Neve Şalom Kültür Merkezi`nde Semavi dinler iftar sofrasinda buluş

Ester YANNİERTürk Musevi Cemaati`nin bu yıl yedincisi gerçekleşen geleneksel iftar yemeği 16 Ekim gecesi Neve Şalom Kültür Merkezi`nde gerçekleşti. Üç semavi dinin temsilcilerinin katıldıkları iftar yemeğinde konuşmacılar, dünyanın birçok yerinde sadece sözlerle ifade edilen dinler arası dayanışmanın ve birlikteliğin, Türkiye`de

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
16 Ekim Pazartesi akşamı Neve Şalom Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar yemeğinde İstanbul Valisi Muammer Güler ve yardımcıları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve yardımcıları, İstanbul’un bir çok ilçesinin belediye başkanları  ve yardımcıları, ilçe kaymakamları, il emniyet müdürleri, müdür yardımcıları, ilçe emniyet müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe müftüleri, Vakıflar merkez ve bölge müdürlükleri mensupları, İstanbul Defterdarı davet edilenler arasındaydı.
İftarda ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, çeşitli ülkelerin diplomatik misyon temsilcileri, İstanbul’un bazı üniversitelerinin öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşları başkan ve üyeleri, semavi dinlerin ruhani liderleri, Hahambaşı Rav İsak Haleva, Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaati Başkanı Sadi Feldman, Hahambaşılık Müşavirleri, Bet-Din üyelerinin yanı sıra dernek kurum ve kuruluşlarının başkan ve yardımcıları ile basın mensupları hazır bulundular.
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah yurt dışında bulunduğundan, iftar yemeğine kendisine vekâleten Şükrü Pekgil katıldı.
Yaklaşık 400 kişinin katıldığı yemek, okunan ezan ile başladı. Yemeğin ardından gecenin sunuculuğunu üstlenen Cemaat Başkan Yardımcısı Albert Ender, konuşmasına: “Sevgi ve hürmet üstüne kurulmuştur yapımız / Ta ezelden ebede, açık durur kapımız / Soframızda yenilen lokmalar hep helaldir / Yiyenlere nur olur, ekmeğimiz aşımız.
Bu güzel toprakların bağrından yansıyan ve Hacı Bektaş-i Veli’nin gönlünde dizelenen ve yalnızca bu topraklara özgü, o gönül yüceliğidir ki; ister çan seslerinin çağrısı ardında “Amen” diyelim, ister hazan seslerinin ardından “Amen” diyelim, ister Ezan-ı Muhammediye’nin ardından “Âmin” diyelim.
İlahi nur kapılarının her zamankinden fazla açıldığı şu kutsal iftar zamanında; bizler Türk Musevi Cemaati Yöneticileri, siz sevgili dostlarımızla aynı sofrayı ve aynı helal lokmaları paylaşmanın sevinci ve heyecanı içindeyiz. Dostlar iyi ki varsınız. Sefalar getirdiniz.” sözleriyle başladı ve konuşmasını yapmak üzere Hahambaşı Rav İsak Haleva’yı davet etti.
Hahambaşı Rav İsak Haleva yaptığı konuşmasında: “Bir gelenek haline gelmiş ‘İftar Sofrasını Paylaşma’ davetimize icabet ederek bizlere onur verdiğiniz için teşekkür ediyorum. (…) Bu ülke, bu ulus, bu halk için özlemlerimiz aynı; dileklerimiz aynı; dualarımız aynı hepimizin. Asırlardır yan yana, iç içe yaşamış; aynı toprağı, aynı tarihi, aynı talihi, aynı kaderi paylaşmışız.
Bir iftar sofrasını paylaşmış olmaktan daha doğal ne olabilir ki… Sizleri, hepinizi bu mekânda bir arada görmek bana olağanüstü bir haz ve fevkalade bir mutluluk veriyor dostlarım. (…)  İbadetlerin Ulu Tanrı katında makbul olmasını, yaklaşan Ramazan Bayramı’nın hepimize ve tüm insanlığa barış, huzur, esenlik ve hayırlar getirmesini diliyorum. Lütfen hayır dualarımı kabul buyurun.” dedi.
Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya: “Türk Musevi Cemaati’nin geleneksel olarak düzenlediği iftar davetlerinin yedincisine hoş geldiniz.” sözleriyle konuşmasına başladı.
Ovadya: “(…) Birlikte uyum içinde çalıştığımız, özellikle ilimizin yönetici ve bürokratlarını davet ederek düzenlediğiniz bu sofranın, Türk Yahudilerinin çoğunluğun dinine ve geleneklerine olan saygılarının ve asırlardan beri süregelen ortak yaşamın kalıcı bir göstergesi olduğu ve bunun tarihteki yerini alması gerektiği kanısındayım.
(…) Bu yıl Yahudi takviminin ilk ayı olan Tişri ayı ile Ramazan ayı –her iki takvim de ay takvimidir– aynı akşam başladı. Bu, bir yüzyıl içinde ancak 3–4 kez gerçekleşebilir. Ben bunun özel bir anlam taşıdığı kanısındayım ve bu yılda, geçtiğimiz yıllardan daha sık, barışın gündeme getirilmesini diliyorum. İnsanlığın buna gerçekten ihtiyacı var”  dedi.
Başkan Ovadya konuşmasına kendilerine destek veren Vali Muammer Güler’e; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş’a, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a, İstanbul Vali Yardımcısı Fikret Kasapoğlu’na, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’a, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’e, Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden’e, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e, Sarıyer Belediye Başkanı Yusuf Tülün’e, Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır’a ve Beyoğlu Belediye eski başkan yardımcılarından, Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’ya cemaat adına teşekkür etti. Her yıl yeni bir iftar yemeğinde buluşmak dileğiyle, konukların yaklaşmakta olan Ramazan Bayramlarını kutladı.
Kürsüye davet edilen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan: “(…) Herkes, dünyanın her yerinde birlikten beraberlikten, dinlerin bir arada olmasından, huzurlu bir yaşamdan söz ediyor. Ancak Beyoğlu’nda,  herkesin yazdıklarını çizdiklerini biz burada birlikte yaşıyoruz. Şüphesiz bize bu tarihi düşünceyi ve misyonu veren büyüklerimize müteşekkiriz. Tarihimizin derinliklerinden gelen ecdadımız bizi bu hamurda yoğurdu ve bu mantık içerisinde eğitti. Burada bulunan ruhani liderlerimiz, cemaatlerimiz, din temsilcileri bu işe halen destek vermeye devam ediyor. Gerçekten bu ülkede bulunmuş olmaktan, İstanbul’da ve Beyoğlu’nda yaşamış olmaktan, birbirlerine böylesine hoş görü ile bakan bir milletin bireyi olmaktan mutlu ve gururluyum.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:  “ (…) İstanbul gerçekten dünyanın farklılıklarının bir arada yaşandığı, farklıklarının zenginliğinin var olduğu bir şehir.  Biz buradan dünyaya haykırıyoruz, gelin kardeşliğimizi, sevgimizi ve hoş görümüzü görün. Paylaşın; bu sevgi size de yeter ve bunu örnek alın diyorum.
Bu gün burada yedincisini gerçekleştirdiğimiz iftar sofrasının yedi yıl önceki halini hatırlıyorum. 27 kişilik bir sofrada birlikteydik. İlk adım, benim Beyoğlu başkanlığım dönemimde başlatılmıştı. Çok mütevazı bir sofranın bugün geldiği noktayı ve anlamını görmekten duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Demek ki ortak mekân sayısını arttırıp, biraya gelerek sofraları ve mekânları paylaşırsak bu, huzur, sevgi ve barış olarak dünyaya yansır.” sözleriyle duygularını dile getirdi.
Gecenin son konuşmacısı İstanbul Valisi Muammer Güler ise; “Bu güzel ülke, bu güzel şehir yüzyıllardır barış, hoş görü ve uzlaşmacı ortam içerisinde yaşıyor. Dinlerin kardeşliği, medeniyetlerin uzlaşması ve kültürlerin buluşması ve dinler arası uzlaşmayı görmekten mutluluk duyuyoruz. Bu toplantı buna çok güzel bir örnek.
Müslüman, Musevi Hıristiyan kim olursa olsun burada sadece semavi dinlerin kardeşliği sergileniyor. Bu değerleri gelecek nesillere de aktarmalıyız. (…)  Dünya değişmiştir. Bu değişimi okumalı ve ona göre davranışlarımızı ve kararlarımızı geliştirmeliyiz. İnsanlara hizmet edecek yol barıştan geçiyor. (…) Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şerefli birer vatandaşı olarak, kardeşçe yaşamaya, hoşgörü, sevgi ve dostluğa adanmış yüreklerle bir arada olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Konuk konuşmacıların tümü kendilerini İftar Sofrasına davet eden başta Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Cemaat Başkanı Ovadya olmak üzere, cemaat idarecilerine teşekkürlerini sundular.
Gecenin sürprizi ise Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Canım İstanbul’ şiirinin bir bölümünün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sesinden verilmesiydi.
İftar yemeği, Hazan Araşi Hazan David Sivi ve Beyoğlu Müftüsü Turgut Açari’nin okudukları dualarla son buldu.
Yeniköy Cemaati’nin üstlendiği ve Barınyurt Catering’in hazırladığı iftar yemeğinde konuklara ‘Yahudi Bestekârlar Osmanlı Müziği’ ve ‘Klasik Türk Müziğinde Musevi Bestekârlar’ CD’leri hediye edildi.