Diaspora Yahudileri / Yemen Yahudileri -2

Geçtiğimiz hafta, anlatmaya başladığımız Yemen Yahudi’lerini bu hafta da farklı yönleriyle göreceğiz. Tarih boyunca yaşadıkları felaketleri ve sonrasında “sihirli Halı” operasyonu ile kutsal topraklarda son bulan zor yüzyıllardan söz edeceğiz

Sara YANAROCAK Kavram
3 Aralık 2008 Çarşamba

San’a Yahudileri

Yahudilerin bu bölgedeki varlıkları, burada hala ayakta kalabilen iki sinagog yıkıntısından anlaşılabilmektedir. Yahudi mahallesi, şehir kapılarının hemen yanındaki, bugün bakırcılar çarşısı denen bölümde kurulmuştu. San’a Yahudi cemaati Yemen’deki Yahudilerin merkez cemaati olma özelliğini korurdu. 1678 yılında o dönemin İmam’ı Yemen’in her köşesindeki Yahudileri ve San’alıları Mawza denen tecrit edilmiş, ilkel bir bölgeye sürgün etti. Cemaatin yarısından çoğu açlıktan ve bulaşıcı hastalıklardan öldüler. Yaklaşık bir yıl sonra Yahudilerin geri dönmesine izin verildi. Fakat eski evlerine dönmeleri menedildi. Onları şehrin duvarlarının hemen dışında bulunan ve “Qa al Yhud” adı verilen Yahudi mahallesine yerleştirdiler.

1905 yılında İmam Osmanlı yönetimine karşı isyan çıkardığı zaman Yahudiler, yeni bir dizanteri salgını ile kırıldı. Şehir düştüğü vakit geriye sadece 150 Yahudi’nin canlı kalabildiği kayıtlara geçirildi. O dönemde, olaylara şahit olan bir seyyahın anılarında şöyle yazmaktadır. “Bütün sokaklar ölü Yahudilerin cesetleriyle doluydu. Yüzleri evlerinin duvarlarına doğru dönüktü. Elleri onlara verilebilecek bir ekmek dilimi için yukarıya doğru açılmıştı. Ekmek fiyatları 1 kuruştan 30 liraya yükseltilmişti ve halk açlıktan kırılmıştı.

1948 yılında San’a da 6000 Yahudi yaşıyordu, uzun mücadelelerden ve pazarlıklardan sonra o dönemin İmam’ı onların İsrail’e göç etmesine izin verdi.

Maymonides’in Yemen’e gönderdiği mektup

Yemenli Yahudiler’in hayatında yeni krizler doğduğu vakit onlara gelen bir mektup manevi yaşamlarını değiştirdi. Yaklaşık 1160 yıllarında Yemen’in İmam’ı Yahudiler hakkında çıkardığı bir fermanla, Yahudilerin dinlerini değiştirip Müslüman olmalarını şart koştu. Aksi halde ölümü yeğleyeceklerdi. Yüzlerce Yahudi İslamiyeti seçti. Yüzlercesi katledildi. Hayatta kalabilenler derin bir umutsuzluk içindeyken San’a Yahudi cemaat başkanı Rabbi Jacob ben-Nathanel al Fayyummi, eski Kahire’de yaşayan Maymonides’ten yardım istedi. Büyük bir din bilgini ve Mısır sultanının saray doktoru olan Maymonides, Sultana Yemen’deki kardeşlerine yardım etmesi için aracı olmasını rica etti ve Yemen’e bir mektup yolladı. Rabbi Jacob’a hitaben yazdığı mektupta, cemaatinin güçlü olmasını, sıkıntılara imanları ve umutlarıyla karşı koymalarını ve çözülmemelerini öğütledi. Bu mektup cemaatte dilden dile aktarılarak Yahudiler üzerinde mucizevi bir sükunet sağladı. Bu mektupta Maymonides onları kurtaracak olan Maşiyah’ın yakında geleceğinden söz ediyordu.

Bu mektup, trajik krizler geçene kadar Yahudiler için bir umut oldu. Minnetlerini ifade edebilmek için, günlük ibadetleri içinde birkaç kez okudukları “Kadiş” duasına yeni bir cümle eklediler. “Rehberimiz Moşe ben-Maymon’un (Maymonides) selameti için cümlesi bu Kadiş’te tekrar edildi. Bu ortak karar Babil sürgünündeki tüm Yahudiler tarafından uygulandı. Giderek İslam ülkelerinde, yaşayan bütün Yahudi cemaatlerinin kadiş duasının içine girdi.

Yemen’de Maşiyah beklentileri

Bir Yahudi Yemen halk ölküsüne göre, “Dul bir kadın gece evinde uyurken bacakları kalın bir iple bağlandıktan sonra kapının önünde durmakta olan bir eşeğin yanına yatırılır. Eşeğin yanında bağlı olarak uyurken Maşiyah’ın ayak sesleri ile uyanır”

Bu ilginç öykü, Yemenli Yahudilerin Maşiyah inancına ne denli bağlı olduklarının bir kanıtıdır. Maşiyah’ın gelmesi ile çektikleri acılar son bulacak ve kutsal İsrail topraklarına dönebileceklerdi. İşte bu yüzden sahte maşiyahlar, Yemenli Yahudiler arasında hep heyecan uyandırmıştır.

17. yüzyılın sonlarında orta çıkan sahte mesih (maşiyah) Sabetay Sevi, Yemen cemaatini dalgalandırmış, boş ümitlere kaptırmış bu dalgalanma İmam tarafından kanlı bir biçimde bastırılmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında ise 3 tane sahte maşiyah türemiştir. Bunların arasında adı en çok anılan kişi San’alı Yuda ben-Şalom’dur. Aynı zamanda Arapça adı olan Sukr Kuhail olarak da tanınır. Bu adam rüyasında Eliyahu Annavi’nin kendisine görünerek onu kurtarıcı olarak seçtiğini iddia eder. 1862-64 yılları arasında Yahudilerin yaşadığı bütün köyleri dolaşarak Müslüman ve Yahudi halkı söylemleriyle etkisi altına alır. İmam, sahte Mişayah’ı katlettirir. Fakat insanlar onun geri döneceğine inanırlar. Gerçekten de üç yıl sonra ortaya çıkan bir adam, kendisinin Şukr Kuhail olduğunu söyler, sahte maşiyahın dul karısı ile evlenir ve ondan bir oğlu olur!

Diğer bir sahte mesih ise Yosef ben-Abdallah’tır. Bu adam 1893 yılında ortaya çıkar maşiyah olduğunu ilan eder. Yahudileri derinlemesine etkiler. Kutsal topraklara gideceklerini vaadederek büyük paralar toplar. Bu dönemde de Yahudiler yine boş umutlara kapılırlar. Yıllar sonra beklentiler gerçekleşir ve 1950 yılında bu umutlar sihirli halı operasyonu ile gerçeğe dönüşür.

 

Sihirli Halı Operasyonu, 1950

1948 yılında, İsrail Devleti’nin kuruluş haberi Yemen’e geldiğinde, Yahudilerin sevinç ve heyecanları doruk noktasına ulaştı. Binlercesi yolculuk için hazırlıklara başladı. Amaçları önce İngilizlerin kontrolünde olan Kızıldeniz kıyısındaki Aden kentine biran once varmaktı. Dağları ve çölleri aşarak, kah yürüyerek kah eşek sırtında binlerce kilometre yol katlettiler. Hepsi açtı, hastalarını eşeklerde taşıyorlardı. Yorgun, bitkin ve ilkel bir kavim görünümde olup, kimileri ellerinde sefertoralarını taşıyorlardı. Ingiliz yetkililer onları bir mülteci kampına yerleştirdi. Gönüllü Yahudi kuruluşlarının çalışanları onları tedavi etti ve besledi. Mısır Hükümeti yetkilileri, onların nakledilmesi gereken tek deniz yolu olan Süveyş kanalını kapatınca, İsrail hükümeti Yemenli göçmenleri hava yoluyla ülkeye getirmeye karar verdi. Onları Amerikan Skymasters uçaklarıyla İsrail’e transfer etmeye etmeye başladılar. Her uçağın alabileceği insan kapasitesini arttırmak için yanlarına çok az bagaj almaları istendi. Böylece bir uçağa 3-4 kat daha fazla insan yerleştirilebilecekti. Onlar hayatlarında ilk defa uçak görüyorlardı. Basitçe bu yolculuğun kutsal kitapta yazdığı gibi kanatlanarak kutsal topraklara gideceklerine emin oldular.

“Mısırlılara ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz (Çıkış 19:4)”

1950 yılının eylül ayının son uçak seferi ile “Uçan Halı” operasyonu son buldu.

Tüm operasyon boyunca İsrail devleti 49.000 Yemenli Yahudiyi 430 adet uçak seferi ile tamamen İsrail’e nakletti. Böylece antik çağlardan itibaren yurda dönüş umutları taşıyan Yemenli Yahudilerin rüyası gerçekleşti.?