ajanda’m

Aylin YENGİN Yaşam
12 Kasım 2008 Çarşamba

• NE İZLEYELİM?

“My name is Bond, James Bond!” Haydi 007 hayranları, sinemaya: Bond 22 / Quantum of Solace geçtiğimiz hafta gösterime girdi. Daniel Craig, Judi Dench, Mathieu Amalric ve Jeffrey Wright’ın başrollerini paylaştıkları, Marc Forster’ın yönettiği filmin konusu şöyle: Sevdiği kadın Vesper tarafından ihanete uğrayan 007, içinden gelen dürtüye karşı koyarak son görevini kişiselleştirmemeye çalışır. Kararlılıkla doğruyu ortaya çıkarmaya çalışırken Bond ve M, Mr White’ı sorguya çekerek, Vesper’a şantaj yapan, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar karmaşık ve tehlikeli bir şebekeyi ortaya çıkarırlar. Adli bilgiler Mi6 ‘ya ihanet eden bir kişi ve Haiti’de bir banka hesabı arasında bir ilişkiyi ortaya koyar ve başkasıyla karışan kimliği, Bond’un burada kendi kan davası için çalışan güzel fakat alıngan kadın Camille ile tanışmasını sağlar. Camille, Bond’u doğruca, gizemli bir organizasyonun başındaki nereden geldiği belirsiz iş adamı Dominic Greene’e götürür. Görevi nedeniyle Avusturya, İtalya ve Güney Amerika’ya giden Bond, Greene’in dünyanın en önemli doğal kaynaklarından birinin tüm kontrolünü ele geçirmek için sürgündeki General Medrano ile anlaşma yaptığını öne sürerek komplo düzenlediğini ortaya çıkarır. Greene, organizasyondaki ortaklarını, CIA ve İngiliz hükümetindeki güçlü kontaklarını kullanarak, General’e görünürde verimsiz olan bir bölgeyi almak karşılığında Latin Amerika’daki rejimi yıkacağına ve kontrolü ona vereceğine dair söz verir. İhanet ve yalan ortamında Bond gerçeği ortaya çıkarmak için eski dostları ile güçlerini birleştirir. 007, Vesper’ın ihanetinden sorumlu olan kişiyi bulmaya yaklaştıkça Greene’nin tehditkâr planını ortaya çıkarmak ve organizasyonunu durdurmak için, CIA’in, teröristlerin ve hatta M’in bir adım önünde olmak zorundadır.

 • NE DİNLEYELİM?

Tren garında konsere gittiniz mi hiç? 29 Kasım Cumartesi akşamı saat 20.30’da Tuluyhan Uğurlu’yu dinlemek için Sirkeci Garı Bekleme Salonu’na gitmeniz yeterli. Konserin adı: Güneş Ülke Anadolu. Eski Mısır’da Anadolu’ya “güneş bahçesi” derlermiş. Işık ve bilgiye ulaşmak için Mısır’ın aydınları Anadolu’ya gelirler burada kendilerini yenilerlermiş. Tuluyhan Uğurlu’nun sahnede iki yüzün üzerinde görüntü eşliğinde seslendirdiği Güneş Ülke Anadolu, üzerinde yaşadığımız toprakların bilinen 10.000 yıllık tarihine ışık tutan, bir İznik çinisi gibi, tümüyle bütünleşip dünyayı aydınlatan Anadolu’nun hikâyesi. Çatalhöyük’ten başlayıp Hititlerle süren, tüm Anadolu uygarlıklarını aynı hoşgörü ile kucaklayan proje yaşadığımız topraklarda kök salmış tüm uygarlıklara aynı mesafeden bakıyor. Antik kültürlerden Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine, oradan cumhuriyete uzanan binlerce yıllık Anadolu tarihinin işlendiği eserde müzik eşliğinde bilgilerinizi tazeleyip, belki de hiç bilmediğiniz bilgilerle donanıyor, farklı bir Anadolu ile buluşuyorsunuz. Konserde Tuluyhan Uğurlu’ya kavalda Murat Toraman, viyolada Doğukan Çokşeker eşlik ediyorlar. Bilet fiyatları 23 ile 56 YTL arasında değişiyor.

• NE OKUYALIM?

Zülfü Livaneli’den alegorik ve sarsıcı bir roman: Son Ada. Darbeci bir başkan, emeklilik yıllarını geçirmek üzere, herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan, ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini, geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir. Önceleri sıradan görünen bu müdahaleler, sonunda düşmanı düşmana kırdırmaya dek varacaktır. Başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlılar Başkan’ın acımasızlığından payını alacaktır. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidişe direnen bazı sesler de vardır. Livaneli Son Ada’da, düşsel bir ülkede yaşanan aslında hepimizin aşina olduğu olayları alegorik bir anlatımla verirken, politik ve kişisel ihtiraslarla topluma ve doğaya müdahalelerin sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Remzi Kitabevi’nden piyasaya çıkan ve 6. baskısını da tamamlayan kitabın fiyatı 12.50 YTL

 

• NEREYE GİDELİM?

Bu hafta sonu biraz müze gezmeye ne dersiniz? Sütlüce’de bulunan Rahmi M. Koç Müzesi Türkiye’de ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine adanmış ilk önemli müze. Haliç’in kıyısında, endüstriyel arkeolojinin önde gelen örneklerinden olan muhteşem binaların içinde yer alan müzenin koleksiyonu gramofon iğnesinden gerçek boyutlarda gemilere ve uçaklara kadar uzanan binlerce objeyi içeriyor. Rahmi M. Koç Müzesi konumu, bulunduğu tarihi mekân ve İstanbul’un her iki yakasına da yakın oluşuyla oldukça iddialı. Müzenin dünya çapındaki ünü, bünyesindeki yetenekli mühendisler ve zanaatkârlar tarafından yaratılmış, insanoğlunun dehasını ve çalışkanlığını yansıtan objelerden kaynaklanıyor. Burada antika bir otomobile binebilir, gerçek bir uçağın kokpitinde oturarak kontrol panelini deneyebilir veya bilimsel deneyler yapabilirsiniz… Hafta sonları özel aktiviteler yapıyorlar:  Haliç kıyısında tren yolculuğu gibi. Ziyaret sırasında çay salonuna, müze mağazasına, Barbarossa Pub’a, Halat Restaurant’a ve Café du Levant’a uğrayıp kısa bir mola verebilirsiniz. Müze stilinde dekore edilmiş olan yemek yerleri Pazartesi hariç her gün geç saatlere kadar açık.

 

• NE YİYELİM?

İstanbul’un yiyecek içecek merkezleri arasında en seçkin semti, Asmalımescit Gönül Sokak’ta açılan Flavio Ristorante Pizzeria Cafe Bar’ın ünü kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Flavio, adını sahiplerinin Milano’nun ünlü pizza ve gurme restoranları yaratıcısı arkadaşlarından alıyor. İtalya’dan gelen taş fırında pişen ince veya kalın pizzalar, Akdenizli salatalar ve ev yapımı makarnaların yanısıra İtalyan mutfağının pek bilinmeyen geleneksel tatları da ilk kez İstanbullularla tanıştırılıyor. Burada, sahibinin İtalya’da yaşamış aile büyüklerinin sofrasında başlayan ve Milano’da konusunda ünlü dostları Flavio ile çalışmasına uzanan birikim ve özenine dayanan bir vizyon var. Mönüde öne çıkan tatlardan, “Flavio” adıyla özel kalın hamurlu oval pizzalar, Türkiye’de ilk kez yapılan Milano’nun ünlü “panzerotti”si, çeşitli “aperitivo”lar ilgi çekici… Her ürün, orijinal İtalyan tariflerine sadık kalınarak, taptaze malzemelerle hazırlanıyor. Anlayacağınız, Flavio’nun müdavimi olmak çok kolay! Mekânın dekorasyonu sade ama şık. Mobilyalar özel olarak tasarlanıp üretilmiş. Cephesi boyunca uzanan sokakla bütünleşen, dışarı-içeri farkının azaltıldığı, sıcak, dinamik ve eğlenceli bir İtalyan atmosferi hâkim… Yaz ortasında açılışını yapan, ürün kalitesi ve uygun fiyat stratejisi ile İstanbul’da yaşayan yabancılar, her yaştan gençler ve yalnız yemek istemeyenlerin yanısıra, İtalyanların da beğenisini toplayan Flavio, güler yüzlü dinamik ekibiyle Asmalımescit’e farklı bir soluk getirdi… Pazar günleri dışında, her gün öğle saatlerinde kapıları açılan Flavio’da “haftanın yabancı şarabı ve köpüren şarabı” gibi farklı seçenekleri deneme fırsatları sunuluyor. Özel kutlama ve parti organizasyonları kabul ediliyor.