Göğsümüzde ay ve yıldız, yüreğimizde milletimiz, madalyalar hedefimiz...

Pekin Olimpiyatları vardı bu yaz.. Türkiye'nin hemen hemen her yerini yazının başlığı ve yazının başlığına benzer birçok slogan süslüyordu. Otobüslerin üstündeki reklamlar, bilboardlar, gazeteler ve daha birçok yer...

Spor
10 Eylül 2008 Çarşamba

Rıfat KARAKÖY

Sporseverler olarak dört gözle beklemiştik Olimpiyatları. En azından ata sporumuz güreş ve şimdiye kadar büyük başarılar kazandığımız halterde altın madalya bekliyorduk sporcularımızdan, ama maalesef olmadı en azından 15 madalya alırız diye gittiğimiz Pekin'den sadece biri altın olmak üzere sekiz madalyayla dönebildik. Nüfusları bizim yarımız kadar bile olmayan bir sürü ülkenin gerisinde kaldık.. Peki neydi Olimpiyatlarda başarısız olmamızın sebebi?

22 Ağustos 2008 Cuma günü her sabah olduğu gibi gazetelere göz atarken, Fanatik Gazetesi'nin ilk sayfasındaki bir başlık takılmıştı gözüme. "Türk Sporu'nu Nasıl Bilirdiniz?" di ilk sayfadan verilen haberin başlığı. Hemen haberi okumaya başladım. Bu haber belki de olimpiyatlarda niye başırısız olduğumuza ayna tutuyor nitelikteydi..

12 branşta 68 sporcuyla katıldığımız Pekin Olimpiyatları'nda birçok branşta hayal kırıklığına uğradığımızı ancak "görünen köyün kılavuz istemediğini" ve daha önceki şampiyonlarımıza layik görülen ödülleri vurguluyordu haber. Şimdi sizlere Fanatik Gazetesi’nde yer alan bu haberin bir bölümünü aktarmak istiyorum.

"Bakın, Türkiye'de yaşanan akıl almaz şu öyküye.. Bakın 3 şampiyonumuza verdiğimiz Ödüle...

Müzahir Sille... 1960 Roma olimpiyatlarında güreşte altın madalya kazanmış

Yaşar Yılmaz... 1956'da İstanbul'da düzenlenen Dünya Kupasında güreşte şampiyon olmuş

Dursun Ali Erbaş... 1956'da İstanbul'da düzenlenen Dünya Kupasında güreşte altın madalya kazanmış.

Devletin bu şampiyonlara ne kadar maaş bağladığını biliyor musunuz?

Tam 303 YTL!

Ancak ödülleri bununla bitmiyor elbette...

3 şampiyona 3 de mezar yeri ayrılmış. Üstelik çift kişilik. Maltepe Başıbüyük Mezarlağında!

 

Şimdi Pekin'de neden başarılı olamadık diye soruyoruz birbirimize...

Haber Olimpiyatlar’da niye bu denli başarısız olduğumuzu bir parça olsun açıklar cinstendi. Tabiî ki bütün suç devletin değil ancak Çin Halk Cumhuriyeti ve diğer rakiplerimiz olimpiyatlar için milyarlarca dolar bütçeler ayırıp bu olimpiyatlara hazırlanırken, bizim devletimiz bu bütçelerin yanına bile yaklaşamadığı için başarısızlık kaçınılmaz olmuştur. Hükümetimiz bundan sonra spor alanında başarılı olmak istiyorsa bu sektör için daha fazla bütçe ayırmalıdır. Şampiyon olan sporcularımıza çift kişilik mezar verip, onları ölmeden mezara sokacağına bu sporcularımızın tecrübelerini gençlere aktarmalarını sağlamalıdır.

Pekin Olimpiyatları'nda Nüfusu 70 milyon olan ülkemizden madalya alan sporculara baktığımız zaman görünen tablo dikkat çekicidir. Olimpiyatlarda milli takımımız adına tek altın madalya kazanan sporcumuz Ramazan Şahin Rusya'dan gelip üç yıl önce Türk vatandaşlığına geçmiştir. Aynı şekilde yine Pekin Olimpiyatları'nda madalya alan bir diğer sporcumuz Elvan Abeylegesse yaklaşık 10 yıl önce Etiyopya'dan gelip türk vatandaşı olmuştur. Bu da göstermektedir ki altyapımız gerçekten vahim durumdadır. Bu sebepten dolayı gerçekten "Türk sporunu nasıl bilirdiniz?" sorusunu birbirimize sormadan önce, altyapıya gereken bütçe ayrılmalı ve gençlerimiz küçük yaşlardan itibaren spora yönlendirilmelidir.  Unutulmamalıdır ki her başarı, ayrılan bütçenin çok daha fazlası olarak geri dönmektedir...

Müzahir Sille