Şampiyonlukta Tornado!

Süper ligde 30. hafta şampiyonluk adaylarından Galatasaray ve Sivasspor’a yaradı. Zirve Fenerbahçe’nin puan kaybıyla iyice karıştı. Beşiktaş yarıştan mental olarak koptu

Cem MENASE Spor
16 Nisan 2008 Çarşamba

Fenerbahçe: Senenin en formda ve flaş ekibi şu sıralar lige sarılmış durumda. Fakat oyuncuların Şampiyonlar ligi gibi bir arenadan Turkcell Süper lige dönüşleri biraz kavisli olmuş olacak ki o müthiş mücadele ve ciddiyetten çok uzaklar. Son Ankaraspor maçında iyi başladıkları maçı sadece küçümseme yüzünden puan kaybıyla tamamladılar. Çok tartışmalı bir penaltı kararından sonra takımın penaltıcısı Alex, bir anlamda bir centilmenlik yapıp atışı Kezman’ın yapmasına izin verdi. Kezman’ın içinde bulunduğu baskıyı vuruşunun gereksiz sertliğinden çıkarmak hiç de zor değildi. Zira top üstten auta gitti. Bu penaltı döndü, Fenerbahçe’ye iki puan bıraktırdı. Bu baskının son zamanlarda medyada süregelen transfer haberlerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Şimdi, sezon sonu bu penaltı yüzünden şampiyonluk kaçarsa bunun hesabını kim verecek?  Eğer takım kendini lige adapte edemezse sezonu kupasız tamamlarlar.

  Öte yandan Fenerbahçe’nin gündemindeki onlarca oyuncudan biri olan ve medyada sürekli adı geçen Eto’o nun Fenerbahçe’ye gelmesine çok az olanak veriyorum. Kaldı ki Eto’o tüm dünyayı şaşırtıp kanaryaya gelirse kesinlikle Kezman’ın satılmaması gerekir. Bunun sebebi eğer Zico kadroyu güçlendirmek istiyorsa yedek kulübesini düşünmeli. Bu sene gördük ki Şampiyonlar liginde belli bir çıtanın üzerine çıkmak için yedek kulübesinde kesinlikle maçı çevirebilecek oyuncunun bulunmaması lazım. Eğer biri gider diğeri gelirse, yeni transferin formsuz olduğu durumda Fenerbahçe yine tıkanacaktır.

Galatasaray: Sarı kırmızılı takım belki de senenin en iyi futboluyla Kalli’ye adeta mesaj gönderdi. Adnan Sezgin’in ve futbolcuların takımın performansı ile Feldkamp’ın gidişi arasında bir paralellik olmadığını iddia etmesi bence tamamen formaliteydi. Galatasaray tamamen değişmiş, çok mücadeleci, oynadıkları futboldan zevk alan ve zevk veren bir takım hüviyetindeydi. Maç sonunda oyuncuların çocuklarıyla sahada dolaşmaları, birbirlerinin çocuklarına sarılmaları tam bir aile olduklarının resmiydi. Bu yakınlığın dışında sarı kırmızılıların çok sayıda maç çevirebilecek özellik taşıyan oyuncuya sahip olması bu takımı buraya kadar getirdi diye düşünüyorum. Trabzonspor ile oynanan maçta bordo mavililerin kötü futbolu Galatasaray’ın olduğundan daha iyi görünmesini sağladı. Trabzonspor son senelerde sadece taraftar kitlesiyle büyük olmayı devam ettiriyor. Bir an önce toparlanmaları ve yeniden zirveye oynayacak kadro oluşturmaları gerekiyor.

Beşiktaş: Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligin hedefinden de koptuğunu düşünüyorum. Son zamanlarda oynadıkları futbolla yarışta saf dışı kaldılar. Kartallar seyircisiz oynadıkları maçta Oftaş’a 1-0 mağlup oldu. Beşiktaş bu sene bitirebildikleri en iyi yerde sezonu kapattıktan sonra gelecek sene için kesinlikle Ertuğurul Sağlam’la devam etmeli. İstikrarın gelecek sezon kartalları daha iyi konuma getireceğini düşünüyorum.

Sivasspor:  Yiğidolar bu haftayı da kayıpsız geçtiler. Ligde ciddi şekilde avantaj elde ettiler. Her ne kadar şu anda bulundukları konumda sezonu bitireceklerini düşünsem de bu sezona her bir elemanı damga vurmuştur. Böylesine zor bir deplasmanda 3 puan almak onlar adına çok sevindirici. Çok iyi bir futbol sergilememelerini sakat ve cezalı oyuncularına bağlıyorum. Fakat bilinmelidir ki kötü oynanan maçlarda da alınan galibiyetler 3 puan getirmektedir. Neticede alt tarafla farkı açıp, üst tarafla kapamıştır.

Unutmadan şu konuya da değinmek gerekiyor: Her ne kadar şüphe uyandıran ve akıllarda soru işareti bırakan hakemler olsa da iki hakemin Türk futbolunda yetenek ve duruşuyla örnek olduğunu ve güven tazelediğini belirtmek isterim. Fırat Aydınus ile Halis Özkahya’yı performanslarından dolayı tebrik etmeliyiz.