Ağa Takılanlar

İzak BARON Dünya
21 Ekim 2009 Çarşamba

Haftanın Yankıları

 

·        ŞU “YAHUDİ KOMPLOSU” TEZİ

İkinci Abdülhamit’in tahttan indirilmesi, özellikle sağ muhafakazâr kesimlerde “Yahudi komplosu” ile açıklanmıştır... Yahudiler Filistin’den toprak istediler... Abdülhamit buna razı olmadı... Ve bir komplo ile tahttan indirildi... On yıllardır dile getirilen tez bu... Ben de diyorum ki... Eğer Başbakan Erdoğan, önümüzdeki süreç içinde, doğal yollardan iktidarı kaybederse... Yepyeni bir komplomuz ve yepyeni bir Abdülhamit’imiz olacak... Diyecekler ki: Hepsi bir Yahudi komplosudur... Madem öyle... Şimdiden bir anlaşma yapalım: Eğer önümüzdeki süreç içinde Erdoğan iktidarını pekiştirerek sürdürürse... Şu “Yahudi komplosu” tezini paranteze almaya var mısınız?

Ahmet Hakan

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12716164.asp?yazarid=131&gid=61

 

·        GÖRÜCÜ USULÜ BU EVLİLİK İÇİN AYRILIK ÇANLARI

İsrail ile Türk Kemalizmi’ni hatta modernleşmecilerini birbirine bağlayan gizli bir bağ, bilmediğimiz ortak dil var. Bana öyle geliyor ki ikisinin kurucu dışarıları, ortak düşmanları aynı: Araplar, Doğu, İslâm... Belki de “bu geri kalmış, karanlık, Arap mahallesinde” laik ve modern ailelere uygun zorunlu bir izdivaçtı bu. Ama artık görücü usulü bu evlilik için ayrılık çanları çalıyor...

Yıldıray Oğur

http://taraf.com.tr/makale/8000.htm

 

·        “IRAK: KAN GÖLÜ” DİZİSİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TRT’de yayınlanan ve “İsrail mezalimi”ni anlatan ‘Ayrılık’ dizisi için demiş ki:“TRT özerktir... Türkiye’de sansür yoktur...”Madem öyle... Özerk TRT, şöyle okkalı bir ‘Irak: Kan Gölü’ dizisi yapsa... Dizide bir Amerikan askerinin, hamile bir Iraklı kadının karnını süngüyle deşmesi görüntüleri yer alsa... Ve ABD’den gelebilecek itiraza da... Ahmet Davutoğlu, “TRT özerktir... Türkiye’de sansür yoktur...” diye cevap verse... Ben de...“TRT özerktir... Türkiye’de sansür yoktur...” cümlelerinin, “İki büyük Türk yalanı” olmadığı konusunda yemin billah edeceğim...

Ahmet Hakan

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12716164.asp?yazarid=131&gid=61

 

·        500 YIL ÖNCEKİ KUCAK AÇMA OLAYI, HEMEN HER KESİMİN YAHUDİLERİN BAŞINA KAKTIĞI BİR OLAYDIR

"1492'de İspanya'dan kovulduğunuzda, size kucak açmıştık. O günden beri Yahudiler, Türkiye'de yaşamakta. Bu durumun devam etmesi için Ermenilere karşı bizi destekleyin. Yoksa Türkiye'deki Yahudiler için kötü olur." Yani 500 yıl önceki kucak açma olayı, hemen her kesimin Yahudilerin başına kaktığı bir olaydır.

Emre Aköz

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2009/10/17/bir_iyiligin_basa_kakilmasi_ayiptir

 

·        AİDİYET DUYGULARINI ÖRSELEYEN ANTİ-SEMİTİZM

Yahudi yurttaşlar Varlık Vergisi sonrasında yatırım kararlarını gözden geçirmiş, her an bu ülkede yeni Varlık vergileri ve vandalizmlerle karşılaşabilecekleri endişesiyle “likit kalmayı” tercih etmişlerdi. Yani ülkede İslamcı retorik tarafından gitgide tehditkâr bir ifadeye bürünen antisemitizm aidiyet duygularını örselemişti. Ve son olarak “rant yiyen”, “oturdukları yerden para kazanan” Yahudi imajı. Bir övgü mü? Yoksa yukarıda altı çizilen önyargıları güçlendiren bir anlayışın ürünü mü? Bakın Yahudi cemaati tarafından henüz geçen hafta yapılan bir anket çalışması var. Bu halkın yüzde 42’si bir Yahudi ile komşu olmak istemiyor. Yüzde 57’si MİT’te, yüzde 55’i de yargıda bir Yahudi Türkiye vatandaşına tahammül edemiyor. Yüzde 48’i Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmadıklarını düşünüyor. Bu düşündürücü verileri işte bu tür överken söven anlayış kışkırtıyor. Peki, bu toplum Yahudi’yi hiç mi takdir etmiyor? “10 puan üzerinden değerlendirme yaparsanız, bir Yahudi’ye ne kadar güvenilir” sorusuna halk sadece 3.6 puan verirken, “ne kadar çalışkanlar” sorusuna halkın verdiği not 6.8 ki bu oran Müslüman’ın çalışkanlığından (6.7) bile fazla. Yani Erdoğan da bu toplumun vasatından farklı düşünmüyor. Üstelik bu da “açıl”mış hali…

Rıdvan Akar

http://www.t24.com.tr/content/authors.aspx?author=48&article=1013

 

·        YAHUDİ DÜŞMANLIĞINA ASLA PRİM VERİLMEMESİ GEREKİR

Uzun zamandan beri Türkiye’nin İsrail ve batı dünyasındaki Musevi lobileriyle ilişkilerini gözden geçirip yeniden yapılandırması gerektiğini savunuyorum. Fakat bunu yaparken Yahudi düşmanlığına (anti-semitizm) asla prim verilmemesi gerektiğine de dikkat çekmeye çalışıyorum. Hamas ziyareti, son tatbikat olayında olduğu İsrail ile askeri ve stratejik ilişkilerin azaltılması gibi “çalışılmış” inisiyatifler, kısa vadede bazı krizlere yol açsa da orta ve uzun vadede daha sağlıklı bir ilişki zemininin oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Nitekim ilk gün onca gürültü koparılan Hamas ziyaretinin, Türkiye’nin (ve AKP iktidarının) elini güçlendirmiş olduğunu görüyoruz. Fakat Davos’taki gibi fevri çıkışlar (bazılarının iddia ettiği gibi Erdoğan’ın bunu önceden hazırlamış olduğuna hiç inanmıyorum) ilişkilerinin yeniden yapılandırılmasından çok rayından çıkmasına ve en kötüsü zaten toplumumuzda var olan anti-semitizmi daha da kışkırtmaya yol açabilir.

Ruşen Çakır

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Israil_ile_iliskiler_iyiye_gidiyor&tarih=16.10.2009&Newsid=265072&Categoryid=4&wid=73

 

·        ŞU YAHUDİLERDEN GERÇEKTEN ÇOK ŞİKÂYETÇİYİM

Şu Yahudilerden gerçekten çok şikâyetçiyim. Yıllardır duyarım, dünyayı ele geçirmişler, Amerika’yı da onlar yönetiyormuş. Peki, bana niye haber verilmiyor yahu! Niye başkalarından duymak zorunda kalıyorum ben bunu?

Tamam, itiraf ederim, çok iyi bir Yahudi değilim, dinimizin vecibelerini bilmiyorum, bilmediğim için de yerine getiremiyorum. Kimseyi Yahudi olduğu için kayırdığımı hatırlamıyorum; İsrail devleti hakkında da pek iyi şeyler söylemedim bugüne kadar. Doğru. Doğru da, bu kadar kindarlık olur mu yahu? Sen koskoca dünyayı ele geçir, istediğin gibi yönet ve bilmem kaç milyon Yahudi arasından bir tek gariban Roni’ye haber verme!

Roni Margulies

http://taraf.com.tr/makale/7924.htm

 

·        TEPKİLER HAKLI

Emin olun, dünyanın herhangi bir ülkesinde, bu dizideki İsrail’e yönelik suçlamaların yüzde 1’i, hem de özel kanalda  Türkiye’ye yapılsa, kamuoyumuz ayağa kalkar. Dizide bir Ergenekon çağrıştırması var ki tam evlere şenlik. İsrailli komutan, gördüğümüz an katil olduğunu düşündüğümüz emrindeki askere, “Soyumuzun binlerce yıllık kutsal hikâyesi olan Arz-ı Mev`ud (İçinde Türkiye’nin de yer aldığı kutsal topraklar) adına bir örgüt kuracaksın” diyor ve ekliyor: “Bu örgüt, asker ile bağlantısı olmayacak ama gücünü askerden alacak…”

Vurup kıracaklar, olay çıkaracaklar...

Yavuz Semerci

http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_562916

 

·        ANTİSEMİTİK GÖLGELER

Nefret meselesine gelince... Ampirik düşünelim, 12-13 yaşlarında iki grup çocuğa test uygulayalım, birisine bu episod gösterilmiş, ötekine gösterilmemiş olsun... Hangi grup İsrail’den nefret eder dersiniz? Olayın bir de daha geniş bağlamı var: TRT’nin yayın politikasında antisemitik gölgelere son zamanlarda gittikçe daha fazla rastlanıyor. Bizim İslamcıların çoğu kesif bir antisemitik beyin yıkama ‘background’undan geliyorlar. Şimdi TRT de onların elinde. ‘Ayrılık’ bu genel yönelimden tamamen kopuk bir olay mı?

Haluk Şahin

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=959579&Yazar=HALUK%20SAHIN&Date=17.10.2009&CategoryID=98

 

·        İŞTAH AÇICI

Başbakan'ın bir sözünü bir televizyon dizisinin tanıtım kerelerinde olarak kullanmak, kendilerini bilmem ama herkesten önce bizzat Başbakan açısından olumlu sonuçlar doğurmaz. Çünkü bugünkü iş taltif edilirse giderek işin ölçüsü kaçar ve çok geçmeden TRT'nin dizilerinin her birinin tanıtım karelerinin içinde Başbakan'ın bir özdeyişi yer almaya başlar ki, maazallah… Ayrıca, bu çerçevede TRT'yi diğer bazı özel televizyon kuruluşlarının izlemeye yönelmesi tehlikesini de unutmayalım. Yani sonuç olarak, 'Ayrılık'a ilişkin takınılacak tutum, büyük harfle 'Kültür'den 'popüler kültür'e uzanan geniş bir alanda benimsenen tavırları birbirinden ayırmak için hiç de fena olmayan bir ölçüt olabilir.

Kürşat Bumin

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=17.10.2009&y=KursatBumin

 

·       “OFSAYT”

Ancak, İsrail Devleti’nin gaddarlığına tepki duyarak, tüm bir İsrail milletini, dahası Yahudi halkını ve Yahudilik’i kötülemeye kalkmak, yani antisemitizm yapmak, gayrı-ahlakidir. Dahası, bu yanlış yola saptığınızda, İsrail yönetimine “Bakın, bunlar Yahudi düşmanı oldukları için bize tavır alıyorlar” deme şansı verir, kendi kendinizi ofsayta düşürürsünüz. Ben, bu ikinci meselenin Türkiye’de yeterince anlaşılmadığını, hatta “elbette antisemit değiliz” diyenlerin bir kısmının bile bazen farkında olmadan buna çıkan laflar ettiğini düşünüyorum.

Mustafa Akyol

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/mustafa-akyol/israil-e-tavir-yahudilik-e-saygi-219934.htm

 

·        HERKESİN “YAHUDİ”LEŞTİRİLMESİ

Müslüman toplumlarda ‘antisemitizm olmaz’ iddiası, “Bize AIDS bulaşmaz” lafından farklı değil. Müslüman dünyada, İsrail’in kuruluşuna tepki, zaman içinde, “antisemitizm” veya daha doğrusu “anti-Yahudiliğe” evrilmiştir. Bunu inkâr etmenin âlemi yok. Bu inkâr, antisemitizm kadar endişe verici bir tutumdur. O nedenle, ne Filistin meselesinde İsrail’e baskı uygulama, ne de dış politikada İsrail ipoteğine direnme adına, popülist bir yere savrulmamak gerekirdi. Bu istikamette bir popülizm, Müslüman bir ülkede hızla antisemitizmi körükleme sonucunu verir. En kötüsü ve en önemlisi, “antisemitizm”, sadece Yahudi düşmanlığı değildir, düşman olarak görülen her şeyin, herkesin “Yahudi”leştirilmesi, yani yaftalanması, dışlanması ve baskılanmasıdır.

Nuray Mert

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12720784.asp?yazarid=326&gid=61

 

Haftanın Linkleri

İSRAİL’LE NELER OLUYOR!

http://www.keremdoksat.com/2009/10/16/israil%e2%80%99le-neler-oluyor/#more-756