Ağa Takılanlar

İzak BARON Dünya
12 Ağustos 2009 Çarşamba

Haftanın yankıları

“AMOS GİTAİ’NİN BÜYÜK BİR FİLM YÖNETMENİ OLDUĞU ŞEHİR EFSANESİDİR”

Evrensel mesaj verme uğruna Türk ile Fransızı, Filistinli ile İsrailliyi bir araya getir, şakacıktan bir ağıt söylet, barkovizyonun durması gerektiği zaman teknisyenin kocaman elini ışığın önüne getirecek kadar ilkel bir teknik ham hum şorolop numarasıyla, bize performans sanatı numaraları yap. Vallahi Amos Gitai’nin büyük bir film yönetmeni olduğu zaten şehir efsanesidir. Tiyatrodan da, performanstan da ömür boyu uzak durmalı, hele İstanbul’u halen terk etmediyse, bir köşede şiş kebap filan yiyorsa, acilen terk etmelidir.

Nedim Saban   

http://www.acikgazete.com/yazarlar/nedim-saban/2009/08/03/hadi-2010-u-tartisalim-i.htm#

ŞALOM GAZETESİNDE KAÇIRDIĞIM FIRSAT”

Yıllar içinde Yahudi cemaatinden ciddi bir okuyucu kitlemin olduğunu biliyorum. Çoğu eğitimli birikimli bu insanlar benim bazen hayli rahatsız edici olabilen tuhaf mizah anlayışıma alışmışlardır. En son olarak benden Şalom gazetesine bir yazı yazmamı istediklerinde memnuniyetle kabul ettim ve tamamen gayrı ciddi bir şeyler yazmak amacıyla işe giriştim. Bruno’yu anlattım orada da. Ama o günlerde Bruno’nun konuşmalarının hepsinden haberdar değildim. Bilseydim o yazıda Bruno’nun özellikle şimdi vereceğim lafını da mutlaka eklerdim yazıya.

Şöyle diyor Bruno:  ‘Ben son 100 yıl içindeki sadece aykırı davrandığı için çok eleştirilen ikinci Avusturyalıyım.’

Şalom gazetesindeki bir mizah gazetesine yakışan bir cümleydi bu ama ne yazık ki fırsatı kaçırdım. Çok üzgünüm.

Serdar Turgut

http://aksam.com.tr/2009/08/08/yazar/13826/serdar_turgut/salom_gazetesinde_kacirdigim_firsat.html

“KUSURA BAKMAYIN ÇOCUKLAR, BİZ TÜRK DEĞİLMİŞİZ”

Ben, ecdadı 1492 yılında İspanya’daki Engizisyon’dan kaçıp Osmanlı Türkiyesi’nde kucak açılmış Yahudi dinine mensup bir Türk vatandaşıyım. 1955 yılında doğup 1961 yılında ilkokul 1. sınıfına girdiğim günden itibaren, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ tümceleriyle beynime Türk olduğum kazındı. Bayrağım ve milli marşımın ne olduğu öğretildi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kurucusu Atatürk’ün söylediği, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü okul duvarında, kitabında ve her türlü malzemenin üzerinde öğrenerek, bilinçlendirilerek büyüdüm. Birileri kalkacak ve bana, ‘Yok kardeşim sen Oğuz ve Kayı boylarından, Orta Asya’dan gelmediğin için Türk değil, Türkiyelisin’ diyecek ve ben de, ‘Ha peki haklısınız’ diyeceğim. Hadi canim sende... Ne olacak benim 50 yıllık eğitimim, öğrenimim, ne olacak 26 yaşına gelmiş oğluma, 23 yaşına gelmiş kızıma verdiğim Türk eğitimi, kimliği... Şimdi kalkıp kendilerine, ‘Kusura bakmayın çocuklar, biz Türk değilmişiz, sadece Türkiyeliymişiz’ mi diyeceğim?

Rafael Sadi

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&Date=08.08.2009&ArticleID=1124599&AuthorID=210&b=Kurt%20acilimi%20ve%20Rafael%20Sadinin%20mektubu&a=Ali%20Nail%20Kubalı&ver=56

 

“BİR ‘ONE MİNUTE’LE HEMEN GALEYANA GELİRİZ”

Ayrıca “Leonard Cohen’e şuraya git, buraya gitme” deme hakkını nereden buluyorsunuz kendinizde? Sizin mantığınızdan hareket edilirse, Cohen’in Türkiye’ye gelmesini kınayacak başka uluslardan da bir sürü insan var...

Gören de bizi her türlü toplumsal olaya tepki gösteren, çok duyarlı bir millet sanacak. Gerçekten çok acayibiz... Kendi yaşadığımız sorunları unuturuz, her şeye koyun gibi kafa sallarız ama bir “One minute”le hemen galeyana geliriz.

Mevlüt Tezel  

http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/12229597.asp?yazarid=246&gid=61

 

Nette ilginç siteler

 ARTHUR BENJAMİN’İN MATEMATİK EĞİTİMİNİ DEĞİŞTİRME FORMÜLÜ

Her zaman birileri matematik öğretmenine sorar, “Gerçek hayatta kalkülüsü kullanacak mıyım?” Ve çoğumuz için, diyor Arthur Benjamin, cevap hayırdır. Arthur Benjamin, dijital çağda matematik eğitiminin nasıl yararlı hale getirilebileceği üzerine cesur bir öneride bulunuyor.

http://www.ted.com/talks/lang/tur/arthur_benjamin_s_formula_for_changing_math_education.html

 

Haftanın bilgisi

YAHUDİ KÖFTESİ ŞANLIURFA

Bu yemeğin tadı o kadar lezzetli ki anlatmaya kelimeler yetmez. Tarif yine Urfa mutfağına ait; benim annemden öğrendiğim ve yapıp yemeye bayıldığım bir tarif. Yapımı da çok kolay, daha önce hiç denemememe rağmen evlendikten sonra rahatlıkla yaptım ve sadece annemden görerek öğrendim. Duyduğuma göre Urfalı hanımlar bu tarifi orada yaşayan azınlıklardan öğrenmiş, o nedenle adi Yahudi Köftesi.

http://yaseminyucel63.blogcu.com/yahudi-koftesi-sanliurfa_11524531.html