Yeni bir işe başlarken…

Nur ŞAUL BARAKAS Köşe Yazısı
1 Temmuz 2009 Çarşamba

Yeni bir işe başlamak hayatımızda yeni bir sayfa açmaktır. Uzun yıllar eğitim hayatının ardından öğrendiklerimizi pratiğe dökme başka bir deyişle teorileri gerçek hayatta uygulamaya başlayacağımız bir dönem açılmaktadır. Bu dönemin başında sabırsızlık, sorumluluktan kaçma, erken demotivasyon, işe başladıktan çok kısa bir süre sonra terfi olma beklentisi, varsayımlardan ilerleyerek çözüm üretme isteği ve yapılan işten sıkılma hissi yapılan en büyük hatalar arasında yer alıyor.

Üniversiteden mezun olanlar işe başlarken büyük beklentiler içindedirler. İlk işler her zaman büyük izler taşır ve bu izler ilerleyen zamanlarda bizlere kapılar açar.

Yeni mezunların büyük beklentiler ile girdikleri ilk işlerde en az hata ile yol almak ise en büyük istekleridir. Ancak hatasız yol almak mümkün değildir. Özellikle de işveren cephesinden net olarak görünen bu hataların, kimi zaman yeni mezunlar aleyhine sonuçlar doğurduğu da ortadadır.

 Düşük maliyetleri geliştirme kapasiteleri ve taze bakış açılarıyla şirketlerin işe alımda öncelik verdiği yeni mezunlar, ilk deneyimlerinde çok sık hatalar yapabiliyorlar.  Bu hataların birçoğunun başında ise yüksek beklentiyle işe başlamak, çabuk demotive olmak, sorumluluktan kaçmak ve çoğu zaman da çalıştıkları şirketi tanımamak geliyor.

Soru sormaktan çekinen bu nedenle varsayımlardan hareket eden bunun yanında organizasyonu tanımadan büyük değişiklik taraftarı olan yeni mezunlar işverenler için sıkıntı yaratabiliyor.

Yeni işe girenlerin pek çoğu, hızla yükselme beklentisi içinde bulunuyor. Bu beklentiye girenler işin gerektirdiği sorumluluklara odaklanamıyor ve sonuç olarak performans problemi yaşıyor. Sabırsızlık ve erken performans sorgulama yeni mezunların en çok düştüğü hataların başında geliyor. Bir bakıma şirketi anlama ve tanıma sürecinin en başında kendi ön yargılarını bir kenara bırakıp objektif olmak gerekiyor.

Şirket içinde hedeflere ulaşmanın belirli bir çaba ve zaman gerektiği akılda tutulmalı aksi halde hayal kırıklıklarının ve buna bağlı başarısızlıkların yaşanmasının olası olduğu gözlenmektedir. Ulaşılmak istenen hedefler net olarak tanınmalı ve bu hedefe ulaşmada neler yapılması gerektiği planlanmalıdır.

Şirketlerin yeni mezunların alımında karşılaştıkları bir başka sorun ise başvuranların iş tanımları hakkında yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Pek çok işte işin içeriğinden çok popülaritesine bakıldığı gözlenmektedir.

İletişim safhasında ise soru sorma eksikliği hem yeni işe başlayanın hem de ekipte çalışanların karşılaştığı bir problem oluyor. Soru sormaktan çekinmemek, öğrenmeye açık olmak bilgi paylaşımında bulunmak o kişiye hedeflerine ulaşmada yardımcı olacaktır.

Son olarak, her şeyi şirketten veya bir üst yöneticiden beklediği için inisiyatif almaktan çekinen çalışanlar da şirket nezdinde olumlu karşılanmıyor. Tam aksine, hata yapmayan ve inisiyatif almayan çalışanlar kendilerini geliştiremeyecekleri kanısındayım.

Hataları önlemek için insan kaynakları departmanları tarafından performans ölçüm testleri yapılmaktdır. Aksayan yönler tespit edilip gereken yönlendirmeler yapılmalıdır. 

Bu yönlendirmeleri doğru bir şekilde değerlendirip hedefimize ulaşmada kullanmalıyız.

İlk iş deneyimleri gelecek dönemlerde çizilecek kariyer hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple yapılan işleri özümseyerek, sabırlı olarak ve çok çalışarak ilerlemek gerekmektedir.