YAKUP TRANA’DAN Küresel ölçekte yeni bir albüm

Türkiye’de hızlı bir çıkış yaparak, Türk Rock Müziği’ne kendi modern müzik tarzını getiren Yakup Trana,  yaratıcılığını en iyi ortaya koyduğunu düşündüğü Seattle’a geri döndü. Bir Amerikan yapımı olan son albümünün piyasaya çıkmasına günler kala, İnternet üzerinden Yakup Trana ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Işık Sivil KARAKOÇ Yaşam
28 Ekim 2009 Çarşamba

Dinlemesi rahat, içinde içten melodileri ve farklı tarzları barındıran özgün İngilizce  “FMSR” albümünü, resmi olarak yayınlanmadan önce http://www.yakuptrana.com/ adresinden keyifle dinleyebilir ve onu destekleyenler arasına katılabilirsiniz  

Öncelikle kısaca sizi ve grubunuzu tanıyabilir miyiz?

Şu anda Türkiye de kurmuş olduğum gruptan ayrı olarak solo projem üzerinde çalışmaktayım, sanırım önümüzdeki ay albüm resmi olarak yayınlanmış olur. Canlı performanslar için benimle çalan arkadaşlar, Marcus Wood (gitar), Josh Halbert (bass) Diarmuid Cullen (davul). Diarmuid albüm kayıtlarında da yer alan tek kişi. Hepimizin ortak yönü ayrı dönemlerde olmasa dahi Seattle’daki Cornish Art Institute’ta bulunmuş olmamız.

 Türkiye’de ve Avrupa’da iyi bir çıkış yaptıktan sonra son albümünüz için neden Seattle’a dönmeye karar verdiniz?   Albümünüzün çıkış noktasını söyleyebilir misiniz? Albümünüzü ve kendi tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

2005 yılı sonuna doğru Türkiye’ye döndüğümde Seattle da başlamış olduğum müzik kariyerimi askıya almış oldum. Aklımda hep Amerika’daki kariyerimi devam ettirmek ve orada bir albüm yapma düşüncesi zaten vardı. Türkiye de müzik piyasasının can çekiştiği şu sıralarda enerjimi bu tarafa yönlendirmenin daha doğru olduğuna inanarak yakında yayınlanacak bu albüm için şu anda Seattle’dayım. Albüm veya tarzı hakkında söyleyebileceğim şeylerden en önemlisi her zaman ki gibi içimden nasıl geldiyse öyle kayıt ettim. Türkiye de arabesk ve pop kültürü ile yozlaşmış olan rock müziğinden uzak global sound’a sahip ve güncel tarzda bir albüm diyebilirim. Kaos albümünde bu tarz zaten değişik bir şekilde vardı ama sanırım Türkçe sözlü olmasından dolayı insanlar tarafından algılanmamış olabilir. Tamamıyla güncel Amerikan kültürüne ait, dinlenmesi ve sindirilmesi kolay olan melodik bir albüm oldu diyebilirim.

GELECEK PROJELER

 Bundan sonrası için ağırlıklı olarak Türkiye’de mi yoksa Amerika’da mı müzik yaşantınıza devam etmeyi planlıyorsunuz? Ya da kendinizi dünya vatandaşı olarak mı görüyorsunuz?

Bu albümün gidişatına göre bir sonraki albümün nasıl ve nerede olacağı belli olur. Müzik nerede yaşamamı isterse ben orada yaşayacağım. Belki de bu evet dünya vatandaşıyım demek sayılır.

 Gelecek için yeni projeleriniz ve hedefleriniz nelerdir?

Şu anda burada yayınlanacak albümünün tanıtımı için çalışmaktayım. Bir yandan konser ve turneler için grubu hazırlarken diğer yandan albümün video, reklam, web sitesi, CD tanıtımı partisi, konser tanıtımı gibi promosyon materyallerini tamamlamaktayız. Öte yandan sanırım önümüzdeki haftalarda, yine Seattle da olmak üzere, bir bayan caz şarkıcının albüm çalışmalarında yapımcı olarak çalışmalara başlayacağım.

 Son albümünüzü sadece İnternet üzerinden satışa sunduğunuz. Web sitenizde gelirini de kimsesiz çocukların yararına bağışlayacağınızı belirtmişsiniz.  Sizi tamamen aracı şirketler ile bağlarınızı kopartma noktasına getiren süreçten bahsedebilir misiniz?

Uzun bir süredir müzik endüstrisinin yalnız performans değil lojistik kısmı ile de meşgul olmamdan ötürü yapımcı veya plak şirketlerinin yapmış olduğu işleri belirli bir çapta olsa da kendi başıma yapabilecek şekilde kendimi eğittim. Bu sebepten dolayı, albüm promosyon ve pazarlama işlerini halledebilecek küçük takımlar kurarak albümlerimi yayınlamayı ve kimseye bağımlı olmamayı tercih ediyorum. Kendi çizmiş olduğum takvime bağlı olarak özgürce hareket edebilmek ve müziklerimi insanlara tamamıyla benim istediğim şekilde iletebilmek benim için çok önemli. Sanırım özellikle Amerika’da gün geçtikçe bunu yapan ve müzik hayatlarını küçük ya da büyük çapta devam ettiren sanatçıların sayısı giderek artmakta.

ROCK’IN GELECEĞİ

 Ülkemizde ve dünyada rock müziğinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Hangi tarzların ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz?

Ülkemiz rock müziğinin çok üzücü durumda olduğunu söyleyebilirim. Bu konuda birçok röportajda görüşlerimi belirttim. Kimsenin bu konuda el ele verip bir değişiklik yapmak üzere atılım yapacağını da görmüyorum. Ülkemizde yerli rock müzik, arabesk ve varoş kültürlerinin çizmiş olduğu rotada ilerlemekte ve ya gerilemekte. Yabancı rock müzik dinleyicisi ise genelde medya ne derse odur seklinde bilinçsiz, kimliksiz bir durumda.

Dünya genelinde her zaman olduğu gibi Amerikan veya İngiliz gruplarının etkisi devam ediyor. Televizyon ve ya radyoda dinleyemediğiniz ama yöresel olarak başarılı olan, değişik sesler getiren grupların sayısı giderek artmakta. Bana kalırsa uzun bir süre Glam ve ya Grunge akımları gibi bir dalga olmayacak. Kendine has sound’a sahip sanatçı ve grupların rastgele yükseldiği bu dönem bir süre daha devam edecek. Amerika ve Türkiye arasında gidip geldiğim sürede Türkiye’nin son dönemde güncel rock müzikten en kopuk olduğu dönemi yaşadığını belirtmek isterim. Bu yüzden gelecekte herhangi bir akım olduğunda, bunun çıkısını sadece o çıkısı yapan grupları görerek anlayabiliriz; ama bu dalgaya sebep verecek ve şu anda bunu yaratmakta olan gruplardan -kişisel olarak çaba sarf etmediğiniz takdirde – haberdar olmayacağız.

 Hayranlarınızla olan iletişimizi nasıl sağlıyorsunuz? Onlardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Hayran kitleniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Genelde internette özellikle web sitem ve ya “Facebook” aracılığı ile iletişimdeyim. Şu ana kadar geri dönüşler her zamankinden daha fazla ve daha pozitif. Sanırım son yılda Türkiye’deki çalışmalarım zaman içerisinde kendiliğinden bir yayılma yaşanması sağladı. Müziklerimi beğenen insanların, genelde biraz daha Türkiye genelinin dışında müzikler dinleyen, yeniliğe açık insanlar olduğunu tahmin ediyorum.

YAKUP TRANA’nın müzik yolculuğu

Seattle Cornish College Sanat Okulu’nda caz gitar eğitimi alan Yakup Trana,  ‘Akdeniz Gitar Trio’ adlı ilk grubunu 2001 yılında kurdu. Caz ve flemenkoyu birleştiren tarzıyla  ‘Akdeniz’ adlı ilk albümü büyük ilgi çekti. 2002 yılında TRANA grubunu kuran Yakup Trana’nın alternatif rock türündeki ikinci albümünü yayınladı. Ardından Türkiye’ye dönen ve YAKUP grubunu kuran Trana ‘Şunu Bunu’ albümü ile Türk Rock müzik piyasasına hızlı bir giriş yaptı. Ardından Duman grubunun solisti Kaan Tangöze ile yaptıkları iki şarkılık single ‘Karanlıkta’ yayınlandı. Seattle kaydedilen, sözleri ve besteleri tamamen kendisine ait olan ‘Kaos’ ile Yakup Trana hayran kitlesini arttırdı ve ‘Bilmece’ adlı şarkı, 2007 yılında, MTV Avrupa Ödüllerinde  “Avrupa’nın Yeni Sesleri” kategorisine Türkiye’yi temsil etti. Farklı türlerin etkileşimi ile kendi özgün modern rock tarzını geliştiren Yakup Trana,  şu sıralar Amerika’da son albümü ‘FMSR’ (fame money sex rock & roll) tanıtım çalışmalarını sürdürürken, Amerika’da bir dizi konser vermeye hazırlanıyor.