Yaşadığın yurdun rüzgarıyla...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
27 Şubat 2008 Çarşamba

Bir süre önce Nino Varon’un yeni bir CD çıkaracağı haberini kısa da olsa vermiştik. Zamanla Ninovari başlıklı albüm,müzik marketlerde -her ne kadar bu sözcüğü sevmiyorsam da- ve kitapçılarda Rec by Saatchi etiketiyle yerini aldı.

Hemen ardından da görsel ve yazılı basında bir biri ardından söyleşiler başladı.Her ne kadar televizyonun gücü yadsınamazsa da, Nino Varon bir “söz” adamı. Belki bundan ötürü, 23 Şubat Cumartesi günü Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Kadınları tam 12’den vuran şarkıların yaratıcısı; Nino Varon” başlıklı yazı, okurları gerçekten 12’den vurdu. Bu denli düzgün bir yazı çıkardığı için Deniz İnceoğlu’nu kutlarım. Fotoğrafları çeken Levent Kulu ise Nino’nun bakışlarındaki laciverti mükemmel yansıttı sayfaya..

* * *

Söz, müzik ve düzenlemeleri tümüyle Varon’a ait olan albümdeki onbeş şarkıya eleştirel gözle yaklaştım.Bu kez farklı bir kitleyi mi hedeflemişti? Her ne kadar alçak sesle “büyülü tınılar” kattığını söylese de Nino’nun şarkıları tutkulu klasikler arasında yer alacak. Tüketim toplumunun daha doğrusu genç tüketicilerin ne tür müziğe yoğunlaştıkları hakkında pek fikrim yok. Feci sesler çıkaran bir CD’nin yanısıra beklenmeyen bir romantizm de yayılabiliyor çevreye. Yirmi yaş üstünün Ninovari’yi ‘baymadan’ dinleyeceklerinden kuşkum yok.

* * *

Duygu sömürüsüne tahammül edemem; küçültücüdür. Albümle ilgili  tanıtım yazılarının bazılarında aşk tutku hasret  sözcükleri tekerleme gibi sıralanmışlar.

Tabii ki sözleri yazanın içinden geçenleri bilemem. Yanılıyor da olabilirim. Ama, bu albümde hiç aşk yok. Tutku, zaten Nino Varon’un yaşam tarzı. Albümde yer alan “Faytonda” adlı parçada  anlattığı boşluğu hissedebilmişse eğer, üç yıl önce aramızdan ayrılan Cenika’ya gönül borcunu ödemiş sayılır.

Nino’nun en az Ceni kadar sevdiği Büyükada tutkusu ise her yönüyle Ninovari‘ye buram buram yansımış. Tebrikler Nino.

* * *

Garip bir rastlantı...

Geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz Berta Brudo ile ilgili haber yapmak için arşivleri karıştırıyordum. Edebiyat dergilerinin arasında aylık Ana Kültür Sanat’ın Temmuz 1998 sayısına rastladım. İçinde Yılmaz Aybar’ın Berta Brudo ile ilgili bir yazısı yer alıyordu. Brudo’nun “Yedi Nesil Öncesinden Günümüze Yolculuk” adlı anı-belge-resim derlemesinden  ilginç gelen bir alıntıya değinmek istiyorum.

“Yıl 1915. Büyük dayım Nahman Varon Zonguldak PTT müdürü olduğu günlerden birinde Rus donanması Zonguldak limanına kadar gelmiş, şehri bombalıyor. (...) Bu dayım müzikle ilgili çalışmaları olan Nino Varon’un dedesidir. Nino Varon benim “Kime Ne” adındaki şiirimi bestelemiş, Tanju Okan’da TV’de ve radyoda seslendirmiştir. (...) Toplumların da kendi değerleri vardır. Fakat birbiriyle uyum sağlarlarsa müzikte olduğu gibi aralarında paylaştıkları bir güzellik doğar. Bu da sevgi, saygı ve hoşgörüdür. (...)

Önemli olan yaşadığın yurdun rüzgarıyla nefes alabilmektir.”

Güzel bir rastlantı.

Müzik her iki alemi birleştiriyor.