YETİMLERİ KORUMA VE BARINDIRMA DERNEĞİ / ORFELİNA HANIMLARI

Yaptıkları zorlu işte başarının vermiş olduğu iç huzur gözlerine yansıyan Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği’nin hanımlarıyla söyleştim bu hafta. Hanımlar Komisyonu Başkanı Ceni Behar, Yönetim Kurulu üyesi Tuna Taragano, Rana Cemal, Rakel Beneray, Lidya Havlucu, Raşel Özrafe, Anna Ovadya, Eti Nufusi, Meri Özfiliba ve Eti Habib vitrini olmayan kurumun çalışmalarını anlattılar...

Ester YANNİER Toplum
13 Şubat 2008 Çarşamba

Cemaatimiz hanımları çalışıyor… (4)

Her fırsat bulduğumda dile getirir- yazarım; kurumları hayatta tutan hanımlardır diye Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği bunun en güzel örneklerinden biri: Kurumun Başkanı Moşe Taragano hariç hemen hemen tüm gönüllüleri hanım…

0-15 yaş arası 63 çocuğun her türlü ihtiyaçlarını karşılayan kurumun Hanımlar Kolu Başkanı Ceni Behar çalışmalar hakkında bilgi verdi.  “Sıcacık bir yuva, yumuşacık ana yüreği, şefkatle uzanan bir el, her şey çocuklar için… Evde yokluğu hissedilen anne veya babanın bıraktığı boşluğu doldurabilmek, çocuklarıyla yaklaşımları sağlıksız olan anne babayı eğitmek, ebeveynleri ile aralarında iletişim bozukluğunu ortadan kaldırmak, sevecen bir aile ortamı yaratabilmek derneğimizin başlıca hedefleri arasındadır.  Yönetimde hepsi faal olan 15 hanım var.  Faaliyetlerimiz hep iç içe  geçişli. Bir çocuğu ele aldığımız zaman ihtiyaçlarını bütün olarak düşünüyoruz. Aylık bebeklerden ilköğretim sonuna kadar, çocukların ev yaşantısından eğitimine, giyiminden –yemeğine, doktorlarından dişçisine, ilacına, okuluna ve haftalık pedagoguna kadar uzanan bir ihtiyaçlar zinciri.  UÖML’de okuyan dört çocuğumuzun burslarını, özel derslerini ve okul servislerini karşılıyoruz. Burslular haricinde  30’dan fazla sadece servis ücretlerini ödediğimiz öğrencilerimiz de mevcut. Devlet okullarında eğitimlerini sürdüren çocuklarımız da var.

Her ay çocuklarımıza temel gıdaların bulunduğu ihtiyaç paketleri gönderiyoruz. Destek verdiğimiz, aylık bebek ise bu paketin içine çocuk bezi ve mama da koyuyoruz.”

Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Allaha şükür, mekanımızın darlığı hariç hiçbir zorluk yaşamıyoruz diyebiliriz. Bir odamız daha olsaydı burada aynı yaştaki çocukları toplayarak beraber ders almalarını sağlayabilirdik. Bazı hanımlar psikolojik destek verebileceklerini ancak evlere gidemeyeceklerini belirtiyorlar. Yerimiz müsait olsa burada yapabilirdik.

Elbette ki gönderdiğimiz gıda paketlerini 15 günde bire yükseltmek, destek derslerinin sayısını arttırmak da istiyoruz.

Gıda paketlerimizde çocukların yetişmesi için elzem olan, et, süt, bal, yumurta gibi ürünler bulunuyor. Annelerinin yönlendirmesiyle paketin içeriği değişebiliyor.

Günümüz ekonomik koşulları yardım talep sayısını artırdığı gibi kimi zaman yardımseverlerin desteklerinin azalmasına neden olabiliyor… Bu durum size nasıl yansıyor?

Ne kadar verebiliyorsak o kadar vereceğiz, daha fazlasını ise kendi cebimizden karşılamak durumundayız. Başkanımız dahil hali hazırda yapıyoruz da… Yönetim kurulunda yer alan herkes bunu yapmak zorunda. Vitrinimiz olmamasının zorluğunu yaşıyoruz. Biz bir gönül kuruluşuyuz. Destek verdiğiniz bir çocuk “bu senin torunun” diyerek gelirse, doktora giderken bizi de götürmek istiyorsa, ona bir yabancı gözüyle bakmak imkansızlaşıyor.  Bunu burada çalışan herkes, birebir yaşıyor. Yapmaktan dolayı duyduğumuz vicdan doyumu bize yetiyor.  Yardım talebinde bulunduğumuz herkesten olumlu yanıt alıyoruz… Bu vesileyle yardımseverlerimize de teşekkür ediyoruz.

Ceni hanım 21 yıldır kurumun üyesi. 1986 yılında  Neve Şalom Sinagogu’na yapılan terör saldırısında eşini kaybettikten hemen sonra  Lote Russo’nun  daveti üzerine kuruma katılmış. Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği’nin tüm hanımları gibi büyük bir mutlulukla  her gün derneğe  geliyor.  “Çalışan insan gibiyim… Burası benim için bir terapi, evden kaçar buraya gelirim “ diyor.

Rana Cemal, Rakel Beneray ve  Lidya Havlucu kurumun en genç üyeleri sizlersiniz…

Bir kurstaki arkadaşımız kurumun genç gönüllüler aradığını, istersek katılabileceğimizi söyledi. Bizler de uygun gördük. İlk gün nasıl çalışmamız gerektiği yönünde bilgi verilirken, bir kuruma gelmekten çok evimizdeki başka bir odaya geçermiş duygusuna kapılacağımızı  belirtmişlerdi. Öyle de oldu. İşten erken çıktığımız günler, bir saatliğine dahi olsa da kuruma geliyoruz. Çocuklar ve ailelerle tanıştığımızda, onların gerçeklerini gördüğümüzde,  bizi sıkan konuların aslında ne kadar boş  olduğunu anladık.  Örneğin bizler çocuklarımızı bir yerden alıp bir doğum gününe götürmeyi sıkıntı gibi görürken, yaşıtımız başka bir annenin maddi olanaksızlıklar içinde doktorlarla, psikologlarla uğraştığının ayırdına vardık. Daha önce bize öğütlenenleri   dikkate alarak, bizleri derinden etkileyen bu konuları  “kurumda bırakmayı” evlerimize taşımamayı öğrendik.

Eti Nufusi 25 yılı aşkın bir süredir bu kurumun üyesisiniz. Dün ile bu gün arasındaki çalışmaların bir mukayesesini yapabilir misiniz?

Orfelina Başkanı Lote Russo’nun döneminde geldim. Yerimiz ve maddi olanaklarımız çok yetersizdi. Çok yokluk çektik, çok çalıştık. Bir tiyatro alabilmek için eşlerimizden sonra ödemek şartıyla para alırdık. Bayram dönemlerinde bir hediye alabilmek için cebimizden para verir, ancak 15 adet alırdık. Onları satar yenilerini alırdık, bitince yeniden alırdık… Pesah Bayramı’nda bakırdan bir el yıkama sürahisi almıştık. Talepleri karşılamak için tanıdıklardan, iade etmek üzere  geri istedik, yeniden gönderdik…  Şimdi ise çok şükür böyle zorluklar yaşamıyoruz…

Yazılarınızdan takip ettiğimize göre tüm dernekler genç gönüllü bulmak için zorluklar yaşıyorlar, bizim bayrağı devredecek gençlerimiz var. Bundan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Kurumda büyük bir fark ve büyük bir aşama yaşanıyor.

Destek verdiğimiz aileler de, katkılarımız ve yardımlarımızla eskiye oranla daha iyi durumdalar.

Tuna Taragano,  başkan hariç yönetim kurulunda kaç bey var? Sizin aktarmak istedikleriniz var mı? Kardeş aile projenizden söz eder misiniz?

Yönetim kurulumuzda Moşe Taragano, derneğin en eskilerinden olan Kemal  Akohen ve denetleme kurulu başkanı  bir bey haricinde ordumuz hanımlardan oluşuyor.

Cemaatimizin tüm kurumları ile çok iyi ilişkiler içindeyiz.  Dernekler arasında paslaşırız. Sorumluluk yaşı geçen çocuklarımızı Mişne Tora’ya yollarız. Or- Ahayim Hastanesi’nin büyük katkılarını görüyoruz. Çocuklarımıza sağlık karnesi çıkarttılar, ücretsiz bakılıyorlar. Tahlil ve röntgenleri hastanede yapılıyor. Bir çocuğumuzun ameliyatı cüzi miktarla orada yapılacak. Üyelerimizden biri olan Diş Hekimi Mişa Sidi Sarfati, senelik bakımlarını ve tedavilerini ücretsiz yapar.  Yaşadığı bazı olaylar nedeniyle annesine aşırı bağlı bir çocuğumuz vardı. Bu çocuğu konusunda uzman bir doktorun desteği ile normale dönmesini sağladık. Çocuğumuz konuşmaya başladı, derslerinde düzelme yaşıyor.  Cemaat idarecilerine sağlık konularında destek verecek konularında uzman doktorların desteğine ihtiyacımız olduğunu dile getirdik. Örneğin kalp rahatsızlığı olan bir çocuğumuzun ciddi sağlık giderleri oluyor. Bu tip ihtiyaçları sağlayabilecek doktorlarımız varsa onlarla temasa geçmek istiyoruz.  Büyük miktarlar tutan sağlık giderlerimizi azaltabilirsek, çocuklarımıza gönderdiğimiz gıda paketlerini destekleyebileceğiz.

Çocuklarımızın Bar- Mitzva, Bat- Mitzva yapmalarını sağlıyoruz. Bazı ailelerimizin yeni doğan bebeklerinin sünnetlerini destekliyoruz. Kardeş aile projemizde ise dileyen bir ailenin tamamen giderlerini karşılayabiliyor.  Kullanılmış eşyaları topluyor ihtiyaçlı ailelere dağıtıyoruz. Ancak senede iki kez yeni giysi temin ediyoruz. Sonbaharda çocuklarımızın okul gereçlerini, üniformalarını ve ayakkabılarını veriyoruz. Yaz mevsiminde ise yazlık giysi sağlıyoruz. Şubat tatillerinde anneleriyle sinemaya gönderiyoruz. Yaz aylarında birlikte gelenekselleşen Kilyos pikniğimize gidiyoruz.

Eti Habib siz sorunlu çocuklara psikolojik destek komisyonundasınız. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Son yıllardaki ekonomik bozukluklar nedeniyle boşanmalarda bir artış gözlemlendi. İstisnasız her boşanan çiftin çocukları psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor. Ayrılık olmasa bile, çocuk hiperaktif olabiliyor, aile yeterince çocuğa vakit ayıramadığından çocuk sorunlu olarak 3-4 yaşını buluyor.

Bu konuda bize destek veren Nazlı Erbeş, Lika Ovadya ve Coya Mizrahi’ye teşekkür ediyoruz. Hiçbir zaman “hayır” demiyorlar, konuları değilse dahi asgari ücreti ödeyeceğimiz doğru adrese gönderiyorlar.  Daha önce ilaç tedavisi gören çocuklarımız vardı, sayelerinde bu çocuklar ilacı bıraktı ve derslerinde başarı elde etmeye başladılar.

Onların sorumluluğu ilköğretim sonunda bitse de  şayet Anadolu Liseleri’ni kazandılarsa destek vermeyi sürdürüyorlar… Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği hanımları , destek verdikleri çocuklarla neredeyse  bütünleşiyorlar. Yaptıkları işten duydukları iç huzurla yollarına devam ediyorlar…

 

 

 

Her fırsat bulduğumda dile getirir- yazarım; kurumları hayatta tutan hanımlardır diye Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği bunun en güzel örneklerinden biri: Kurumun Başkanı Moşe Taragano hariç hemen hemen tüm gönüllüleri hanım…

0-15 yaş arası 63 çocuğun her türlü ihtiyaçlarını karşılayan kurumun Hanımlar Kolu Başkanı Ceni Behar çalışmalar hakkında bilgi verdi.  “Sıcacık bir yuva, yumuşacık ana yüreği, şefkatle uzanan bir el, her şey çocuklar için… Evde yokluğu hissedilen anne veya babanın bıraktığı boşluğu doldurabilmek, çocuklarıyla yaklaşımları sağlıksız olan anne babayı eğitmek, ebeveynleri ile aralarında iletişim bozukluğunu ortadan kaldırmak, sevecen bir aile ortamı yaratabilmek derneğimizin başlıca hedefleri arasındadır.  Yönetimde hepsi faal olan 15 hanım var.  Faaliyetlerimiz hep iç içe  geçişli. Bir çocuğu ele aldığımız zaman ihtiyaçlarını bütün olarak düşünüyoruz. Aylık bebeklerden ilköğretim sonuna kadar, çocukların ev yaşantısından eğitimine, giyiminden –yemeğine, doktorlarından dişçisine, ilacına, okuluna ve haftalık pedagoguna kadar uzanan bir ihtiyaçlar zinciri.  UÖML’de okuyan dört çocuğumuzun burslarını, özel derslerini ve okul servislerini karşılıyoruz. Burslular haricinde  30’dan fazla sadece servis ücretlerini ödediğimiz öğrencilerimiz de mevcut. Devlet okullarında eğitimlerini sürdüren çocuklarımız da var.

Her ay çocuklarımıza temel gıdaların bulunduğu ihtiyaç paketleri gönderiyoruz. Destek verdiğimiz, aylık bebek ise bu paketin içine çocuk bezi ve mama da koyuyoruz.”

Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Allaha şükür, mekanımızın darlığı hariç hiçbir zorluk yaşamıyoruz diyebiliriz. Bir odamız daha olsaydı burada aynı yaştaki çocukları toplayarak beraber ders almalarını sağlayabilirdik. Bazı hanımlar psikolojik destek verebileceklerini ancak evlere gidemeyeceklerini belirtiyorlar. Yerimiz müsait olsa burada yapabilirdik.

Elbette ki gönderdiğimiz gıda paketlerini 15 günde bire yükseltmek, destek derslerinin sayısını arttırmak da istiyoruz.

Gıda paketlerimizde çocukların yetişmesi için elzem olan, et, süt, bal, yumurta gibi ürünler bulunuyor. Annelerinin yönlendirmesiyle paketin içeriği değişebiliyor.

Günümüz ekonomik koşulları yardım talep sayısını artırdığı gibi kimi zaman yardımseverlerin desteklerinin azalmasına neden olabiliyor… Bu durum size nasıl yansıyor?

Ne kadar verebiliyorsak o kadar vereceğiz, daha fazlasını ise kendi cebimizden karşılamak durumundayız. Başkanımız dahil hali hazırda yapıyoruz da… Yönetim kurulunda yer alan herkes bunu yapmak zorunda. Vitrinimiz olmamasının zorluğunu yaşıyoruz. Biz bir gönül kuruluşuyuz. Destek verdiğiniz bir çocuk “bu senin torunun” diyerek gelirse, doktora giderken bizi de götürmek istiyorsa, ona bir yabancı gözüyle bakmak imkansızlaşıyor.  Bunu burada çalışan herkes, birebir yaşıyor. Yapmaktan dolayı duyduğumuz vicdan doyumu bize yetiyor.  Yardım talebinde bulunduğumuz herkesten olumlu yanıt alıyoruz… Bu vesileyle yardımseverlerimize de teşekkür ediyoruz.

Ceni hanım 21 yıldır kurumun üyesi. 1986 yılında  Neve Şalom Sinagogu’na yapılan terör saldırısında eşini kaybettikten hemen sonra  Lote Russo’nun  daveti üzerine kuruma katılmış. Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği’nin tüm hanımları gibi büyük bir mutlulukla  her gün derneğe  geliyor.  “Çalışan insan gibiyim… Burası benim için bir terapi, evden kaçar buraya gelirim “ diyor.

Rana Cemal, Rakel Beneray ve  Lidya Havlucu kurumun en genç üyeleri sizlersiniz…

Bir kurstaki arkadaşımız kurumun genç gönüllüler aradığını, istersek katılabileceğimizi söyledi. Bizler de uygun gördük. İlk gün nasıl çalışmamız gerektiği yönünde bilgi verilirken, bir kuruma gelmekten çok evimizdeki başka bir odaya geçermiş duygusuna kapılacağımızı  belirtmişlerdi. Öyle de oldu. İşten erken çıktığımız günler, bir saatliğine dahi olsa da kuruma geliyoruz. Çocuklar ve ailelerle tanıştığımızda, onların gerçeklerini gördüğümüzde,  bizi sıkan konuların aslında ne kadar boş  olduğunu anladık.  Örneğin bizler çocuklarımızı bir yerden alıp bir doğum gününe götürmeyi sıkıntı gibi görürken, yaşıtımız başka bir annenin maddi olanaksızlıklar içinde doktorlarla, psikologlarla uğraştığının ayırdına vardık. Daha önce bize öğütlenenleri   dikkate alarak, bizleri derinden etkileyen bu konuları  “kurumda bırakmayı” evlerimize taşımamayı öğrendik.

Eti Nufusi 25 yılı aşkın bir süredir bu kurumun üyesisiniz. Dün ile bu gün arasındaki çalışmaların bir mukayesesini yapabilir misiniz?

Orfelina Başkanı Lote Russo’nun döneminde geldim. Yerimiz ve maddi olanaklarımız çok yetersizdi. Çok yokluk çektik, çok çalıştık. Bir tiyatro alabilmek için eşlerimizden sonra ödemek şartıyla para alırdık. Bayram dönemlerinde bir hediye alabilmek için cebimizden para verir, ancak 15 adet alırdık. Onları satar yenilerini alırdık, bitince yeniden alırdık… Pesah Bayramı’nda bakırdan bir el yıkama sürahisi almıştık. Talepleri karşılamak için tanıdıklardan, iade etmek üzere  geri istedik, yeniden gönderdik…  Şimdi ise çok şükür böyle zorluklar yaşamıyoruz…

Yazılarınızdan takip ettiğimize göre tüm dernekler genç gönüllü bulmak için zorluklar yaşıyorlar, bizim bayrağı devredecek gençlerimiz var. Bundan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Kurumda büyük bir fark ve büyük bir aşama yaşanıyor.

Destek verdiğimiz aileler de, katkılarımız ve yardımlarımızla eskiye oranla daha iyi durumdalar.

Tuna Taragano,  başkan hariç yönetim kurulunda kaç bey var? Sizin aktarmak istedikleriniz var mı? Kardeş aile projenizden söz eder misiniz?

Yönetim kurulumuzda Moşe Taragano, derneğin en eskilerinden olan Kemal  Akohen ve denetleme kurulu başkanı  bir bey haricinde ordumuz hanımlardan oluşuyor.

Cemaatimizin tüm kurumları ile çok iyi ilişkiler içindeyiz.  Dernekler arasında paslaşırız. Sorumluluk yaşı geçen çocuklarımızı Mişne Tora’ya yollarız. Or- Ahayim Hastanesi’nin büyük katkılarını görüyoruz. Çocuklarımıza sağlık karnesi çıkarttılar, ücretsiz bakılıyorlar. Tahlil ve röntgenleri hastanede yapılıyor. Bir çocuğumuzun ameliyatı cüzi miktarla orada yapılacak. Üyelerimizden biri olan Diş Hekimi Mişa Sidi Sarfati, senelik bakımlarını ve tedavilerini ücretsiz yapar.  Yaşadığı bazı olaylar nedeniyle annesine aşırı bağlı bir çocuğumuz vardı. Bu çocuğu konusunda uzman bir doktorun desteği ile normale dönmesini sağladık. Çocuğumuz konuşmaya başladı, derslerinde düzelme yaşıyor.  Cemaat idarecilerine sağlık konularında destek verecek konularında uzman doktorların desteğine ihtiyacımız olduğunu dile getirdik. Örneğin kalp rahatsızlığı olan bir çocuğumuzun ciddi sağlık giderleri oluyor. Bu tip ihtiyaçları sağlayabilecek doktorlarımız varsa onlarla temasa geçmek istiyoruz.  Büyük miktarlar tutan sağlık giderlerimizi azaltabilirsek, çocuklarımıza gönderdiğimiz gıda paketlerini destekleyebileceğiz.

Çocuklarımızın Bar- Mitzva, Bat- Mitzva yapmalarını sağlıyoruz. Bazı ailelerimizin yeni doğan bebeklerinin sünnetlerini destekliyoruz. Kardeş aile projemizde ise dileyen bir ailenin tamamen giderlerini karşılayabiliyor.  Kullanılmış eşyaları topluyor ihtiyaçlı ailelere dağıtıyoruz. Ancak senede iki kez yeni giysi temin ediyoruz. Sonbaharda çocuklarımızın okul gereçlerini, üniformalarını ve ayakkabılarını veriyoruz. Yaz mevsiminde ise yazlık giysi sağlıyoruz. Şubat tatillerinde anneleriyle sinemaya gönderiyoruz. Yaz aylarında birlikte gelenekselleşen Kilyos pikniğimize gidiyoruz.

Eti Habib siz sorunlu çocuklara psikolojik destek komisyonundasınız. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Son yıllardaki ekonomik bozukluklar nedeniyle boşanmalarda bir artış gözlemlendi. İstisnasız her boşanan çiftin çocukları psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor. Ayrılık olmasa bile, çocuk hiperaktif olabiliyor, aile yeterince çocuğa vakit ayıramadığından çocuk sorunlu olarak 3-4 yaşını buluyor.

Bu konuda bize destek veren Nazlı Erbeş, Lika Ovadya ve Coya Mizrahi’ye teşekkür ediyoruz. Hiçbir zaman “hayır” demiyorlar, konuları değilse dahi asgari ücreti ödeyeceğimiz doğru adrese gönderiyorlar.  Daha önce ilaç tedavisi gören çocuklarımız vardı, sayelerinde bu çocuklar ilacı bıraktı ve derslerinde başarı elde etmeye başladılar.

Onların sorumluluğu ilköğretim sonunda bitse de  şayet Anadolu Liseleri’ni kazandılarsa destek vermeyi sürdürüyorlar… Yetimleri Koruma ve Barındırma Derneği hanımları , destek verdikleri çocuklarla neredeyse  bütünleşiyorlar. Yaptıkları işten duydukları iç huzurla yollarına devam ediyorlar…