SİNAGOGLARIMIZIN İDARİ MÜDÜRLERİ; GABAYLARIMIZ (4)

Boğazın Anadolu yakasında 17. yüzyıldan itibaren Yahudilerin yerleşmeye başladıkları bir yerleşim merkezi olarak bilinen Kuzguncuk semti eski tarihlerde “Bela Vista” olarak da anılırdı. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yaklaşık 800 Yahudi ailenin yaşadığı bu güzel boğaz köyünde 1878 yılında inşa edilen Beth Yaakov Sinagogu 130 senedir ibadete açık.

Sibel KONFİNO Toplum
19 Mart 2008 Çarşamba

Aron Hara,yedi yıl önce gabaylık görevini Beto Adato’dan devraldı. Hara; 1986 yılındaki terörist saldırıda hayatını kaybeden Neve Şalom Sinagogu eski gabaylarından Eliyezer Hara’nın oğlu...

Kuzguncuk Beth Yaakov ve Beth Nisim Sinagogu Gabayı Aron Hara

1948 yılında Kuzguncuk’ta dünyaya gelen Aron Hara yirmi yaşına kadar burada yaşadı. Çocukluğunu geçirdiği bu semte gönülden bağlı olan Hara gabaylığın yanı sıra on yaşından beri şofar çalıyor. Her ne kadar yeğenini yetiştiriyor olsa da gençlerin bu görevi devralmaya gönüllü olmamalarından yakınıyor.

Gabaylık serüveninize değinelim…

Robert Abudara’nın başkanlığı döneminde benden önce gabay olan arkadaşım Beto Adato’nun teklifiyle yönetime girdim. Aslında işlerim nedeniyle kabul etmekte biraz çekindim ancak daha sonra kendimi burada buldum. Tam olarak gabaylık görevine ise yedi sene önce başladım. Aynı zamanda iki dönemdir de yönetim kurulu üyesiyim.

Gabaylığı nasıl yorumluyorsunuz? Gabay kime denir?

Herkes gabaylığı farklı yorumluyor. Bana sorarsanız gabay bir idarecidir. Ben aslında teva gabayıyım. Bu kişinin dini bilgisi olması gerekiyor. Çok hassas bir konu olan mitsvaların dağıtımını, kimseyi üzmeden ve kırmadan, adilce ve gerektiği gibi yapabilmeli.

Rahmetli babamdan öğrendiklerimi uygulamaya dikkat ediyorum. Tabii ki tek kişi bir sinagogu idare edemez. Birçok arkadaşımın yanı sıra sekreterimiz Beki Abudara’nın yardımları ve çalışmaları bize çok yardımcı oluyor.

Bildiğim kadarıyla oldukça kalabalık bir yahid kitleniz var. Onlara nasıl ulaştınız, neler yaptınız ki; bir gelen bir daha buradan vazgeçemiyor?

Bölgede oturan yalnızca on aile var. Bu nedenle ilk olarak eski Kuzguncuklu ailelere ulaştık. En önemli atılımlar 11 sene evvel kaybettiğimiz değerli insan Nesim Albala’nın zamanında gerçekleşti. İnsanları takip etmek, güleryüzle karşılamak, iyi günde kötü günde ilgiyi eksik etmemek, mektuplar yazmak, davetiyeler yollamak suretiyle sinagogumuzu bugünkü durumuna ulaştırdık. Hayatında hiç sinagoga uğramayan bir insan bile belli bir sebepten dolayı burayı ziyaret etmişse mutlaka gelmeye devam ediyor. Huzurlu bir ortam, sevecen yüzler, sosyal bir ortamda sohbet etme imkanı galiba insanların en çok aradığı özellikler. Burada tüm bu saydıklarımı bulabiliyorlar. Arkadaşlarımla beraber bu ortamı sağlayabildiysek ne mutlu bize.

Hangi günler açıksınız?

Şabat günleri ve bayramlarda sinagogumuz ibadete açık. Her gün açabilmek isteriz ancak Kuzguncuk’ta yaşayan çok az aile var. Hafta arası gerekli sayıyı bulmak çok zor. İnşallah bunu da gerçekleştirebiliriz.

Sinagogumuz ayrıca ailelerin talepleri doğrultusunda Bar-Mitzva, Bat-Mitzva, Brit-Mila, vijola, düğün ve cenazelerde de hizmet vermekte.

Kuzguncuk Sinagogları hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz?

Bir rivayete göre bu semt ismini, Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşamış, kişiliğine çok saygı duyulan Kuzgun Baba’dan almış. Toplu yerleşmeler 17. yüzyılda başlamış. O güne kadar Galata Bölgesi’nde yaşayan Museviler veba salgını nedeniyle Kuzguncuk’a yerleşmek durumunda kalmışlar. Nüfusun ihtiyacını karşılamak üzere iki sinagog inşa edilmiş.

1840 yılında inşa edilen Beth Nesim Sinagogu 1980 yılında yeniden restore edildi ve yalnız yaz döneminde ibadete açıldı. Bu sinagogda  bir de müzemiz var. Beth Yaakov Sinagogu ise 1878’de inşa edildi ve 1983 yılında yenilendi. Birçok hayırsever sayesinde her sene yenilikler yapmaya, bahçemizi güzelleştirmeye devam ediyoruz.

Son olarak geçen sene Suka’yı yeniledik. Mordo Hazak arkadaşımızın fikri doğrultusunda bir kış bahçesine dönüştürdük. Ayrıca seudaları verdiğimiz ‘Leyla Edmond Benkohen’ salonumuzu da yeniden düzenledik.

Yurtdışından ziyaretçileriniz oluyor mu?

Elbette. Tüm uğraşımız burayı yaşatmak ve hafızalardan silinmemesini sağlamak. Gelenlere çeşitli ikramlar sunuyor, gezdiriyor, sinagogların tarihçelerini anlatıyor, broşürlerimizi veriyoruz. En çok hoşlarına giden de, buradan ayrılırken kendilerine anı olarak sunduğumuz hediyeler oluyor. Yurt dışından tebrik ve teşekkür mesajları bile alıyoruz. İşte tüm bu geri dönüşümler bizleri daha da motive ediyor ve yeni fikirler üretmeye çalışıyoruz.

Eski bir Kuzguncuklu olarak o günlerle günümüzü kıyaslayabilir misiniz?

50 sene önce bayramlarda her iki sinagogda ikişer tefila yapılırdı. O kadar kalabalık bir yahid kitlesi vardı ki; insanlar yer bulmak için kavga bile ederdi. O zamanların ayrı bir güzelliği vardı. Her gün arvit ve minha olurdu. Sinagoga gelme alışkanlığı vardı. Bizler çocuk olarak bile oyunlarımızı yarıda keser saati geldiği zaman koşa koşa duaya gelirdik. Şimdi devir değişti. Ancak ailenin de bu alışkanlığı kazandırmada büyük rolü var. Zamanla bazı değerler farklılaşabiliyor. Elimizden geldiğince geleneklerimize bağlı kalmalıyız.

Son olarak bir mesaj vermek isterseniz…..

Herkes hayatında bir kere bile olsa buraya gelsin ve görsün. Kuzguncuk’u unutmayalım ve unutturmayalım. Bizleri yalnız bırakmasınlar, kapımız herkese açık

Büyülü atmosferi, huzur dolu bahçesiyle gönüllere taht kuran sinagogdan elimde hediyemle ayrılırken Kuzguncuk semtinin kutsallığına bir kere daha tanık oldum.