CRİF Başkanı Dr. Richard Prasquier: “Fransa’da hükümetler hep antisemitizme karşı tavır aldı”

Fransa Yahudi Cemaatleri Konseyi, CRİF’in Başkanı Dr. Richard Prasquier geçtiğimiz günlerde ülkemizi kısa süreliğine ziyaret etti. Ankara’da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Feridun Sinirlioğlu ile temaslarda bulunan Prasquier ile İstanbul’da söyleştik...

Ester YANNİER Kültür
24 Haziran 2009 Çarşamba

?Sizi tanıyabilir miyiz?

“2007 Mayıs’ından beri CRİF başkanlığı görevini sürdürüyorum. 1945 Polonya doğumluyum. Ebeveynlerim II. Dünya Savaşı yıllarında Polonya’daydılar. Ailemizin büyük kısmını Holokost’da yitirdik. Göçmen olarak Fransa’ya geldik.  Kardiyolog doktor olarak çalışıyorum. Evli, beş çocuk ve sekiz torun sahibiyim. Gelinlerimden birinin babası Türk kökenli… Uzun yıllar Holokostu anma konusunda geniş kapsamlı çalışmalar sürdürmem nedeniyle sık sık Polonya yolculuklarım oldu. Ayrıca Yahudi- Hıristiyan diyalogu alanında girişimlerde de bulundum.”

?CRİF’in işlevi nedir?

“CRİF, (Conseil Répresentatif des Institutions Juives de France) Fransa Yahudi kuruluşlarının temsilcisidir. Fransa’daki Yahudi cemaatine bağlı kuruluşların çalışmalarını organize eder ve politik olarak da gerek antisemizitm, gerekse İsrail’in imajını ilgilendiren konularda onları temsil eder. Tümüyle laik bir çatı kuruluştur.”

?Fransa Yahudi cemaatinin tümünü temsil ediyor musunuz?

“Fransa Yahudi cemaatinin büyük bir kısmını temsil ettiğimizi söyleyebilirim. Aslında CRİF kuruluşların bağlı olduğu bir kuruluşu temsil ediyor. Şöyle de diyebiliriz, kişiler CRİF’in bir parçası değil, kurumun bir parçasıdırlar. Kurumlar da CRİF’in bir parçasıdırlar.  Fransa’da hiçbir kuruluşa bağlı olmayan Yahudiler de mevcut. CRİF’in bünyesinde dindar, dindar olmayan kişiler, sağ ve sol görüşlüler, İsrail’e göre şahinler ve güvercinler dediğimiz çok farklı kesimler var. CRİF, Fransa’da yaşayan ve İsrail’in bir Yahudi ülkesi olduğunu kabul eden tüm Yahudileri temsil ediyor.”

?Fransa’da Yahudi nüfusu ve İsrail’e göç oranı nedir?

“Yaklaşık 600 bin kişi var. Çoğunluğu Paris ve civarında yaşıyor. Her yıl 2000 - 2500 kişi civarında bir ‘aliya’ oranı var. Bunun da büyük bir miktar olduğu söylenemez.  Göç edenlerin büyük çoğunluğunu dindar gençler oluşturuyor. Onlar İsrail’de, yaşam tarzlarına daha uygun koşullarda bir hayat yaşayabileceklerine inanıyorlar.”

?Fransa’daki antisemitizm konusunda ne söyleyeceksiniz?

“Fransa’da hükümet bazında antisemitizm yok, hiçbir zaman da olmadı.  Hükümetler hep antisemitizme karşı tavır aldı. Günümüzün hükümeti ise İsrail’e oldukça yakın. Nicolas Sarkozy birçok kez İsrail’e olan dostluğunu açıkça gösterdi. Fransa’da aşırı sol görüşten kaynaklanan bir antisemitizm var. Ancak birkaç yıldan beri yükselen bir anti-siyonizm var ki, bu görüşü paylaşanların söylemlerini duyduğumuzda onların doğrudan anti –siyonist değil, antisemitik görüşlere sahip olduklarını ayırt edebiliyoruz. Antisemitlerin kullandığı benzer söylemleri kullanıyorlar. Bu kılıf değiştirmiş antisemitizmdir. Beş milyon Müslüman’ın yaşadığı ülkemizde İslamcı hareketler de mevcut. Bir kesimi antisemitik hareketlerin içinde yer alıyor. Ayrıca bu kişiler genellikle ekonomik açıdan çok kötü koşullar altında yaşıyorlar. İsrail’in Gazze’ye müdahalesi sürecinde antisemitizm ve Fransa Yahudilerine karşı tepkilerde büyük bir artış oldu. İnternet üzerinden kontrolsüz yayılan görüntüler ne yazık ki Yahudi nefretini körükledi.”

?İsrail’in Gazze’ye müdahalesi Fransız basınına nasıl yansıdı? Basında antisemitizmi körükleyici bir tutum var mıydı?

“Gazeteciler gerçeği görüyor ve İsrail’in bu hareketi neden yaptığını anlıyorlardı. Ancak bölgede yaşanan zorlukları gösteren fotoğrafları görünce tutumlarında bazı değişiklikler oldu.

İşin en ürkütücü yanı Hamas’ın bir terör örgütü olarak kabul edilmemesi. Siyasetçilerin Hamas hakkında fikirlerini ileri sürmeden önce örgütün kuruluş yasasını okumaları gerekir. Hamas hiçbir zaman kuruluş amaçlarından uzaklaşmak istemedi. Bu amaçlar arasında Yahudilerin öldürülmesi gerektiği ile ilgili bir bölüm de var. Ve onların ilkeleri arasında İsrail ile hiçbir zaman barış yapmamak da var. Hamas’ın bütün terör olaylarının sorumlusu olduğu açıkça ortada.

Tabii ki, Gazze operasyonu konusunda herkes farklı şekilde düşünmekte serbesttir. Fakat burada asıl üzücü olan Hamas’ın Filistin’i kurtarıcı bir güç olarak görülmesi. Radikal İslam ilkeleri doğrultusunda İsrail’in yok edilmesi hedefleniyor. Görevimiz bu örgütün bir tehlike arz ettiği konusunda insanları uyarmak. Avrupa’nın her ülkesinde Hamas’ın temsilciliği bulunuyor. Barış karşıtı olduğu için ben, bu örgütün Filistin halkının da zararına olduğuna inanıyorum. Hamas, Filistin halkını aşırı uçlara sürükleyen bir örgüt. Oysa barışın yolu aşırı uçlardan geçmiyor.  Aslında İsrail’in Ocak ayında başlattığı operasyon Hamas’a karşı bir girişimdi. Biz CRİF olarak Fransa kamuoyuna bunu anlatmaya çalıştık.”

?Fransa – İsrail ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Fransa- İsrail ilişkileri çok olumlu yönde gelişiyor. Son yıllarda daha da gelişti.  İki ülke arasında sağlam bir işbirliği var. İsrail’de Fransızca konuşan önemli bir kitle, bunun yanı sıra Fransa Yahudilerinin de İsrail ile sıkı bağları mevcut. İki ülke arasında yoğun bir trafik var diyebiliriz.  Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin göreve başlamasından bu yana hükümetler bazında bu bağ daha da kuvvetlendi.”