Facebook nereye koşuyor?

Metin BONFİL Köşe Yazısı
21 Ekim 2009 Çarşamba

Halen bir Facebook profiliniz yoksa bu yazı sizin için. Bir Facebook profiliniz varsa, çağı yakalamış olmanızın tebessümünü görür gibiyim.  Bölük pörçük haberlerle de olsa Facebook’un bir başarı öyküsü olduğu herkesçe malum.  Bu yazıyı yazmadan önce Şalom yazarlarının facebook hakkındaki yazılarına bir göz attım: 2007 senesinde facebook’a girme heyecanı ile yazılmış yazılar, facebook’ta keyifle oynanılan oyunlar hakkında ve en son 52 milyon kişinin oynadığı Farmville oyunu hakkında yazılar daha önce Şalom okurlarına sunulmuş.

Ancak, böylesine bir ‘success story’ olmuş girişimin rakamlarına ve ticari sonuçlarına tekrar bakmak ve yenilenmek istiyor insan.  Facebook’un hikâyesi ve gelişmesi şöyle:

Harvard’da bir yatakhane odasında Mark Zuckerman, Dustin Moskowitz, Chris Hughes ve Eduardo Saverin adlı dört kafadar tarafından 2004 senesinde kurulan Facebook, aynı yıl Palo Alto’ya taşınıyor (galiba Harvard’ı da bitirmiyorlar) ve yılsonunda bir milyon kullanıcıya ulaşıyor.  Beş ay sonra, 12,7 milyon dolar girişim sermayesi alıyorlar ve özellikle lise talebeleri arasında ciddi şekilde yayılıyorlar.  2005 sonunda 5,5 milyon kullanıcıya ulaşıyor. 

2006 senesinde 27,5 milyon dolar tutarında ikinci bir finansman sağlıyorlar ve giderek artan uygulamalarla kullanıcı sayısı yılsonunda on iki milyona ulaşıyor. Küçük çaplı reklam almaya başlıyor.

2007 senesinde Kanada ve İngiltere’den üç milyon kullanıcının katılımı ileFacebook globalleşmeye başlıyor.  Aynı sene Microsoft’tan şirket hisselerinin % 1,5’uğu karşılığında 240 milyon dolarlık üçüncü tur kaynak temin ediyor ve yılsonunda 50 milyon kullanıcıya ulaşıyor.

2008 senesinde başta İspanyolca,  Fransızca ve Almanca olmak, daha sonra da 21 yeni lisan eklemek suretiyle 25 lisanda dünyaya yayılıyor ve 100 milyon kullanıcıya ulaşıyor.

2009 senesinde olay kopuyor; Facebook 70 lisanla birden Ocak ayında 150 milyon, Nisan’da 200 milyon, Temmuz’da 250 milyon ve Eylül’de 300 milyon kullanıcının hayatına girmiş oluyor.

Geçen Mayıs ayında on milyar dolar değer üzerinden 200 milyon dolarlık bir finansman daha yapıyorlar ve böylece kuruluşundan itibaren, cirosu hariç neredeyse yarım milyar dolarlık bir finansman temin etmiş oluyorlar.  Bunu tekrar etmekte yarar var: Harvard’daki yatakhane odasından sonraki dört senede, bir web sitesi, yarım milyar dolara varan yatırım çekiyor!

Biliyorsunuz, uçak motorlarından, türbine, elektrikli ev aletlerine kadar her şeyi üreten dünya devi General Electric ile aynı değerde olan Apple Computer de bir garajdan yola çıkmış ve benzer bir hikâye ile ‘success story’ olmuştu.  Keza, Google da kısa sürede GE ile eşdeğer bir şirket oldu.

Facebook hem çok hızlı geliştiği hem de halka açık olmadığı için ne kadar ciro yaptığı ve ne kadar kâr ettiği pek bilinemiyor.  Ancak, yakın kaynaklar şirketin 2009 yılı cirosunun 550 milyon dolar olacağını tahmin ediyorlar.  Bunun tahminen 75 milyon doları sanal hediyelerden, kalanı da on-line reklam gelirlerinden geliyor.  2008 yılındaki cirosu ise takriben 300 milyon dolarmış ve seneyi karlılık bakımından başa baş kapatmış.

Facebook bir Türk şirketi olsa idi, Tüpraş, Erdemir, Arçelik, Ford, Coca Cola İçecek gibi abilerin bulunduğu en büyük ilk 70 firma arasına girecekti.

Amerika’da başlayıp artık dünyaya mal olan Facebook’un 300 milyona yakın kullanıcısının % 70’i Amerika dışından bağlanıyor.  Aktif kullanıcı sayısına göre (en az ayda bir kez bağlanan olarak tanımlanıyor)  halen,  ABD 85 milyon kullanıcıyla birinci, İngiltere 21 milyonla ikinci ve Türkiye 14 milyonla üçüncü konumda!

Facebook kullanıcılarının % 40’ından fazlası 35 yaş ve üzeri.  Zaten şirketin verdiği istatistiklere göre, şu anda Facebook’ta yeni profil açanların yarıdan fazlası 35 yaş üzerinde.

Kullanım rakamları parmak ısırtan cinsten: Kullanıcıların yarıdan fazlası her gün Facebook’a giriyor ve günde toplam altı milyar dakika zaman geçiriyorlar.  Her ay altı milyar resim ve 14 milyon video yükleniyor.  45 milyon kullanıcı grubu oluşmuş. Bunların arasında ilgilenenler için bir de Auschwitz Müzesi bile mevcut.

2001’deki dot.com krizinden sonra yatırımcılar internet şirketlerinin logaritmik büyüme ve reklam gelirleri ile kar etme hikâyelerine artık pek inanmamaya başlamışlardı.  Ancak Facebook,  yeni bir Google olma yolunda.  Reklam sektöründe de dijital medyaya ciddi bir kayış var.  Öyle gözüküyor ki, bu iki gelişme ile internet üzerinden çalışan iş modellerinden daha çok ekmek yenecek.  Bu alanda faal olanların başında İsrailli şirketler geliyor.  Başarının sırrı: bolca para, bir yatakhane odası veya bir garaj ve de iyi bir fikir...

Linkler:

www.checkfacebook.com

www.insidefacebook.com

www.facebook.com/auschwitzmemorial