Dağınıklığınızı kontrol edemiyorsanız, onunla barışabilirsiniz…

Köşe Yazısı
18 Ağustos 2010 Çarşamba

Tana ESKİNAZİ ALALU


Bazı insanların evine girince masalarının üstü, dolaplar ve evin kendisinde bir dağınıklık görülür. Kimi der ki, bu kişinin dağınık beyninin bir aynasıdır, kimisi de bunun dâhiliğin bir göstergesi olarak alır. İki düşünce de,  doğru olabilir.  Acaba Einstein’ın evi nasıldı veya Robin Williams’ın ya da Jim Carey’nin evi? Özellikle dikkat eksikliği olan kişilerde, dağınıklık en önemli zorluklardan biridir.

Özellikle organizasyon yapmakta zorlanan insanlar bazen günler, bazen de saatlerce bir şeyi düzgün yapmak için uğraşırlar, herkesten çok daha fazla zaman sarf eder, belki de bunu yaparken inanılmaz bir yorgunluk ve kızgınlık hissederler,  belki çocuklarıyla harcayacakları güzel zamanlardan veya dışarıda gidip eğlenecekleri zamandan olurlar.

Diğer taraftan dağınıklılığı hiç görmemeyi de seçebilirler, o durumda dağınıklık o kadar büyür ki kişi bunalabilir.

Bu yüzden kontrollü dağınıklık, dikkat eksiği olan insanlar için daha iyi bir üçüncü seçim olabilir.

Üretken bir dağınıklılığı, diğer tamamıyla dağınıklığı görmezlikten gelme fikrinden nasıl ayırabiliriz?

Genellikle anne ve babaların çocuklarıyla en çok kavga ettikleri konu çocuklarının etrafı dağıtmaları ve odalarını toplamamalarıdır. Bunun erişkinler için olan bölümü ise karı- koca kavgaları veya patronunuzla iş ortamında, masanızın dağınık olması veya aradığınızı bulmakta zorladığınız durumdur.

Kendi düzen beklentilerinizi karşılıyorsanız eğer, bu başkalarının düzen standartlarına göre kendinizi zorlamanızdan iyidir. Düzeni çok kolay sağlayan insanlarla, düzen sağlarken kendini aşırı derece zorlayan insanları bir tutmamak gerekir. Ailemiz, arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız bizi kimi zaman bu sebeple tembel, düzensiz olarak algılayabilir. Ancak bu bizim için doğru olmayabilir. Eğer aradığımız şeyleri buluyorsak ve iş çıkarabiliyorsak, gerçekten bu konuyu ne kadar sorun etmek gerekiyor?

Bu konuyla ilgili şu soruları kendimize sorabiliriz:

1) İhtiyacım olan şeyi bulmakta ne kadar zaman kaybediyorum?

2) Dağınıklık yüzünden işim kalıyor ve benden isteneni yerine ne kadar getirebiliyorum?

Eğer dağınıklılığı kontrol edemeyen kategorideyseniz şunların farkına varabilirsiniz:

• Bir şeyi bulamayıp, gidip kendinize yenisini alıyorsanız.

• Devamlı kullandığınız şeyi aramak için çok zaman harcıyorsanız.

• Eşiniz veya iş arkadaşınız çok fazla dağılıp onların da alanlarına saldırdığınızı söylüyorsa

• Kendi dağınıklılığınız sizin düşünemeyecek hale sokuyorsa…

• Eğer patronunuz masanızı temizlemenizi söylüyorsa, çünkü birçoğu işinizi tam yaptığınız müddetçe size müdahale etmeyecektir.

• Eğer bazı eşyalar doğru odada değilse başucunuzda diş macunu, oturma odasında tamir eşyaları, varsa garajınızda ayakkabılar, mutfakta saç fırçası gibi. En güzeli de telefon ve anahtardır. Her yere koyabilirsiniz ve belki de hiç bulamayabilirsiniz.

• Odada yürümek için bir şeylerin üstüne basmamak için çaba sarf edip bir şeyleri kaldırmak zorunda kalıyorsanız.

Peki, ne yapabilirsiniz?

Kaygıya sebep olan bunalmayı azaltmanın en iyi yolu odaklanılması gereken sadece bir görevdir. Amacı belirleyerek ve diğer her şeyle daha sonra ilgilenilmek üzere, eşyaları veya kâğıtları başka bir dosya veya kutuya koyabilecek şekilde dağınık olan kişinin düşünmesini sağlayıp ve onu bu konuda güçlendirebilirsiniz.

Örneğin  tezimi yazdığım sırada evim kâğıtlarla, mecmularla ve kitaplarla o kadar doluydu ki odama girmek bazen çok zor geliyordu ama odamdan da çıkmaktan korkuyordu. Çünkü çıkarsam bir şeyleri unutacağım diye korkuyordum. Ama bir şekilde kendimi o karışıklığın içinde aradığımı bulabiliyordum. Tez bittikten sonra, yığıntıyı azaltmaya nereden başlamam gerektiğini bir türlü bilemedim ve kendini kapattım.

Bir şeyleri atmaktan korkuyordum, çünkü birçok proje ve makale için onlara ihtiyacım olacağına emindim. Profesyonel Organizasyonlar Ulusal Derneği biriktirdiğimiz ve dosyaladığımız şeylerin %85’ini hiçbir zaman kullanmadığımızı söylediğini, okudum bir dikkat eksikliği kitabında. Bunu biliyordum ama yine de atmıyordum.  Ancak bir bilgi istediğimde artık kâğıtlarımın içinde değil de bilgisayarda bilgiyi Internet kaynaklarında aramaya başladığımı fark ettim. Atmakta zorlandığı şeyleri en son ne zaman kullandığımı sordum kendime ve uzun bir süredir bunu yapamadığımı hatırladım. Bunun üzerine odamı temizlemek için bir gün koymaya karar verdim.

En çok zorlandığım, dosyaları  hangi kategorilere göre sınıflandıracağımı bilmemek veya sonradan unutmak oluyor. Bir liste yapıp bunun odamın kitaplığının görülen bir yerine renklendirip astığımda bu iş halloldu. Görsel biri olduğumdan benim için renk dikkatimi odaklamama ve yöneltmeme yardım ediyor.

Yığıntıdan kurtulmanın yolu sizi bunaltan eşyalar ve fikirlerin aynı anda çok fazla şeye odaklanınca ortaya çıktığının farkına varmaktır. Her seferinde tek bir şeye odaklanana kadar, hepsinin eşit derecede önemli olduğunu hissedeceksiniz. Ancak sizin dikkatinizi çekecek bir yol bulursanız veya hayatınızda herhangi bir alanda düzenliyseniz bunu nasıl yaptığınıza bakın, o düzeni neye göre yapıyorsunuz, bunu diğer şeylere nasıl uygularsınız.

Kolay gelsin, desteğe ihtiyacınız olursa bana ulaşın…