Televizyon zapping (gelgeçleme)

Köşe Yazısı
27 Şubat 2008 Çarşamba

Yakup ALMELEK


Günlük gazetelerin köşe yazarları hep takdir edile gelmiştir. Haftada 3 ile 5 arasında yazı yazmak ve bu işi yıllarca sürdürmek az bir başarı değil. Yazıların konuları ne olursa olsun okurun dikkatini canlı tutmak veya devamlı kılmak da bir yetenek sorunudur.

Hoşa giden yazıları kesip bir klasörde biriktirmek pek çok okurun hobilerinden biri… Yıllar sonra dosyaya bir göz attığınızda sakladığınız yazı eski bir dosta rastlamış gibi size memnuniyet ve hatta heyecan bile verebilir.

Uzun bir süredir- on beş yıldan fazla – sakladığım yazıları ihmal etmişim. Dosyayı açıp onlara bakmamışım. Göz kırpmamışım. Onlar da dargın gibiler, Suratları asık, yoksa öyle değiller de öyle mi gözüküyorlar.!

İşte Hıncal Uluç’un bir yazısı: 02 Ocak 1998 tarihini taşıyor ancak eskiliğine kulak asmayın. Hala güncel hatta bugün o günkünden daha da aktüel.

Uluç, zapping yapmayı konu almış. Haluk Şahin’in ‘’Erkekler niçin kadınlardan daha çok zapping yapar’’ sualinden de esinlenerek..

Zapping televizyonda bir programı sürekli seyretmeden uzaktan kumanda ile kanaldan kanala atlamaktır.

Haluk Şahin’in  kendi köşesine konuk ettiği psikolog Leyla Navaro’nun ‘’Tapınağın Öbür Yüzü: Kadınlar Erkekler Üzerine ‘’ adlı kitabından yaptığı alıntı şu:

“Erkekler (yoğun ilişkiden kaygı duydukları için) ilişki içindeymiş gibi görünüp ilişki dışında yaşamayı öğrenirler Evde aile yaşantısının içindeymiş gibi görünüp gerçekte televizyonun, gazetenin, işinin ve özellikle sessizliğin, iletişimsizliğin veya saldırganlığın arkasına saklanırlar.

Özellikle günümüzde, bir çok yakın ilişkinin baş düşmanı gibi gösterilen televizyon ve özellikle zapping erkeklerin ev içinde ve ilişki içindeymiş gibi olup ilişki dışında var olabilmelerinin önemli bir aracıdır. Bir programı değiştirmeden sürekli olarak izlemek o programla’birlikte olmak’programın yaratabileceği düşünce ve duyguları tümüyle sonuna kadar yaşamaktır. Zapping televizyon seyredermiş gibi yapıp, gerçekte hiçbir programla sonuna kadar kalmamak, televizyonla da yüzeysel ilişki kurmanın farklı bir yoludur. Zaping sayesinde hem evin, evde olup bitenlerin içinde ve kontrolündedir,  ama televizyon seyrediyormuş gibi de adeta meşguldür.’’

Sayın Navaro’nun yorumu ne kadar ilginç değil mi?

Zaping yapan kişi karşısındakini aldatmak veya kendini başka türlü göstermek amacı içindeyken kendini aldattığının veya başka türlü göründüğünün farkına varamayabiliyor.

Burada aldatmayı menfi veya negatif bir tutum takınmak anlamında kullanmamalı. Çıkar sağlamak anlamında da değil, buradaki sözcük iyi niyetle yorumlanabilen ve bilinç altı bir ifade tarzı…

Peki bu durum yalnız zapping yapan insanlarda rastlanan bir hal midir yoksa hepimiz değilsek bile bir çoğumuz günlük yaşamda da gelgeçleme yapan kişiler durumuna düşmüyor muyuz?

Kimimiz bir düşünce veya algılama körlüğü içinde bir düşünceden bir diğerine zapping yapmıyor muyuz !

Televizyon karşısında olmak şart mı?

İnsan kadar beyinsel ve ruhsal karmaşa içinde görülen bir varlık bundan böyle Tanrı tarafından yaşama buyur edilir mi,?  Edilmezse şaşmamak lazım.