beaaloteha peraşasında yer alan ‘et ve bazı besinler’ konulu isyan halkın ciddi bir şekilde cezalandırılmasına neden olmuştur. Hemen ardından Paran çölünde Miryam ve Aaron’un ‘laşon ara’ nedeni ile ceza aldıklarını görmekteyiz. Bu iki olayı gören Bene Yisrael bu kez Tanrı’nın kendileri için seçtiği Erets Yisrael’e öncü göndermek isterler. Midraş Bamidbar Raba Bene Yisrael’in bu isteğini bir öykü ile bizlere öğretir.

Ülkenin genç prensi evlenme çağına erişmiştir. Babası kızlar içinde iyi bir seçim yapmak için ince eleyip sık dokumuş ve oğluna layık olduğuna inandığı bir kız bulmuştur. Oğlunu çağırarak kızın özelliklerini sayar ve kendisi için çok iyi bir kısmet olduğunu da ekler. Oğlu ise öncelikle kızla görüşmek istediğini daha sonra evlenip evlenmeyeceğine karar vereceğini iletir. Her konuda babasından yardım alan ve ona güvenen genç prensin bu güvensizliği babası için bir şok etkisi yaratır ve kızı beğense bile oğlu ile evlendirmemeye karar verir.

Benzer bir şekilde Bene Yisrael’e bir baba şefkati ile yaklaşan onlar için sayısız mucize yaratan, onları çöl ortamında bile oldukça iyi koşullarda yaşatan Tanrı Bene Yisrael’in bu isteğine anlam veremez ve bu istekten dolayı bu neslin bu topraklara girmeye pek de hakları olmadığını düşünmeye başlar. Buna öncülerin getirdikleri olumsuz rapor da eklenince o nesil kesin kez Erets Yisrael’e girme hakkını kaybeder.

Moşe Tanrı’ya Erets Yisrael’e öncü gönderme konusunda danıştığında Tanrı “bu projeye iştirak etmeyeceğini gönderecekse kendisi için göndermesi gerektiğini” ifade eder. Tanrı’nın içinde olmadığı bir projenin başarıya ulaşma şansının çok düşük olduğunu bile bile Moşe neden bu öncüleri gönderme gereğini duymuştur?  Çünkü halk her zamanki gibi galeyana gelmiş ve Moşe halkın içinden yükselen bu sesi bastırmak zorunda kalmıştır. Halkın içinden ‘tsadik’ pozisyonunda öncüler seçer. Amaç kişilerin ruhani seviyesinin onların yanlış yapmalarını engelleyebilecek şekilde onları korumasıdır. Moşe öncülerden biri olan Oşea Bin Nun’un adını Yeoşua olarak değiştirerek öğrencisini koruma altına alır. Öncülerin tamamına Tanrı’nın gizemli bir ismini öğreterek onları kötülükten uzak tutmaya çalışır. Kalev ben Yefune de büyük bir cesaretle Hevron’da ataların mezarını ziyaret ederek Tanrı’nın korumasını edinir.

Moşe öncülerin güneyden girerek kuzeye doğru hareket etmelerini öğütler. Güney herhangi bir Mısır kentinden daha verimli olmasına rağmen yine de toprağın en verimsiz kısmıdır. Kuzeye doğru çıkıldıkça verim artmaktadır. Midraş Tanhuma ve Rabenu Behaye bütün verimsiz görünüşüne rağmen güney kısmın da oldukça verimli olduğu konusunda bizlere bilgi verir.

Moşe Rabenu aynı zamanda orada ağaç var mı bakın şeklinde bir uyarıda bulunur. Elbette ki Erets Yisrael’de ağaç olacaktır. Burada Moşe’nin demek istediği tsadik olarak bilinen İyov’un hâlâ yaşayıp yaşamadığının sorgulanmasıdır. İyov eğer dünyada ise Erets Kenaan’ın fethi daha zor olacaktır. Çünkü İyov’un manevi gücü son derece yüksektir. Eğer İyov ölmüş ise fiziksel olarak çok güçlü bile olsalar manevi olarak kıyas kabul etmeyecek derecede olan Bene Yisrael elbette ki  Kenaanlılar’a karşı zafer kazanacaklardır. Zohar’ın öğretisine göre Kenaan halkı fiziksel olarak çok güçlüdür. Ancak maneviyatları yok denecek kadar azdır.

Bu kadar ön hazırlığa ve uyarılara rağmen iki öncü dışında diğerleri ‘tsadik’ olmalarına rağmen olumsuz haberle gelirler ve halkın cesaretini kırarlar. Öncüler neden bu yanlışa düşmüşlerdir? Bunun nedenini Zohar Akadoş şu şekle açıklamaktadır. Moşe’nin günlerinde gönderilen öncüler kabile başkanı durumunda ve siyasi anlamda son derece güçlüdürler. Eğer Erets Yisrael’e girecek olurlarsa Moşe’nin yerine geçecek olan Yeoşua yeni bir idareci heyeti oluşturacak ve kendileri artık lider konumunda olmayacaklardır. Kalev ben Yefune ve Yeoşua bin Nun dışında diğer öncüler kırk günlük inceleme zamanının tamamını Bene Yisrael’i olumsuz şekilde nasıl etkileyeceklerini düşünerek geçirmişler ve bunda da ne yazık ki başarılı olmuşlardır.

Bene Yisrael neden öncülere inanır? Bilginler bu nedeni sadece tek bir koşula bağlarlar. İnanç eksikliği. Tanrı’nın bu kadar büyük mucizelerini gören toplum sadece iman etmek istemediklerinden öncülerin getirdiği habere inanırlar ve sonunda akıllarına gelmeyecek kadar sert bir şekilde cezalandırılırlar. O nesil Erets Yisrael’e girme hakkını kaybetmiştir. Öncü göndermeyen Levi kabilesi zamanın kadınları be yirmi yaşından küçükler ise bu cezanın dışında kalmışlardır.

Her zaman bizler Tanrı’nın mucizelerine tanık olurken zaman zaman da Tanrı’nın sınavları ile karşı karşıya kalırız. Esas olan öncülerin bencilce düşünerek düştükleri yanlışa düşmemek ve Tanrı’ya karşı inancımızı her zaman güçlü tutmaktır. Bunu yapabildiğimiz zaman kendimizi Tanrı’ya daha yakın hissetmeye başlarız.