Tevye ‘08

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
27 Mart 2008 Perşembe

Purim’i kırk gün kırk gece hem cemaatte hem de evimizde kutladık. Zamanından önce Ahrida Sinagogu’nda kutlanmaya başlanan Purim’i sırasıyla Ortaköy, Kemerburgaz, ve Aşkenaz Sinagogu’nda kutladık.Herbiri kendi içinde neşeli bir bayram geçirdi. Duaların ardından “Purim” sederlerinde de  “ilk”ler yaşandı. Şaar Aşamayim’de sunulan içli köfte, lahmacun, humus, muhammara ve özel Arap pilavı hoş bir yenilik oldu. Uzun yıllar Aşkenaz Sinagogu’nda kantorluk yapan ünlü Schaposcnik’in anısına düzenlenen duanın aynı haftaya denk gelmesi güzel bir olaydı.

Bazen basiretiniz bağlanır ya,işte benimki de Purim’de bağlandı.Çok istediğim halde ne Şabat günü  Aşkenaz Sinagogu’na ne de “Anatevka” partisine gidebildim. 700 kişinin katıldığı, saman yığınları, klezmer müziği, her yaş kesiminin değişik kıyafetlere büründüğü gecede aslına çok benzeyen bir Tevye herkesin ilgi odağı olmuş. Katılamadığım için üzüldüm. Sağlık olsun; kutlamalar bitmez.

Aslında bazı dönemlerde ‘koza’ içinde yaşamak hem iç huzuru hem de kendini güvenceye alma açısından daha iyi. O kadar ki tıpkı ekranda izlediğimiz: “Maymun kaçtı/Çaktırma, ya da “Afrika’ya gidiyorum/Çok uzak.” şeklinde az ve öz konuşmanın yararlılığına inandığım günler yaşıyorum.Buna aldatmaca dense bile...

* * *

Çekirdek aile, Purim’i tam tarihinde  evde kutladık.Şimdiki çocuklar Purim’i “kıyafet balosu” Pesah’ı da “masada çok yemek yenen bayram” olarak tanımlıyorsa sakın kimse bu satırlar için beni aramasın, zira hoşa gitmese de çoğu ailede yaşanan durum bu. Birer yetişkin olsalarda çocuklarım masada “mavlaç” sepetlerini beklerler. Hem de içi en basit şekerler ile dolu olanlarını....

* * *

Bu geniş kapsamlı bayram haftasında purim şekeri kadar güzel haberler aldık. Reklam sorumlumuz Zelda Tarablus ile Elyo Tarablus’un bir erkek torunları oldu. Hala çocuk gördüğüm, bir dönem çalışanlarımızdan Nükhet Molina ile İzzet Molina’nın Katia adında bir kızları dünyaya geldi.

Bir eser oluşturmak, bir doğum gibidir.İzmir’e kaptırdığımız Sibel Almelek İşman yüksek lisans tezini “Resim Sanati’nda Aşk Olgusu” başlığıyla yayınladı ve bize yolladı.

* * *

Gazetecinin çok yakınında durmamalı. Her ne kadar ketum olarak bilinsem de, bazen şeytana uyuyorum.Örneğin; geçtiğimiz hafta sonu yaşamlarına bir renk getirmek isteyen bir grup üst düzey cemaat yöneticisi yelken kullanmak için ders almaya karar verdiler. İki yelken dolusu genç zihniyetli olgun topluluk teknelere doluştu. Öğretmenin açıklamaları doğrultusunda hareket ederlerken rüzgar kesilir. Ara nağme gibi gelen zaman aralığında sohbet başlar. Konu ne olabilirdi acaba?

Hayal gücünüze bırakıyorum.....

Rüzgar daima sizinle olsun.