Ben müzikten anlamam

Köşe Yazısı
31 Temmuz 2008 Perşembe

Yakup ALMELEK


Ancak müziği çok severim. Müziği sevmeyen de zaten yoktur, Olamaz da. Nefes alıp veren ve adına canlı dediğimiz her varlık müziğin bir çeşidinden hoşlanır. Hoşlanmak durumundadır çünkü yaratılışı öyledir. Bitkilerin de müziği sevdikleri bilinir. Hatta sularken şarkı söylenirse çiçekler hafifçe öne eğilerek nazikçe selam verirler hatta gülümserlermiş.

Nedir müzik? Kişinin duygularını seslerle anlatmak için başvurduğu sanat dalı. Ses, fizik biliminde titreşim anlamına geliyor.

Duygusal anlamda müzik ruhun gıdasıdır. Okulda öğrenmiştik bunu. 

‘’Müzik,  melodi ritim ve armoninin aralarındaki antlaşmadan doğar,’’ desek gerçeği aksettirmiş olmaz mıyız?

Müzik ses demek peki sessizlik nedir?

Sessizlik sesin karşıtıdır: Sesin olduğu yerde sessizlik de boy gösterebilir.

Bir örnek: Amerikan bestecilerinden John Cage’in bir piyano eseri var. Adı.4.33  Şöyle yorumlanıyor bu eser.

Değerli müzik adamı ve piyanist Fazıl Say anlatıyor:

“Piyanist sahneye çıkar. Dinleyicileri selamlar ve taburesine oturur piyanonun kapağını kaldırır, bir süre bekler. Sonra kapağı kapar, bekler ve yine kaldırır Yine bekler. Ardından kapar, yine açar. Bu işi birkaç kez yapar ve tam tamına 4 dakika 33 saniye dolunca piyanonun kapağını kapatır, yerinden kalkar dinleyicileri selamlayıp kulisine döner’’

Bu yapıt Hint Felsefesindeki sessizliği dinlemek’ ten yola çıkıyor. Piyanist dahil her izleyici olmayan sese kulak kabartıyor.

Piyanonun kapağı açılınca birinci bölüm başlamış oluyor, kapatınca bitiyor. Kapak ikinci açılışında ikinci bölüm başlıyor. Bu şekildeki açma kapama dört dakika 33 saniye doluncaya kadar sürüyor.

Bu süre içinde salondaki sesler de parçaya dahil sayılır. Bunlar neler olabilir? Belki de bir hapşırık, bu piyanistin niyeti nedir? Ne yaptığını sanıyor gibi nezaket homurtuları… 

Evliliğimizin 25 inci yıl dönümünde sunulmuştu bize sessizliğin bu melodisi. O kadar anlamlıydı ki: Konuklar önce şaşırmışlardı, sonra alkışladılar. 

Ses kadar sessizlik de değerlidir. Söz gümüşse sukut altındır misali anlam olarak biraz değişik olsa bile bu yolda bir kanıt da sayılabilir.  Sesi kötü seslerle bozmaktansa ona hiç ilişmemek izleyiciye saygı ifadesi değil midir?

Gözlerimizi yumalım, kulaklarımızı dıştan gelen tınılara kapayalım ve içimize dönelim. Belki de çok güzel bir oluşumu yaşarız.

Müzik bizden kendisini anlamamızı istemez, sevmemiz yeterlidir. Müzik insanı anlatır, insanlığı anlatır.

Hangi türden olursa olsun, bir müziği sevmemek yaşamamaktır.