Sapla samanı Karıştırırsanız

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
21 Ocak 2009 Çarşamba

Pazar günleri bir yandan çay/kahvenizi yudumlarken  yanınıza bir öbek gazeteyi alarak yavaş yavaş karıştırmaktan keyiflisi yoktur. Gerçi manşetler  bir keyif unsuru olmayabilir ama zarar yok. Ardından sıra köşe yazılarına gelir. Kimine ‘aferin’ der kiminde ise yüzünüzü ekşitirsiniz. Öte yandan ilaveler, canlı neşeli ve okuması  keyiflidir.. Çok sık olmasa da, aralarında keyfinizi kaçıracak haberler çıkar. Tıpkı geçtiğimiz 18 Ocak Pazar günü Hürriyet’in ilavesinde çıkan bir haber gibi. Yazının başlığı: “Gazze saldırısı Marc Chagall sergisini vurdu” idi. Bilindiği gibi, açılışı çok uzun süre öncesinden belirlenen Chagall sergisi Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacaktı. Ancak sanatı siyasete karıştırmak, sapla samanı karıştırmaktan öte gitmez.

Söz konusu yazının üzücü yanı, küratör Vasıf Kortun’dan gelen boykot çağrısıydı. Çağrının bir bölümünü aktarıyorum. “Lübnan’ı işgalinden beri  İsrail’e ayak basmadım. İsrail Müzesi’ndeki danışmanlık görevimden istifa ettim. Bezalel Güzel Sanatlar Akademisi’ni geri çevirdim. Bugünse durum çok daha ciddi. Saldırılan Hamas’tır diye parmağını oynatmayanlar, meseleyi seyirlik haline getirenler çoğunlukta (...)

Türkiye’de İsrail ile işbirliği içinde yapılacak projeler için kurumlara yazacak ve projelerin iptal edilmesini isteyeceğim. Boykot ediyorum!” (...)

Haberi yapan gazeteci yazısını şu cümlelerle bitiriyor: “İsrail Devleti tabii protesto edilebilir. Ancak sanatçılarına karşı böyle bir tavır takınmanın elmalarla armutları karıştırmaktan farksız olduğunu düşünüyorum.”

Uzun alıntılar yapma eğiliminde değilim. Ama pazar gazetelerini okurken, bu haberi atlamış olabileceğinizi düşünerek kaleme aldım.

Dilerim, sonbaharda Chagall’ı Pera Müzesi’nde izleriz..

* * *

Tesadüf, yazının yayınlandığı günün akşamı Gazze’de ateşkes ilan edildi.

Bir başka tesadüf aynı anda Washington’da yaşandı. Ateşkes güzel bir ‘Obama Konseri’ ile kutlandı. Konseri  televizyonda izleyemedim zira o anda farklı bir kutlamadaydım. Beki ve Bülent Levi’nin yaşamlarının ilk saatlerini dostlarıyla paylaştıkları bir kutlamaydı. Onlar da tesadüf eseri  sanki evlenmek için ateşkesi beklemişlerdi. Hayatlarının her evresinde barışın onlarla birlikte olmasını diliyorum.