Deliliğin ve Dehanın Işıltısı “David Helfgott”

Yaşam tanrının armağanıdır;

fakat iyi yaşam, senin düşüncenin armağanıdır.

(Seneca)

Rubi ASA Şalom
19 Ağustos 2009 Çarşamba

Sanat, doğanın bir parçası olan insan için kimi zaman içsel bir savaşıma sebep olabilir. Onunla etkileşim içinde olur ve yaratıcı düş gücü ile insanın kendini ifade etmesine olanak da sağlar. Bu bazen savaşa bazen de sonsuza dek uzanacağı sanılan bir aşka dönüşebilir. Bu serüveni anlamak ve nereye varacağını kestirmek güçtür. Fakat her şeyden önce, her zaman ve daima söyleyecek bir sözü vardır, olmalıdır sanatçının. Mağara duvarlarına ilk resimlerini yapıp kahramanlıklarını seyredişinden, hırsından Van Gogh gibi kulağını keserek oto portresini resmedene kadar.

Dahi ve deli olmanın ince çizgisi, sanatçıya her zaman toplumun diğer bireylerine yakınlığından daha yakındır.

Dahi kimdir?

Deli nedir?
Aradaki çizgiyi kim neye göre belirliyor?
Galileo, dönemine göre deliydi, ya şimdi?
Haklı olabiliriz. Kafka da bir zamanlar deliydi-ruh hastasıydı- insanlara göre şizofrenik özellikler gösteriyordu. Fakat şimdi bir dahi, insanların gözünde. Acaba böyle bir yargı doğru olabilir mi?

Haberin devamı için tıklayınız:

https://www.salom.com.tr/news/detail/12777-Deliligin-ve-Dehanin-Isiltisi-David-Helfgott.aspx