/Güney Amerika Yahudileri -4

Orta Amerika’nın tropik ülkeleri, büyük miktarlarda olmasa da, çok eski zamanlardan beri Yahudilere ev sahipliği yapmakta. Bu ülkelerde Yahudi nüfusu fazla olmamakla beraber, eski çağlardan kalan Yahudi kültürünün izlerine halen rastlanmakta…

Sara YANAROCAK Kavram
28 Ekim 2009 Çarşamba

Kolombiya, Ekvator, Peru, Bolivya ve Paraguay’ın da daha küçük ölçekte, benzer bir Yahudi yerleşmesi tarihleri vardı. Nazi Avrupası’ndan önemli bir mülteci akımı oldu, ancak bir kısmı bir süre oyalandıktan sonra Arjantin’e ve diğer ülkelere geçtiler. Bu ülkelerde her ne kadar bir hayli sinagog ve cemaat binası bulunsa da, nüfusları önemsizdi. Güney, hiçbir zaman fazla bir Yahudi göçünü cezp etmemesine rağmen, 17. yüzyılda buraya birtakım yüzleşenler oldu. Surinam, batı yarım küresindeki en eski sürekli Yahudi yerleşmesi olduğunu iddia etmekte (1639’a dayanır); bugün hâlâ Paramaribo’da küçük bir Yahudi topluluğu bulunuyor ve Jodensavanne’daki (Yahudilerin savanası) sinagog, turistlerin gezmesi için onarıldı.

 MEKSİKA

1960 Meksika nüfus sayımı, 110.750 Yahudi (Israelitas) olduğunu kaydetti. Ancak bu rakam kendilerinden başka güvenilir istatistiklerin yokluğunda, daha kabul edilebilir türden 35.000 Yahudi olduğunu, bunların 20.000’nin Doğu Avrupa kökenli, diğerlerinin ise Sefaradi, Suriye, Alman, Macar ve Amerikalı olduğu söylenebilir. Etnik grupların her biri topluluk kurumlarını korur, ancak daha büyük örgütler de vardır. Bunların en başarılısı, daha genç kuşağa yönelen 25.000’in üstünde üyeli bir spor kulübü ile oldukça kapsamlı bir okullar ağıdır. Dinsel yelpaze, aşırı gelenekçi Halep topluluğundan, tutuculara kadar çeşitlilik gösterir, ancak dini katılım genelde gevşektir. Çoğu ülkeye iki dünya savaşı arasında gelen Yahudiler, 1940’ların ve 1950’lerin zenginliğinden yararlanmış, fakat sürüp giden antisemitizmden acı çekmişlerdir. Devlet genel olarak Yahudi topluluğu ve İsrail’le iyi ilişkiler içinde oldu. Ancak 1982’de Yahudiler, ülkenin ekonomik sorunlarından ve Lübnan Savaşı’ndan sonraki düşmanlık ortamından kaygı duyduklarını dile getirdiler. Bu tip hareketler ne yazık ki günümüzde de geçerliliğini korumakta. Meksika’nın ilginç taraflarından biri yerlilerini çeşitli farklı gruplarının veya “mestizos”ların kendilerine İsrailli demesi ve Yahudi törenlerini uygulamasıdır. Venta Pietanın İsraelitas’ı 1569’da Engizisyon tarafından kazığa bağlanıp yakılan Carvejal ailesinden geldiklerini iddia ediyorlar.

KARAİPLER

Batı Hint Adaları’nın, Portekizliler Hollanda Brezilyası’nı ele geçirince, bu ülkeden kaçan göçmenlerin Hollandalı, İngiliz ya da Fransız yönetimindeki birtakım adalara, hatta İspanyolların Kübası’na yerleştiği 17. yüzyıl kadar gerilere giden çok değişken ve ilginç bir Yahudi tarihi vardır. Bu Yahudiler bölgenin ticaretinde önemli rol oynadılar. Bu yerleşmelerin kalıntıları hâlâ Çuraçao’da, Barbados’ta ve diğer yerlerde görülebilir. Çuraçao topluluğu 1651’den bugüne kadar kesintisiz bir tarihsel süreklilik gösterir, burada Yahudiler adayı ilgilendiren konularda çok sivrildiler. Curaçao, Mikveh Israel Cemaati 1651’de kuruldu, ancak şimdiki sinagog 1732’de tamamlandı. Bu, Yeni Dünya’da halen kullanılmaya devam edilen en eski sinagogdur. 1982’deki 250. yıldönümü, Hollanda Hükümeti temsilcilerinin de katıldığı resmi bir öykü ile kutlandı. Fakat yerleşmelerin çoğu o kadar kalıcı olmadı. Fransızlar 1683’ten beri Yahudileri kolonilerden sürdüler, daha sonra da başka kargaşalıklar meydana geldi. Topluluklar, adaların değişen kaderleriyle birlikte giderek küçüldüler. Bugün varlığını sürdürenler de, genellikle son yüzyıl boyunca Avrupa’nın huzursuzluklarından kaynaklanan, daha yakın tarihlerde de ABD’nin kendi varlıkları Porto Riko, Virgin Adaları’na ve Bahamalar’a doğru yine göçlerin sonucu olarak görülebilir.

Bu yüzyılın başında bir Reform sinagoguyla bir Amerikan topluluğunu barındıran Küba, çok yakında Ortadoğu’dan bazı göçmenler aldı ve giderek çok sayıda göçmenin Doğu Avrupa’dan ABD’ye geçişine bir transit limanı oldu. Amerika’nın göçmen alma sınırlamaları, 1920’li yıllarda Küba’da önemli bir Aşkenazi varlığının birikmesine yol açtı ve söz konusu nüfus, 1933 ile 1944 yılları arasında Nazi Avrupası’ndan göçen binlerce göçmenin gelmesiyle daha da büyüdü. Savaş sonrasında 10.000’den fazla Yahudi çoğunluğu Havana’da yaşamakla birlikte adaya oldukça yayıldı. Bunlar, zayıf başlangıçlarına rağmen, çok iyi çoğu 1959 devriminden sonra, yurt dışına, özellikle Dominik Cumhuriyeti’ne göçen az sayıda Yahudi, bugün büyük ölçüde ülkelerini terk etti ve politik belirsizlik, bir zamanlar büyük ve zengin bir grup olan Jamaika topluluğunu bir avuç insana indirdi.

ORTA AMERİKA CUMHURİYETLERİ

Hepsi birlikte ancak birkaç bin kişiden oluşan altı Orta Amerika Cumhuriyeti cemaatleri, 1964’ten beri Orta Amerika Yahudi Toplulukları Federasyon’unda birleştiler. Güney Amerika’daki yerleşme örüntüsünü izleyerek, en büyük yerleşme, yüksek yaşam standardı ve esas itibariyle beyaz nüfuslu olan Kosta Rika’da yer alır; diğer yandan az gelişmiş ve büyük ölçüde “mestizo” olan, Honduras, Nikaragua ve El Salvador çok az sayıda Yahudi’yi çekebilmiştir. Politik ve askeri çatışmalar bu ülkelere yerleşmeyi engelledi, Nikaragua’nın küçük topluluğu 1979’daki sol-kanat darbesinden sonra ülkeden ayrıldı. Özelikle Kosta Rika ve Guatemala, İsrail’le yakın ilişkilerini sürdürdüler, bu ülkelerin Yahudi toplulukları yerel antisemitlere rağmen belirli bir istikrarı Panama topluluğu iyi kaynaşmış olup ülkenin kültürüne ve politik yaşamına önemli katkılarda bulundu. Kanal bölgesinde Amerika Yahudileri’nin küçük yerleşmeleri bulunuyor.