‘Kimse Bir Yere Gitmiyor’

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
2 Nisan 2008 Çarşamba

Dünyada, ülkede ve dar çevremizde yaşanan ufak tefek olumsuzlukları saymazsam, geçtiğimiz hafta mükemmel geçti. Hatta, pek önemli değilmiş gibi irdelenen, ama günlük hayatımızı felce uğratan, saatlerimizi geçirdiğimiz ‘trafik’te dahi nereye gideceksem, zamanından çok önce yetiştim. Gündelik yaşamın içinde bundan büyük hediye olur mu?

Okurken, “Yazacak daha değişik konu yok mu?” diye düşünebilirsiniz. Ancak kendimize ufak tefek çıkış noktaları yaratmazsak iyiden iyiye karamsarlığın kapılarını açık tutacağız.

Yakup Kutlar abonelerimizden biri. Sevdiğimiz saydığımız bir büyüğümüz. Yıllardır aboneliği bittiğinde yenilemek üzere ofisimize şahsen gelir. Her seferinde hepimizi sevindirecek hediyeler getirir. Bu kez beraberinde getirdiği poşetin içinden birkaç defter çıkardı. Yıllardır Şalom’da beğendiği yazıları kesip yapıştırmış. O kadar sevindim ki... Tabii her okurun farklı ilgi alanı vardır. Önemli olan kadirşinaslık, yani “emeğe saygı”. Yakup Kutlar, anı defterinin içinden sararmış, dörde katlanmış bir gazete çıkardı. “Eskiden hepsini saklardım; artık yer kalmadı. Ama bu sayıyı, anısı olduğundan atmaya gönlüm elvermedi. Sizde kalsın.” dedi. Gazeteyi açtım. Şalom’un 14 Temmuz 1954 sayısı. İç sayfada bir haber: “Anna Peçaropulo’nun Biçki Dikiş Sergisi”. Yazının içeriği şöyle: “Matmazel Anna Peçaropulo’nun düzenlediği etkinlik bu yıl da büyük ilgi gördü. Özenle dikilmiş ipek ve yün elbiseler, çeşitli giysiler, yapma çiçekler, erkek gömlek ve kravatları konukların beğenisine sunuldu.

Öğrencilerden; Raşel Güner (çeyizini kendi elleriyle hazırladı), Raşel Aranov, Eliz Garipler, Suzan Susar, Sol Balevi, Tamara Mermer, Ceni Avigdor, Adel Levi, Çela Alkabez, Sevim Perez, Lizet Ojalvo (Yalinova) ve “Mizrahi Biraderler”den dostumuz Şalom Mizrahi’nin kızı Raşel Mizrahi’nin çalışmalarını takdir ediyoruz. Rukiye Lato, Marika Güce ve Nadya Enfiyecioğlu da iyi derece aldılar.”

Bizi elli dört yıl öncesine götüren bu yazıda, sözü geçen öğrencilerden Raşel Güner (Kutlar) Yakup Bey’in eşi. Y. Kutlar gazeteyi yıllar boyu bir anı olarak sakladı. En nihayetinde çöpe gider çekincesiyle, Şalom’a getirip bıraktı. Emanete ihanet olmaz. Güvenceye alacağız.

* * *

“Biz bir şey bilmiyoruz; biz bir şey görmedik!” Eğer bu cümleyi henüz duymadınızsa, dünyadaki, ülkedeki ve çevrenizdeki olumsuzluklardan birkaç saat için de olsa kurtulmanız mümkün değil.

Cumartesi gecesi Amram Oditoryumu’nun girişinde DYD ailesi tarafından krallar gibi karşılandık. Sıcak bir selam, sıcak bir gülümseme kişiyi öylesine rahat hissettiriyor ki, gece kendiliğinden güzel akıyor.

DYD Hanımlar Tiyatrosu, bu kez “Kimse Bir Yere Gitmiyor” adlı oyunu ile sahnedeydi. Açılış konuşmasını yapan Vivi Beskinazi’yi daha uzun süre dinleyebilirdim. Sesi, vurgusu, metnin içeriği beni aldı götürdü.

“Orient Express” sahnesi ve dekoru olağanüstüydü. Hep takdir ettiğimiz Forti Barokas ve Fani Bonofiyel’in yanısıra tüm oyuncular iyiydi, ancak gecenin ‘starları’ Cina Hatem ve Natan Siliki idi. Selim Nahmiyas ile Ceki Karmona’yı dayanışma içinde görmek gerçekten mutluluk verici. Her zaman her tür kurumun başarısının devamı, bir önceki başkan ile görevde olanın anlaşması ile orantılıdır.

Ben bir şey bilmiyorum; ben bir şey görmedim...