Geleceğin meslekleri ve iş modelleri Matrix, gerçek mi yoksa hayal mi?

Teknoloji ve değişimin hızına ayak uydurmak yerine onları şekillendiren kişiler olarak markalaşmak ve başarıya ulaşmak istiyor musunuz? Gelin ‘Fütürist’lerin, geleceğin meslekleri konusundaki uzgörülerine kulak verelim…

Eva ÇİTON Ekonomi
19 Ağustos 2009 Çarşamba

Hey yıl altı tane gerçekleştirilmesi planlanan Fütürist Sohbetlerin ilki Mayıs ayı sonunda Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirildi.

Fütüristler Derneği’nin yeni başkanı, ‘Kişisel Gelecek Planlaması’ metot ve yaklaşımını tanıtan ilk fütürist şirket M-Gen Gelecek Planlama Merkezi’nin Kurucusu, Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Direktörü ve anneyiz.biz yazarlarından Ufuk Tarhan oturumu açtı. Konuşmacı olarak derneğin kurucusu ve ilk başkanı, Brightwell Holding BV Yönetim Kurulu Başkanı, OGS, İDDAA ve Deniz Taksi gibi oluşumların fikir babası ve yaratıcısı olan Alphan Manas ile Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel yer aldı. İzleyiciler arasında Türkiye’nin ilk fütüristi 90 yaşında hâlâ gelecek tasarımları yapan ünlü fütürolog  Reha Oğuz Türkkan bulunuyordu.

Tarhan, başarının, geleceği öngörmekle değil, geleceği bizzat şekillendirmekle mümkün olduğunu, bunun da bilgi ve teknoloji ile mümkün olduğunu, internetin ve mobil uygulamaların iş hayatına oldukça girdiğini, yakında her şeyin bedava olacağını belirtti. Dernek olarak Fütürizm Okulu açmayı, eğitim seminerleri ve zirveler düzenlemeyi planladıklarını belirtti.

Alphan Manas, meslek seçmeden önce kendimizi incelememiz gerektiğini belirtti. Üniversite sınavında birinci tercihine kesin gözüyle bakarken, bir trafik kazası geçirip hastanede üç ay geçirince, moral çöküntüsüyle girdiği sınavda üçüncü tercihini yani Ege Tekstil bölümünü kazandığını, ancak tekstilde sadece bir yıl çalıştığını belirtti. Kendisini geç yaşta tanıdığını, Dopamin D4 reseptörü geninin oldukça kuvvetli olduğu için yenilik arama isteğini çok güçlü olduğunu, hiperaktivite, dikkat eksikliği ve disleksi1  (öğrenme zorluğu) problemleri olduğunu ancak 35 yaşında öğrendiğini belirtti. Bahsettiği gen dolayısıyla kendisinin girişimci olduğunu ama sürdürücü olamadığını ekledi. Yönetimin ekip işi olduğunu, bir operasyonu yönetebilmek için sürdürücü kişilere ihtiyaç olduğunu belirtti.

Türkiye’de girişimcilik konusunda zihniyet hatası olduğunu, insanların “Bu işi Alphan yapıyorsa Ahmet ve Mehmet de yapabilirler” şeklinde düşündüklerini söyledi. “Bir iş konusunda bilginiz az ise cesaretiniz çok olur, bilgi arttıkça cesaret düşer ve -bu iş çok zormuş- dersiniz. Bir olasılık grafiğini düşünün, bilgi az iken cesaret vardır, bilgi arttıkça cesaret düşer, deneyim yeterince arttığında cesaret yeniden çoğalır, çünkü artık o işi yapmak kolaylaşmıştır” dedi.

Mesleklerin coğrafi olarak değişiklik göstereceğine, dolayısıyla Türkiye’de geleceğin mesleklerinin diğer ülkelerden farklılık gösterebileceğine değindi. Japonya’nın nüfusunun Türkiye’ye göre daha yaşlı olduğunu, Türkiye’nin de hep genç kalmayacağını, bunun 400 yıllık bir döngüsü olduğunu belirtti. Türkiye’de (Dünya Göz gibi) sağlık hizmetlerinin çok hızlı var olabildiğini, dolayısıyla AVM’ler yerine içinde evler, hastane, sağlık merkezi, alışveriş merkezi gibi yaşlı insanların hayatını kolaylaştıracak SYM’ler (Sağlık Yaşam Merkezleri) kurulmasını tavsiye etti. Türkiye’nin, dünyanın sağlıklı yaşam merkezi haline gelebileceğini belirtti.

Manas’a göre firmaların artık birbirini satın aldıkları bir dönemdeyiz, firma isimleri “Ahmet Mehmet Hüseyin” şeklinde olmaya başlayacak. Kişisel markalaşma ön plana çıkacak ve servis sektörü kişiselleşecek; örneğin “X” ülkesine giderken hangi tur şirketiyle giderseniz gidin talep edeceğiniz rehber “Y” olacak. Bu arada Türkiye’de yazılımcılık pazarı güçleniyor, bir süre sonra, örneğin ERP konusunda programları kurumlar satacaklar ama danışmanlığı bireyler verecek. Bağlantılı olarak “Home Office” çalışma biçiminde artış olacak.

Manas, iyi bir yöneticinin mutlaka psikoloji veya hukuk konularında bilgisi olması gerektiğini, üniversitelerde mutlaka çift ana dal okunması ve ikinci dalın bunlardan biri olması gerektiğini belirtti.

Psikoloji, yaşam koçluğu ve kişisel asistanlık mesleklerinin artış göstereceğini belirten Manas’a göre apartman yöneticiliği gibi profesyonel veliliğin de devreye girmesi gerektiğini, böylece çocuğu öğretmenle birlikte tarafsız değerlendirmenin mümkün olacağını, bunun eğitim sektörünün gelişimine katkı sağlayacağını vurguladı. 

Akşamları TV’de tüm haberleri izlediğimizi sabah gazete almamızın nedeninin yazarların yorumlarını okumak olduğunu belirten Manas kişisel yazarlık gelişip, blog sayısı arttıkça yazarlara bloglarından ulaşacağımızı ve gazeteye gerek kalmayacağını ifade etti. Amerika’da metroya binerken New York Times Gazetesi’nin otomatik olarak ‘Kindle’lara2 yüklenerek okunabildiğini, Kindle’lar yüzde 30’luk bir penetrasyona ulaştığında klasik gazete kavramının ortadan kalkacağını ve gazetelerin dijitalleşeceğini dile getirdi.

Manas ayrıca, organik gıdanın gösterdiği artış sebebiyle gıda mühendisliğinin ve tarla yönetiminin önem kazanacağını, estetik cerrahinin yükseliş göstereceğine dikkat çekti.

Konuk konuşmacı, devletin eğitim sağlık ve güvenlik olarak üç alana yönelmesi gerektiğini vurguladı. İşçi ve işveren ilişkilerinin değişeceğini ve artık entelektüel sermayeye ulaşmanın daha zor olacağını, bunun belli grupların elinde olacağını belirtti.

 

DEĞİŞİME UYUM SAĞLAMAK YERİNE ONU ŞEKİLLENDİR

Cem Tarık Yüksel ise konuşmasının başında Tarhan gibi, değişime uyum sağlamanın bizleri yıprattığını, bunun yerine onu şekillendirmek gerektiğini vurguladı. İleride Matrix’in gerçek olacağını, istenilen herhangi bir bilginin direkt kişiye aktarılacağını, bilgiye ulaşım konusunda sınırlar ortadan kalkacağı için kişisel başarının bilginin farklı kullanımından kaynaklanacağını belirtti.

Yüksel, gelecekte var olacak mesleklerden birinin “Düş Üreticiliği” olacağını ifade etti. Genetik alanında, etik olmasa da ebeveynlerin doğacak bebeğin göz ve saç renginin tonlarını seçme imkânı olabileceğini, kaliteli tasarım için dönemin Dolce & Gabana, Armani benzeri isimlerine başvuracaklarını belirtti.

Sanal bulunma (presence) kavramından bahseden ve hologramlı tele konferans yoluyla üç boyutlu olarak aynı anda birden fazla yerde bulunmanın artık gerçek olacağını belirten Yüksel, insan hayatında artık tüketici yorgunluğu oluşmaya başladığını, hayatta karmaşadan yalınlığa geçmek zorunda olduğumuzu ve geleceğe minimalizmin hâkim olacağını söyledi.

Yüksel son olarak da aynı anda birkaç iş yapan (mail yazarken müzik dinleyen, tv seyreden ve MSN’de yazışan) kişiler için klasik eğitim sisteminin yeterli olmayacağı ve eğitim sisteminin buna göre yeniden düzenlemesinin gereğini vurguladı.

Yüksel’e göre gelecekte önem kazanacak meslekler şöyle:

İnternet pazarlama uzmanlığı, anti-terör uzmanlığı, iş terapistliği, network uzmanlığı, web uzmanlığı, sürdürülebilir iş modeli uzmanlığı, etki ve mahremiyet koruyuculuğu, sağlık karantinacılığı, biyoloji ve gen uzmanlığı, içerik yaratıcılılığı, matematikçilik – simülasyonculuk, holografikerlik, yaşam koçluğu – guruluk, rüya gerçekleştiriciliği, tasarım guruluğu, enerji ve kaynak müfettişliği, ekomanüpülatif çiftçilik ve balıkçılık.

 

Fütüristler Derneği, 2005 yılında, sosyal ve pozitif bilimler açısından tüm disiplinlerin ve teknolojinin insanlığı ne kadar ve nasıl etkileyeceği, nelerin değişeceği ve dönüşeceğiyle ilgili görüşleri paylaşmak; iş yaşamı ve sosyal hayatı iyileştirmeye yönelik yöntemler geliştirmek üzere faaliyetlerde bulunmak amacıyla kuruldu. Kurucuları Alphan Manas, Faruk Eczacıbaşı, Işık Biren, İbrahim Kavrakoğlu, İrfan Sayar, Jan Nahum, Oğuz Manas, Rıfat Sağlam, Ufuk Emekli, Uğur Yüce ve Yurtsan Atakan’dır.