Para piyasaları

Rafi OJALVO Spor
17 Ocak 2008 Perşembe

Yılın ilk haftasında olduğu gibi bu hafta da piyasalara olumsuz bir hava hâkimdi. ABD’de yoğun bir veri akışı olmamasına rağmen piyasalardaki negatifliğin bu hafta da devam etmesi 2008’in ne kadar zor bir yıl olacağını kanıtlamaktadır. Ayrıca önemli dünya borsalarının haftayı kayıplarla kapamasına rağmen Usd/Try’nin Pazartesi günü hariç aşağı yönlü hareket etmesi piyasalar için dikkat çekici gelişmelerden biridir. Önümüzdeki hafta da gelen veriler ve ABD’deki önemli kuruluşların yılsonu bilânçoları ışığında piyasaların geniş bant aralıklarında hareket edebileceği kanaatindeyim.

Bu hafta İngiltere ve Avrupa merkez bankası faiz oranları açıklandı. Beklentiler dâhilinde iki merkez bankası da faizlerini değiştirmedi. Bu gelişmelerden çok yurt dışı piyasalara bu hafta Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası başkanı Trichet ve FED başkanı Ben Bernanke’nin para politikaları ve büyüme hakkında yaptığı açıklamalar damgasını vurdu. Trichet’nin Avrupa’nın büyümesinde bir yavaşlama ihtimalinin devam etmesine rağmen enflasyonist baskının hala devam ettiğine işaret etmesi merkez bankasının Şubat ayında da yüzde 4 olan faizlerini indirmeyeceği şeklinde yorumlanabilir. Bernanke ise ABD’de emlak ve mortgage piyasasındaki yavaşlamanın artarak devam ettiğini ve bunun reel piyasaya etkilerinin 2008 yılının özellikle ilk 6 ayı boyunca devam edebileceğini söyledi. Bununla birlikte Bernanke ABD’deki yavaşlamanın tehlikeli boyutlarda olabileceğini düşündükleri zaman agresif faiz indirimleriyle buna izin vermeyeceklerini belirtti. ABD ekonomisi hakkında son gelen verilerin tehlikeli bir yavaşlamayı işaret etmesinin ardından yapılan bu konuşma 30 Ocak’ta yapılacak FED faiz toplantısında 50 baz puanlık faiz indirim beklentisini bir hayli arttırmıştır. Bu gelişmeler ışığında Euro diğer gelişmiş para birimlerine karşı son iki günde gözle görülür bir şekilde değer kazanırken Usd’de aynı şekilde değer kaybetmiştir.  

Açıklanan herhangi bir data olmamasına rağmen borsaların olumsuz seyri ABD’de büyük perakende şirketlerin açıkladığı yıl sonu karlılık oranlarının beklenenden düşük olması ile açıklanabilir. Bu gelişmeler ABD’deki yavaşlamanın tüketici üzerinde yansımaları olduğunu gösterdiğinden yatırımcıların ABD ekonomisine daha olumsuz bakmalarına sebep oluyor. Nitekim Perşembe günü Bank of America’nın sorunlu mortgage şirketlerinden Countrywide’ı alacağının dedikoduları haftanın piyasaya olumlu yansıyan nadir gelişmelerinden oldu.

Bu hafta yurt içinde çok önemli datalar bulunmamasına rağmen Türkiye kasım ayı sanayi üretimi verisinin yüzde 7.7’lik bir artış sergilemesi dördüncü çeyrek büyüme rakamlarının üçüncü çeyrekteki hayal kırıklığını yaratmayacağı görüşümü güçlendirdi. Bunun dışında Cuma günü bono piyasaları gösterge faiz yaklaşık 16.30 bileşik seviyelerinden kapandı. Bono faizlerine baktığımda 17 Ocak’ta yapılacak olan PPK faiz toplantısında 50 baz puanlık bir merkez bankası faiz indiriminin fiyatlara yansıdığını belirtmekte yarar görüyorum.

Bu hafta YTL’ye baktığımda özellikle Usd’ye karşı olumlu haberlerde değer kazandığını olumsuz haberlere ise tepki vermediğini gözlemliyorum. Piyasa oyuncularının pozisyonlarını YTL’nin değer kazanmasına yönelik alması ve Usd/YTL’nin yukarı yönlü hareketlerinde bu oyuncuların yüklü tutarlarda dolar satması doların Ytl karşısında değer kazanmasını zorlaştırıyor. Tüm para birimlerine karşı aşırı değerlenen YTL bazı oyuncuların pozisyon kapamaları durumunda bu hafta bir miktar yukarı hareket edebilir. Bu hafta olumsuz gelişmelerin devamı durumunda Usd/Try’nin cuma günkü seviyelerinin altında tutunamayacağı kanaatindeyim. Bununla beraber ABD’nin faiz indirim sürecinde olması ve hatta faiz indirim tutarlarının agresif ölçüde olabileceğinden ötürü Eur/Usd’de aşağı yönlü hareketlerin kısıtlı olacağı görüşümü geçen hafta olduğu gibi koruyorum.