MESUT vs ROBİNHO

İki genç futbolcu, biri Brezilya’nın dünya futboluna kazandırdığı bir isim, diğeri ise Almanya’nın… İşte Pele’nin veliahtı Robinho ile dünya futbolunun yükselen yıldızı Mesut Özil

Cem MENASE Spor
25 Ağustos 2010 Çarşamba

Robinho, 25 Ocak 1984’de São Vicente’de dünyaya geldiğinde kimse onun Pele’nin veliahtı olacağını düşünmüyordu.  Küçük yaştan üstün yetenekleri farkedilen Robinho 18 yaşındayken ilk profesyonel sözleşmesini yaptı ve Santos takımının oyuncusu oldu.

2004 yazında futboluyla tüm dikkatleri üzerine çeken Robinho sadece ülkesi Brezilya’da değil, Avrupa’da da ses getirmeye başladı. Büyük takımların transfer listesine giren Brezilyalı topçu, kulübü Santos’un kendisini bırakmaması sebebiyle Avrupa’ya henüz transfer olamamıştı.

Her şey tıkırında giderken, annesinin kaçırılması gündeme bomba gibi düştü. Fidye karşılığında 6 Kasım günü kaçırılan annesinin suçluların elinde olduğu dönem içerisinde formunda da büyük çöküş yaşayan futbolcu sekiz maçta bir gol atabildi. Annesi altı hafta sonra zarara uğramadan serbest bırakıldı.

Kaldığı yerden devam eden Robinho, dev kulüplerin kapıştığı isim haline geri döndü ve Real Madrid 2005 yılında genç oyuncuyu kadrosuna kattı. İlk sezonunda 37 maçta on beş gol atarak başarılı bir sezon geçirdi.

Gel zaman git zaman Fabio Capello ile ters düşen Robson de Souza karşılaşmaları belli bir süre yedek kulübesinden izledi. Ardından ilk on bire girmeye başlayan Robinho, Copa America kampına FIFA’dan aldığı izinle katılmayarak takımıyla sezon finaline dahil oldu.

2007/2008 sezonuna da hızlı bir giriş yapan golcü oyuncu, on dört gol ve on bir asist ile göz doldurdu.

Bu sezonun sonunda Abu Dhabi United Group, Manchester City kulübünü satın alarak ilk bombasını Brezilyalı oyuncuyla yaptı;  42,5 milyon Euro’ya Robinho’yu transfer etti. Haftada 160 bin sterlini cebine koyan gölcü oyuncu dört yıllık anlaşma imzaladı. Bu noktada haftada 160 bin sterlinle neler yapılabileceğini yazardım ama yazıya devam etmek zorundayım.

41 maçta on dört gol atan yıldız futbolcu, Roberto Mancini’nin kendisini kadroda düşünmediğini açıklamasıyla Ocak’ta kulüpten ayrıldı. Santos’a kiralık olarak dönen Robinho helikopterle stada inerek çok özel bir karşılaşama töreni yaşadı.

79 kez Brezilya A Milli Takım’ına seçilen Robinho 25 kez fileleri havalandırdı.

Şu sıralar ülkemizde üniversite öğrencilerinin yaşlarında, hatta belki de daha küçük olan bir başka oyuncuya geçmek istiyorum. 15 Ekim 1988 yılında dünyaya gelen Mesut Özil’e...

FC Schalke 04’te on sekiz yaşında ilk profesyonel anlaşmasını yaptı. Türk asıllı Alman futbolcu ilk maçında Hamit Altıntop’un yerine oyuna girdi ve on dakika sahada kaldı. Devam eden süreçte yedek kulübesinde kalan futbolcu Hannover karşısında ilk 11’de başladığı maça çıktı.

2007/2008 sezonunda Werder Bremen’e transfer olan Mesut ilk golünü Nisan ayında attı. Sezon sonunda Şampiyonlar Ligi’ne kalan kulübüne katkıda bulundu. Sonrasında Bundesliga’da 2009 yılında ‘ilk yarının en iyi futbolcusu’ seçilerek bir başarıya daha imza attı.

Öncesinde ‘World Soccer’ın dünyaya yön verebilecek 50 futbolcusundan biri olarak seçilen Özil, 2010 Dünya Kupası’ndaki performansıyla devlerin dikkatini çekti. Tekniği, hızı ve oyun zekâsıyla göz dolduran Mesut, Werder Bremen ile Real Madrid’in arasında kapışılmaya başlamıştı. Sonunda istediğini elde eden Real Madrid, Mesut Özil’i Almanya’dan kopararak İspanya’ya getirdi ve imzayı attırdı.

Türkiye’de de çok tartışılan şekilde Almanya Milli Takımı’nda formayı giymeyi tercih ettiğini söyleyen Özil kendisini de Alman hissettiğini ifade etti. Buna rağmen Türk medyası hâlâ Özil’in Türk asıllı olması sebebiyle onu sahiplenmekte.

Mesut ile Robinho’yu futbol anlamında karşılaştıranlar teknik olarak Brezilyalı oyuncuyu daha üstün görebilir fakat an itibariyle disiplin, takım oyunucusu olmak gibi karakteristikler daha önemli olduğundan Robinho inişine devam ederek Türkiye pazarıyla anılmakta, Mesut ise çıkış yapıp dünyanın en büyük kulüplerinden birinde forma giymeye hazırlanmaktadır. İşte günümüz futbolunun son durumu...