Değirmen geceleri

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
4 Ağustos 2010 Çarşamba

Havanın giderek ısınması ve nem oranının %90lara ulaşmasıyla yaşam adeta ağır çekimde seyrediyor. Bizim yazarlar odasında bile makas sesleri tek tük duyuluyor. Hani her sabah günlük gazeteleri tarayıp önemli haberleri keseriz ya… Referandum muhabbetleri haricinde siyaset bile durgun.

***

Tombala karlı kış günlerinde oynanırdı sanırım. Oysa, yenilik canlısı, yaratıcı bir grup söz konusu oyunu sahillere taşıdı. Kurallar gene aynı, ancak deniz kenarında olunduğundan mayonun üstüne pareonuzu bağlamak şart… Her zamanki gibi kuru fasulye ile oynanan oyunun en zevkli bölümü kazananlara verilen sürpriz hediyeler.

***

Geçtiğimiz Pazar günü Adalar Müzesi’nin ön açılışı Çınar Mevkii’nde gerçekleşti. Büyük açılış ise 10 Eylül’de Aya Nikola yöresindeki Hangar’da yapılacak. Çınar’da Maden’e çıkan yolun başında bulunan arsadaki çökmekte olan binanın yıkılması, yeşil alana döndürülmesi çok kısa zamanda gerçekleşti. Mekan panolarla donatıldı. Gerçekten mucizeviydi. Doğrusu kaç kişinin emeği geçti bu açılış için bilemiyorum. Aslında az insanla çok iş kotarabilineceğine inanıyorum. Bütün dernek, kurum v.s. de öyle değil midir? Genelde yüz üye varsa, sadece onu etkin olarak görevdedir.

Adaların tarihçesi ile renkli simalarının öz yaşam öykülerinin de yer aldığı siyah-beyaz panoların yanı sıra 6-7 Eylül, Kıbrıs gibi olaylardan sonra Türkiye’yi terk etmek durumunda bırakılmış Rum vatandaşlarla yapılan video bağlantılarını izlemek oldukça ilginçti.

Günün katılımcıları, bir avuç ada sevdalısıydı. Kalabalık değildi anlamında söylemiyorum. Tam tersine. Ancak, gelenler hep tanıdık simalardı. Bir de her zaman ortalıkta görmediğimiz ama varlıklarını bildiğimiz bir kesim de vardı. Zengin bir kokteyl ve ayakta yapılan sohbetlerin ardından müze çıkışında hoş bir sürpriz yaşandı. Dönemin kıyafetleri içinde bir laternacı müzik yapıyor, dörtlü bir grup da dans ediyordu. Büyüğünden küçüğüne herkesin ilgisini çeken gösteri geç saatlere kadar sürdü. Dileğim 10 Eylül’deki açılışta daha somut veriler görebilmek. Zira Adaların gerçekten böyle bir oluşuma ihtiyacı var.

***

Nino Varon, üç aşağı beş yukarı yaşıtlarımın aşina olduğu bir isim. Nino’nun hep özgün bir müzik anlayışı oldu. Bir dönem unutulmazları yansıttı şarkılarında. Ve o dönemlerde hepimiz Nino Varon’un Değirmen’de DJ’liğini ve işletmeciliğini üstlendiği nice mehtaplı gecelerde hem kulağımızın pasını giderdik, hem dans edip eğlendik.

Nino Varon 14 Ağustos Cumartesi gecesi, Değirmen Geceleri’nin atmosferini bizlere bir kez daha yaşatacak. Kaçırmayın derim.