Adalarda internet

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
15 Temmuz 2009 Çarşamba

Yaşamayı düşünmediğim ama her gittiğimde çok mutlu olduğum bir yer Burgaz Adası. Garip bir tılsımı var. Nedir derseniz tam olarak adlandıramayacağım. Aslında adadan ziyade bir köye benziyor. Herkesin birbirini yakından tanıdığı bir köy. En önemlisi Burgaz bir ‘çocuk cenneti’. Özgür bir ortamda, imece usulü büyüyorlar. Ada’ya ne zaman ayak bassam, iki kişiyi özlemle anarım. Biri Şalom’un eski Yazı İşleri Müdürü Salamon Bicerano, diğeri ise halam Sara Kohen. Birbirleriyle hem komşu hem de dosttular. Hatırladığım kadarıyla ‘Bici’ birçok şiirini bu evde yazdı.

Tesadüf eseri geçtiğimiz hafta iki kez Burgaz’a gittim. İlkinde dostlarımızın evinde Heybeli’ye bakan muhteşem terasta mehtabın doğuşunu izledik. Mehtap her yerde güzeldir ama Heybeli’nin arkasından ağır ağır yükselen dolunay bir başka güzel.

Pazar gecesi  başka dostlarla sahildeki balıkçıda yemek yedik. Biz balığımızı yerken, yanımızdan geçip gidenleri izledim. Yaşlısından gencine ikişerli üçerli gruplar sohbet ede ede yürüyorlardı. Huzurlu, dingin bir havaydı. Burgaz o gece ağır çekimdeydi sanki. Vapur saatimiz yaklaştıktığında arkadaşlar bizi iskeleye kadar yolcu ettiler. Bu da diğer adalarda pek sık rastlanmayan güzel bir gelenek.

Cumartesi gecesi bizler sohbet muhabbet ederken, şehirde Topkapı Sarayı’nda ünlü piyanist İdil Biret, The Whitehall Orchestra ile birlikte konser veriyordu. Konser öncesi elli kişilik bir grubun protesto gösterisi gerginlik yarattı. Konser afişlerinin yakılmasına, eylemlerin yapılmasına neden konsere bir şarap firmasının sponsor oluşu ve içki ikramıydı. İdil Biret arka kapıdan içeri alındı ve konser gerçekleşti. Aralarında bazı dostlarımızın da bulunduğu izleyicilerin çoğu konseri dışardaki gelişmelerden habersiz olarak dinledi. Her ne kadar protestocular ertesi gün İdil Biret’ten özür dileyerek, olayın şahsına ve konsere yönelik olmadığını belirttilerse de, konu Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal etti.

Adalarda internet kullanımı başlı başına bir olay. En azından Büyükada’da böyle. İskele cıvarında elinde bilgisayarı açık birilerini yürürken görürseniz sakın şaşırmayın. Sinyal aldıkları anda en yakın cafede oturacakları kesindir. Diğer yanda sitede oturup limitli internet bağlantısı olan bir aile sayesinde, onlardan ücretsiz olarak yararlanan komşular da vardır. Üstelik bu kullanımı gizli saklı da yapmazlar. En küçük bir aksamada, “İnternet niye gitti?” diye de seslenirler. Görüldüğü üzere teknik konularda değişik çözüm arayışlarına gidiliyor. Komşular yararlanıyor, abone olan faturayı ödüyor...

Bu yaz çatlak, kırık gibi rahatsızlıkları çok sık duyar olduk. Bu vesile ile sevgili büyüğüm, sadık okurumuz Süzi Danon’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.