Bu acı unutulur mu...

2003 yılının Ağustos ayında muayenehanesinde teröristlerin hain saldırısına kurban giden Diş Hekimi Yasef Yahya, ölümünün 6. yılında  13 Ağustos Perşembe günü mezarı başında anıldı

Ester YANNİER Toplum
19 Ağustos 2009 Çarşamba

Roza ve Hayim Yahya çiftinin iki oğulları vardı.  Başarılı iki evlat yetiştirmiş olmanın haklı gururunu taşıyorlardı. Büyük oğulları Mordo Yahya’yı 23 yaşında bir trafik kazasında kaybettiler. Bütün sevgilerini küçük oğulları Yasefe verdiler. Yasef diş hekimi olmuş ve Zizi Özlevi ile mutlu bir evlilik yapmıştı. 1997 yılında Vidal adını verdikleri bir erkek çocukları dünyaya geldi. 2002 yılında ise kızları Romina’nın dünyaya gelişiyle mutlukları pekişti. Diş hekimliği yapan Yasef Yahya 21 Ağustos 2003 Perşembe sabahı her gün olduğu gibi, muayenesine gittiğinde annesini aradı. Günlük sohbetleri devam ederken Roza Yahya telefonda muayenehanenin kapısının çaldığını duydu ve “hadi oğlum hastan geldi, sonra konuşuruz” dedi. Ancak kapıyı çalan hastası değil, tabelasında “Diş Hekimi Yasef Yahya” ibaresini okuyan teröristlerdi. Yasef Yahya o gün, uğradığı saldırıda hayatını kaybetti. İlk aylarda, cinayet adi bir suç olarak değerlendirilirdi.  Birkaç ay sonra ise Yahya’nın sadece Yahudi olduğu için öldürüldüğü; onun da sinagog saldırılarında hayatlarını kaybedenler gibi bir terör kurbanı olduğu gerçeği su yüzüne çıktı.

Her yıl Yasef Yahya’nın anma duasına katılırdım. Ancak bu yıl şehir dışında olduğumdan duada hazır bulunamadım. Kendilerini evlerinde ziyaret ettim

Salonun her yanını kaybettikleri oğullarının ve özlemi içinde yaşadıkları torunlarının farklı dönemlerde çekilmiş resimleri süslüyor.

 Roza ve Hayim Yahya olayın üstünden altı yıl geçmesine rağmen kaybettikleri oğulları Yasef Yahya’nın acısını hala ilk günkü tazeliğinde yüreklerinde hissediyorlar. Dünmüş gibi bahsediyor o günden gözleri yaşlı anne… Anlatırken adeta tekrar yaşıyor o sabahı…

Tek avuntuları torunları Vidal ile Romina idi. onlar da   olaydan yaklaşık 6 ay sonra anneleri Zizi  ile  İtalya’ya göç ettiler.

Şimdi Yahya çifti her yıl Pesah Bayramı’nda onları ziyaret edebiliyor, biraz olsun hasret gideriyorlar.

Roza Hanım, “Vidal, çok akıllı bir çocuk. Bu yıl okul birincisi oldu; Romina ise bu yıl ikiye geçti” sözleriyle sevgili torunlarından gururla söz ediyor.

Çocuklara gerçeği söylemek zor. İlk yıllarda Vidal’e babası Yasef’in hastalanarak öldüğü söylenmiş. Romina ise bu yıla kadar annesinin Mısır kökenli bir Yahudi olan ikinci eşi İzak Mir’i baba olarak biliyormuş. Birkaç kere gerçek söylediğinde ise sessizce bulunduğu ortamı terk etmiş küçük Romina…

Baba Hayim Yahya, toplumun duyarsızlığına değinerek, anma törenine çok az insanın katılmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor, “Onun yerinde herhangi birimiz olabilirdi” diyor.

 “İvo Molinas, Yasef’i çok iyi tanırdı. 2005 yılının ağustos ayıydı yine bizi arayarak ‘lütfen  ‘Her sabah uyandığında…’ başlıklı yazımı Vidal’e söyleyin okusun’ dedi” . Ben de o yazıyı kesip göndermek istedim. Bu arzumuzu İtalya’ya ilettiğimizde Vidal’in zaten Şalom’un internet sitesinden haberi olduğunu ve oradan okuyabileceğini söylediler. Yani her şeyden haberi vardı. Babasının hastalıktan değil, bir saldırıda hayatını kaybettiğini öğrenmişti. Romina ise bilinçsizce “babaanne” ifadesini kullanıyor” diyor Roza Hanım. Hayim Bey de onaylıyor onun bu dediklerini.

Yahya çiftinin tek arzusu bu sene bar-mitzva yapacak olan Vidal’in bir kez olsun babasının mezarını ziyaret etmesi ve köklerini tanıması…