Bisiklete gönül verenler...

Çoğumuz için sadece yaz aylarının bir eğlencesi olan bisiklet, gönül verenler için ise her mevsim yapılabilecek bir spor. Bu alandaki ilgisini iş hayatına bile taşıyan İzzet İllel ve başarılı bir triatloncu olan Metin Aroyo, bisiklet sporunu bizler için anlattılar

Virna BANASTEY Spor
20 Mayıs 2009 Çarşamba
İZZET İLLEL
Nerede, ne sıklıkla bisiklet yapıyorsun?

Yaklaşık 14 senedir bisiklet sporu ile aktif olarak ilgileniyorum. Bisiklet genel olarak yol bisikleti ve dağ bisikleti olarak iki kategoriye ayrılıyor. Başladığım ilk senelerde New York, Central Park’ta yol bisikleti ile antrenman yapıyordum. 1997’de Türkiye’ye döndükten sonra dağ bisikleti ile tanıştım ve o zamandan beri aksatmadan severek yaptığım bir spor haline geldi. Yaklaşık 2000 senesinden beri Türkiye Bisiklet Federasyonunun düzenlemiş olduğu dağ bisikleti yarış organizasyonlarına yarışçı olarak katılıyorum.

Kış aylarında genellikle Belgrad Ormanı’nda ve Aydos Ormanı’nda bisiklete biniyoruz. Her iki ormanın farklı özellikleri var. Belgrad Ormanı bol ağaçlı ve yumuşak bir zemine sahip. Aydos ormanı zemini ise daha sert ve taşlı dolayısıyla biraz daha teknik sürüşe olanak sağlıyor. Hava ve trafik el verdikçe, bahar aylarında boğaz sahil yolu da bisiklete bindiğim yollar arasında yer alıyor. İstanbul’a ek olarak, Türkiye’nin birçok farklı şehrinde, düzenlenen dağ bisikleti yarışları sayesinde bisiklete binme fırsatı buluyorum. En keyifli sürüşler arasında Alanya ve Kapadokya’yı sayabilirim. Birkaç sene evvel İspanya’da bir bisiklet kampına katıldım ve Sierra Nevada Dağları’nda da bisiklete binme fırsatı buldum.

Kış aylarında hava şartları dolayısıyla haftada neredeyse bir gün bisiklete binebilirken bahar ve yaz ayları ile birlikte 4-5 güne kadar antrenman yapma fırsatım olabiliyor. Kışın soğuk günlerinde kondisyonu kaybetmemek için kapalı spor salonları ve spinning derslerinden faydalanıyorum.

Bu sporun fiziksel faydaları nelerdir?

Bisiklet sporu fazla bir ekipman gerektirmeyen, her yaşta yapılabilen ve neredeyse her yerde yapılabilecek bir spor dalı. Çocuklar ve gençleri bilgisayar başından uzaklaştıracak faydalı, sosyal ve zevkli bir hobi, yetişkinler için ise sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olacak ve aynı zamanda keyifli bir spor dalıdır. Bisiklet gibi aerobik sporların, vücudun mutluluk hormonu olarak da bilinen endorfin salgılamasını sağladığı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İhtiyacınız olan ana malzemeler bisiklet ve kask olacaktır. Daha sonraları eldiven, kıyafet ve ayakkabı gibi bisiklete özel ekipmanlar da eklenebilir. Bisiklet, low impact (düşük darbeli) olarak tabir edilen bir spor dalıdır. Örneğin koşu sporu ise high impact (yoğun darbeli) olarak tabir edilen bir spordur. Koşuda, her adımda tüm vücut ağırlığınız ayaklarınıza ve bileklerinize binmekte ve iskelet yapısı her adımda belirli bir baskıya maruz kalmaktadır. Bisiklette ise vücut ağırlığınız bisiklet tarafından taşınarak sele ve gidon üzerinde dengeli bir şekilde dağılır ve pedal çevirme hareketi iskelet sistemine herhangi bir darbe oluşturmaz ve ileri hareket sadece kaslarınızı kullanarak sağlanır. Harcanmak istenen güç seviyesi ise vitesler yardımı ile ayarlanabilir. Günümüz modern bisikletleri türü ve kullanımına göre 7 vitesten 30 vitese kadar farklı konfigürsayonlar sunabilmektedirler. Bisiklet, vücudun kardiyovasküler sistemini ve birçok vücut kas gruplarını bir arada çalıştırarak yapılan egsersizden azami verimin alınmasını sağlar. Aerobik ağırlıklı bir eksersizin kalp ve damarlar başta olmak üzere tüm vücuda sağladığı faydalar çok çeşitlidir. Bisiklet sporunun benim gibi doğaseverler için çok cazip bir yönü de sizi doğanın içine götürmesidir. Şehrin yoğun temposundan sonra kendinizi oksijen dolu bir orman ortamında bulmanız ve orada birkaç saat geçirmeniz inanılmaz keyif verici olacaktır.

Bu spor dalı, senin için bir hobi olmaktan öte, profesyonel bir işe de dönüştü? Bunun hakkında da bilgi verir misin?

Benim için bisiklet sporunun hobiden işe dönüşmesi, 2008 senesinde A.B.D.’nin “Marin Bikes California” bisiklet markasının Türkiye distribütörlüğünü “Yasmin Sports” olarak almamız sayesinde oldu. www.yasminsports.com Bu şekilde hem sportif olarak hem de sektörel olarak sporun içerisinde bulunma şansı elde etmiş oldum. Marin Bikes, markasının imajını ve yarışçı geleneğini en iyi şekilde tanıtabilmek için, aralarında Türkiye Şampiyonu sporcuların da bulunduğu “Marin Bikes Türkiye Dağ Bisikleti Takımını” kurduk ve 2009 yarış sezonuna hızlı bir giriş yaparak Marin Bikes Türkiye olarak podyumların zirvesinde yer almaya başladık.

Keyifli Sürüşler.

 

METİN AROYO

Senin için, bisikleti diğer spor dallarından ayıran en büyük özelliği nedir?

Bisiklet, yapılan bir araştırmaya göre bütün zamanların en iyi tasarımı seçilmiş. Özellikle, günümüz bisikletlerini gördüğünüzde, bırakın binip pedal basmayı yalnızca sahip olup odanızda karşıdan bakmanın bile büyük keyif verdiğine tanık olursunuz. Son derece yüksek teknoloji ile karbon malzemeden üretilen, sürtünme kat sayısını düşürerek daha aerodinamik yapabilmek için aylar suren araştırma ve rüzgâr tüneli testleri sonucunda kullanıcıya ulasan ve akıl almaz fiyatları ile mütevazı bir otomobili aratmayacak bu araçlar bence dünyanın en çekici nesnesi; büyükler için muhteşem bir oyuncak.

Böyle bir oyuncağa binip, beden gücünüzü kullanarak dilediğiniz yere gidebilmek, doğada rüzgârı hissederek ilerlemek, varsa birkaç arkadaşla birlikte grup halinde -nefesiniz yetiyorsa- sohbet ederek dolaşmak gerçekten doyumsuzdur. Spor olarak değerlendirdiğinizde ise vücudun neredeyse her noktasını, özellikle kalça ve bacakları maksimum çalıştırır. Hıza ve nabız yüksekliğine bağlı olarak eşsiz bir aerobik aktivitedir. Yarışmak için bindiğiniz aracı harekete geçirebilmek için ne otomobil sporlarındaki gibi motora, ne yelkendeki gibi rüzgâra ne de binicilikte olduğu gibi bir başka canlıya dayanmazsınız. Güvenebileceğiniz tek unsur, saf beden gücüdür. Bu özellik, bisiklet sporunu benzersiz kılar!

 

Bisiklete binmenin, fiziksel ve zihnen ne gibi faydalarını görüyorsunuz?

Fiziksel çaba ile birlikte, zihinsel rahatlama da gelir. Dışarıda olmak, aktivitenin paylaşımı, yarışmak, özgürlük hissi, bedeninizin sınırlarını zorlamak ve bunun verdiği özgüven de bence bisikletin sağladığı mental faydalar. Koşullar yola büyük bir konsantrasyon gerektirmiyorsa, düşünecek bol zamanınız olur. Bir çeşit meditasyondur adeta...

 

Sana göre en güzel bisiklet parkurları nereleridir?

Ciddi bisiklet antrenmanı için gittiğimiz Girona-Barselona kamplarını ve oradaki yol kalitesini, köyleri, minik kasabaları, baş döndürücü doğayı ve en önemlisi bisiklete saygılı motorlu araç sürücüleri ile kıyaslayınca ülkemizde keyifle ve korkusuzca bisiklet kullanılacak bir yer yok. Türkiye’de antrenman yapacağımız zaman genelde Pendik’ten yola çıkıp zaman zaman otobanları da kullanarak Kocaeli yönünde ilerliyoruz. Ancak, emniyetli bir sürüş için grubun en azından arkasından bir şoför gelerek trafiğe karşı bizi koruyor. Ne yazık ki diğer araçlar bisikleti bir araç olarak kabul etmiyor, hatta zaman zaman da bilerek sıkıştırıyorlar.

Yine de özellikle Türkiye bisiklet turunu televizyonda izlerken Kaş, Kalkan, Fethiye, Fenike yollarını gördüğümde, bizim de keyifli ‘yol bisikleti’ parkurlarımız olduğuna tanık oldum. Galiba tek fark, diğerlerinin bisiklet ve bisikletçilere bakış açısı! Dağ bisikletinde ise durum tam tersi; Türkiye tam bir cennet. Belgrat Ormanı, Göktürk-Kemer bölgesi ve zorlu parkuru ile dünyanın sayılı şampiyonalarından birine ev sahipliği de yapan Kapadokya ilk aklıma gelen adreslerden.