Bunları biliyor muydunuz?

Futbol nedir? 22 adamın meşin bir yuvarlağın peşinden koşması, bu meşin yuvarlağı birbirleri arasında yedi metre olan iki direk arasına sokmaya çalışması mıdır? Bu kadar anlamsız mı bu oyun?

Rıfat KARAKÖY Spor
1 Nisan 2010 Perşembe

Oyun dedik ancak sadece bir oyun mudur ki futbol?

Aslında futbolu anlamak için bütün bu soruları cevaplamak gerekir.

Birçok insana göre futbol yalnızca yukarda sayılan özellikleri barındıran basit bir oyun.

Ancak futbol kesinlikle sadece bir oyundan ibaret değil. Aslında futbol, doğru bakıldığı zaman o anki ekonomik durumu, sosyal yapıyı ve bunun gibi bazı özellikleri daha gösterebilen bir büyüteçtir. Tarihinin araştırılması gereken, aslında başlı başına tarih olan bir tanımdır.

Bu hafta sizlerle basit bir oyun gibi gözüken ancak oyundan çok daha üstün olan futbolun tarihi içerisinde yaşanmış bazı ilginç olayları paylaşmak istiyorum.

Dünyada ‘milli servet’ ilan edilerek yurt dışına transferi meclis kararıyla yasaklanan tek bir oyuncu olduğunu, ülkesi dışında bir kez bile forma giymeyen bu oyuncunun büyük efsane ‘Pele’ olduğunu,

Şişirilmiş ilk sert plastik balonu deri kaplı malzemenin içine koyarak günümüzdeki futbol topunun temellerini atan adamın, daha sonra araba lastikleriyle günümüzde bile adı anılan ‘Charles Goodyear’ olduğunu,

Hakemin ilk kez saha içine alınışının 1891 yılı, elle atılan ilk taç atışının 1882 yılında yapıldığını,

  Tarihte ilk defa maçın sonucuna yazılı itirazın, 1916 yılında oynanan Uruguay-Şili maçından sonra, 4-0lık farklı skorla mağlup olan Şili tarafından yapıldığını, bu itirazın ise Uruguay’ın iki zenci futbolcu oynatmasına istinaden yapıldığını,

Soyunma odasında açıkça doping iğnesi olan ve ardından bir kadeh konyak ile bir puro içmeden maça çıkmayan bir oyuncunun, tüm kalecilik rekorlarına sahip olduğunu, 20 yıl hiç sakatlanmadan oynadığını, arkasında bekleyen dört genç kalecinin hiç oynamadan kariyerinin bittiğini ve bu kalecinin ‘Nazareno Zamora’ olduğunu,

1991 yılında oynanan Sovyetler Birliği - Endonezya maçının kırılamayan bir rekorun adresi olduğunu, buna göre Sovyetler Birliği’nin 27 korner, 68 şut attığını. Endonezya’nın ise bir tek korner kullanmadan ve rakip kaleye bir tek şut çekmeden maçı bitirdiğini ancak maçın 0-0 sona erdiğini,

Şili’nin Colo Colo takımında oynayan David Arellano’nun ‘röveşata’ hareketinin babası olduğunu, bu hareketiyle ünlenen Arellano’nun sırf maç içerisinde sık sık bu hareketi yapması için Avrupa turnesine çıkarıldığını, daha sonra ise rekor bir transfer teklifi aldığını, ancak bu transfer teklifinin ünlü bir kulüp olmayıp, İtalyan sirkinden olduğunu  biliyor muydunuz?

Bu hafta sizlere, bana göre bir yaşam felsefesi olan futbolun tarihinin içerisinde olmuş ilginç olayları vermek istedik. Bir önceki yazımızda belirttiğimiz derbilerin yansımaları da aslında her şeyi ortaya koyuyor.

Futbol ‘Charles Goodyear’ın yaptığı toptan, o topa vuran ‘milli servet Pele’den, kırılmadık rekor bırakmayan, maça konyak ve puro içmeden çıkmayan ‘kaleci Zamorra’dan ibaret değil.

Futbol bunların bütünü ve çok daha fazlasından ibaret. Sadece birazcık dikkatli bakmak yeterli...