Bir Pesah hikayesi: Minik Yulya

Renata Sibel YOLAK Kavram
16 Nisan 2008 Çarşamba

Ağaçların çiçeklenip, güneşin insanın içini ısıttığı günlerden birinde, altı yaşındaki Yulya çok mutlu bir şekilde büyük annesine gülümser. Sabahın erken saatlerinde büyükannesi ve annesinin tüm rafları, dolapları indirerek yaptığı hazırlıklara merakla bakan minik Yulya Rusya’da doğmuştur. O beş yaşındayken İsrail’e göç etmişler, Rusya’nın soğuğundan sonra İsrail’e yerleşmek, onlar için hayat kaynağı olmuştu. Kfar Saba’daki küçük evlerinde o gün büyük bir hazırlık vardı. Küçük Yulya sarı bukleleri, mavi gözleriyle etrafı merakla süzüyor, konuştuğu Rusça kelimelerle “Bu neden, bu nedir?” diye soruyordu. Hala düzgün konuşamıyorlardı, ama minik Yulya büyük ihtimalle onlardan daha güzel öğrenecekti bu lisanı. Büyükannesi evdeki sandıklarından en güzel yemek ve sofra takımlarını çıkarırken, minik Yulya’ya “Pesah Bayramı hazırlıkları küçüğüm” diye cevap verir. Bu takımları yedi gün boyunca kullanacakları için hepsini yıkamakla meşguldür. Minik Yulya da elinden geldiğince onlara yardım etmeye çalışırken, Pesah Bayramı’nı anlamaya çalışıyordur. Daha sonra ev her türlü hamur, ekmek, maya, hububat türü gibi gıda maddelerinden temizlenir. Evde büyük bir bayram temizliği yapılır. Büyükanne torununa basitçe açıklamalar yapar. “Pesah Matsot Bayramı’dır. Yani hamursuz ekmek. Un ile yapılır ama pişirirken mayalanmamasına dikkat edilir.

Yıllar önce atalarımız Mısır’dan çıktıkları zaman ekmeklerini mayalamaya vakitleri olmadı. Bu yüzden ekmeklerini yolda giderken ancak güneşte pişirebildiler. Ve suratle oralardan uzaklaşmaya baktılar. Çünkü Mısır firavunu onlara birkaç kez serbest bırakacağını vaadetmiş olmasına rağmen, hep sözünden dönmüştü. Yeni Firavun Yahudilere çok kötü davranıyor, onları ağır inşaat işlerinde kullanıyordu. Bu durumda Tanrı Yahudilere Moşe adında kurtarıcı gönderdi. Moşe bu zalim firavunun karşısına çıkarak, Mısır’dan çıkmak istediklerini anlattı. Tam on beladan sonra Yahudilerin Mısır’ı terkedebileceğini söyleyen Firavun, bu sözünden de vazgeçerek Yahudilerin peşine düştü. İşte o sırada bir mucize oldu. Kızıldeniz Yahudilere yol açarken, Mısırlıların ordularını içine aldı. İşte Pesah Bayramı’nı Mısır’dan çıkış anısına kutluyoruz yavrum” dedi. Büyükanne Mişa - masayı kurmaya başladıklarında minik Yulya Sederin manasını, konuların adlarını ve nedenlerini tek tek öğrendi. Matsalara hamursuz dendiğini, Maror’un yeşil yapraklarının iyice yıkanması gerektiğini, katı yumurta yani Betsa’nın Kudüs tapınağına getirilen kurbanlık kuzu yanındaki diğer sunumları hatırlattığını, ‘Haroset’in elma, ceviz ve üzümden yapılarak, o dönem inşaatlarda çalışan esirlerin kullandıkları harcı ifade ettiğini öğrenir. Ayrıca sirkenin Yahudilerin acılı günlerinde döktükleri gözyaşları simgelediğini, acı bitkilerin sirkeye batırılarak o dönem yaşayan Yahudilerin çekmiş oldukları acı ve elemli yaşamı anmak için kullanıldığını öğrenir.

Minik Yulya masayı kurduktan sonra babasını beklemeye koyulur. Babası Alex sebze ve meyvalar getirmiş, Yulya’ya ve annesine de bayram için birer elbise almıştır. Yulya çok sevinir. Babasına Pesah Bayramı’nı öğrendiğini ve masayı kurduğunu anlatır. Akşam herkes masaya oturduğunda babası Yulya’ya bir kaç gerekli bilgi daha verir. Seder’in sıra düzeni olduğunu, Agada adlı kitabı gösterir Alex. Ayrıca Seder tabağı üzerine yerleştirilen kızarmış kemik Zeroa’nın, Mısır çıkışı kurban edilen kuzuyu simgelediğini babasından öğrenir Yulya. O akşam aile büyükleri Agada ve dualar okurken, Yulya fazla birşey anlamaz ama en gerekli şeyleri öğrenmiştir. Pesah’ın üç temel sembolü olan Pesah, Matsa ve Maror’u, masa kurmayı, Mısır’dan kaçış öyküsünü dinlemiştir. Evdeki hazırlıklara yardım etmiş, babasının aldığı yeni elbiseyi de giyinmiştir. Akrabaları da masayı doldurmuş, yerlerini almıştır. Amcası çocuklara dönerek, “çocuklar Seder özellikle sizin için çok önemli. Her Yahudi her Pesah Bayramı’nda Mısır’dan çıkışı hatırlamalı, o günü sanki kendisi kurtulmuş saymalıdır. Çünkü atalarımız o gün kurtulmasalardı, biz bugün özgür olamazdık. O yüzden hepiniz Mısır’dan çıkış hikayesini dinleyin” diyerek kendi dillerinde anlatmaya çalışır. Yulya zaten bu hikayeyi öğrenmiştir. Amcası hikayeyi anlatırken o da yardımcı olur. Tüm çocuklar ona hayran hayran bakmaktadır. Ailenin en küçüğü olmasına rağmen, büyükannesi onu bilgilendirmiş, diğer çocuklardan daha fazla bilgisi olmuştur. Yulya ve ailesi esir olmadan, özgür olarak yaşadıkları için, İsrail topraklarındaki küçük evlerinde Rusya’dan kurtuldukları için, Pesah Bayramı’nı mutlu, sağlıklı kutladıkları için ve yeni nesilin de bu bayram hakkında bilgi sahibi olduğu için Tanrı’ya şükrederler. “Pesah Bayramı aynı zamanda yeni başlangıçlar demektir” diye devam eder amcası. Yeni taşındığımız bu ülkede yeni başlangıçlara diyerek, şarap kadehlerini kaldırırlar.

 

• Tüm bayramlar gibi Pesah Bayramı’nın gelenek ve göreneklerini, tarihimi yeni nesillere öğretmek çok önemlidir.

• Pesah Bayramı baharı, yeni başlangıçları, sembolize eder. Bu yeni mucizeler, yeni öğretiler, yeni yaşamlar demektir.

• Özgür, sağlıklı ve mutlu nice Pesah Bayramları’na Hag Pesah Sameah.