Sigarasiz bir dünya için...

Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
5 Kasım 2006 Pazar günü düzenlenecek olan 28. Avrasya Maratonu’nun bu seneki amacı “sigarasız bir dünya için” koşmak. Ben maratona koşarak değil belki ama başka alanlarda, sigara hakkında birtakım çalışmalar yaparak katılmak amacındayım. Sigaranın insan sağlığını birinci derecen tehdit eden bir etken olduğunu çok iyi biliyoruz. Hâttâ sigara tüketenler bu türden uyarılara fazlasıyla âşina.
Geçtiğimiz ay fakültede göğüs hastalıkları stajımı bitirdim. Orada bir kez daha sigara ile ilgili gerçekleri ve sigarayı bırakma yollarını gözden geçirme, hatırlama şansımız oldu öğrenciler olarak. Bu yazıyı kaleme alırken, amacım zaten birçoğumuzun bildiği “sigaranın sağlığı olumsuz etkilerini” ve sigarının bırakılabilecek bir madde olduğunu dostane bir şekilde hatırlatmak.
Tıp, sigara içilmesi günümüzde bir hastalık olarak kabûl etmektedir. Derslerimizde anlatılan birkaç önemli noktayı paylaşmak isterim:
- Sigara, akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünün en sık nedenleri arasında yer almaktadır. Akciğer kanserinde sigarının rolü %90 oranındadır.
- Eğer öksürüp, balgam çıkartıyorsanız bu zaten sigara içtiğiniz için normal olan bir durum değil, ileri yaşlarda “kronik obstrüktif akciğer hastalığı”na %80–90 oranında yakalanma eğiliminiz olduğunu gösterir. Kendinize şu kısa testi deneyin: Derin bir nefes alıp tutun, ardından bu derin nefesi tutarak üzerine nefes alıp-vermeye çalışın. İşte, sigara tüketenlerin ileri yaşlarda karşılaşabileceği solunum yetmezliği bu karakterdedir.
- Sigara içmeseniz bile, sigara içilen bir ortamda durduğunuzda “pasif içici” konumunda olup, sigaranın zararlarından etkilenme oranınız oldukça yüksektir.
- Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemleri ve tedavileri vardır. Fiziksel belirtiler için nikotin sakızları, nikotin bantları ve hâttâ ilâç da yer almaktadır.
- Sigara bırakma polikliniklerinde başarı oranı tüm dünyada yaklaşık %30–35 oranındadır. Yâni, çeşitli sigara bırakma merkezlerine başvuran her üç kişiden biri, sigarayı bırakabilir. Bu oranının arttırılması için çalışmalar yürütülmektedir; asıl olan sizin iradenizdir.
Tabi ki hiçbir koşulda, sigara içen kimseyi yargılayamayız. Günümüzde, başta Amerika olmak üzere sigara bir özgürlük, bireysellik, kendine güven sembolü olarak değil, artık ciddî bir sağlık sorunu olarak algılanmaktadır. Son yıllarda sigara tüketimindeki oran gelişmiş ülkelerde düşmekte, gelişmekte olan ülkelerde ise artmaya devam etmektedir. Sigara, aynı zamanda çok ciddî bir ekonomik pazar alanı olduğundan ötürü, sigaraya karşıt çalışmalar birçok alanda engellenebilecek nitelikte… Televizyon ve çeşitli yayınlarda doğrudan sigara reklâmı yapılmasa bile, dolaylı yoldan birçok “gizli” reklâmla karşılaşmaktayız. Bu nedenle ister sinema ister dizi film olsun, gazete haberleri olsun, ister magazin yayınları olsun, kısaca her alanda basında yer alan sigara görüntülerine dikkat edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Sigaranın bugün, doğrudan gündelik hayatın bir parçası değil, sağlık sorunlarının bir parçası olduğu gün geçtikçe dikkat çekici bir boyut kazanmaktadır.
Elbette tüm bu “sigara tartışmaları”na karşılık, sigaranın stresle baş etmede bir dayanak noktası olduğu düşüncesindeyim. Hayat şartlarının zorlukları karşısında ister sigara olsun ister başka bir tüketim/uğraş alanı, birçoğumuz içimizdeki olumsuz enerjiyi boşaltma gayretindeyiz. Böylelikle sigarayı bırakmak son derece zor görünen bir karar hâlini alabiliyor. Buna karşılık unutmamalıyız ki istatistikler ne kadar uzak görünse de, bir hastalığa yakalandığımız zaman artık oranlar önemli değildir. Hayat bir defaya mahsussa, bedenimize iyi bakmalı ve onu koruyabilmeliyiz.
Yazımı bu noktaya kadar okuduysanız, size teşekkür ediyorum. Belki sıradan bir hatırlatma oldu; ama kimi zaman bu sıradan hatırlatmalardır birtakım dengeleri yerinde tutan. Daha az sigara tüketilen bir dünyada, sağlıklı yarınlara koşabilmek ümidiyle…