Ralph´i kurtarmak mümkün mü?

Nisan ayında kozmetik sektöründe, ´bomba´ diyebileceğimiz iki olay meydana geldi. Bunlardan biri Güney Kore´de patlak veren güneş kremi skandalı, diğeri ise son zamanlarda dalga dalga yayılan sevimli tavşan Ralph´in filmi.

Ceyda HAVLUCU Yaşam
28 Nisan 2021 Çarşamba

Güneş kremini artık milletçe ne kadar önemsemiyorsak, medyada hiç yer almadı. Bu nedenle duymamış olabilirsiniz. Ayrıca şu an birkaç bilindik marka üzerinde de yeni yapılan testlerin tam sonuçlanmasını bekliyorum. Önümüzdeki ay, hazır yaz gelirken, bu skandal hakkında bilgi vereceğim. Bu ay ise Ralph’i konuşacağız. Çünkü acaba bu kısa film, her ne kadar dışardan bakınca çok başarılı bir iş olsa da acaba, doğru sektörü mü hedef alıyor?

Son birkaç haftadır, sosyal medyada yoğun bir şekilde dönen ‘Save Ralph’ (Ralph’i Kurtar) filmine rastladığınıza eminim. Rastlamadıysanız internette kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Human Society International tarafından hazırlanan, animasyon kısa filmde, bir deney tavşanından, yaşadıklarını dinliyoruz. Film o kadar özenilerek hazırlamış ki, Ralph’in konuştuğu sahnelerde, arka planda, o sahnede anlattığı konuyu destekleyen bir dekor mevcut. Üstelik animasyon olmasına rağmen, ara ara gözlerinizi kısarak izlemek zorunda kalacak kadar da rahatsız edici. Videonun sonunda ise hiçbir hayvanın güzellik adı altında eziyete ve ölüme maruz kalmaması gerektiğinin altı çizilen bir mesaj beliriyor.

Farkındalık yaratmak adına çok başarılı bulduğum bir iş oldu. Toplumda bu konun farkındalık seviyesi ne kadar yüksek emin değilim. Ancak gel gelelim ki, hedef kitlesi doğru mu acaba? Ya da önce farkındalığı artırıp sonra bu işin devamını getirmeyi mi planlıyorlar, bilmiyorum. Şimdi, “Sosyal medya artık herkesin elinde, hedef kitlesi mi var” diyeceksiniz biliyorum. Ancak şu anda kullandığımız, satın aldığımız kozmetik sektöründeki çoğu ürün ve firma hayvanlar üzerinde test yapmıyor desem… Tıp ve ilaç sektörünü burada ayrı tutuyorum çünkü maalesef o tarafta hâlâ yoğun şekilde hayvanlarda test süreci devam ediyor. Yüreğimiz buna ne kadar cız etse de, yeterli bilgim olmayan bu tarafa girmeyip, asıl konumuz kozmetikten devam ediyorum.

Neden hayvanlar?

Peki, neden hayvanlar üzerinde test yapılıyor? Dikkat ederseniz, denek hayvanı olarak genelde tavşan, fare, kedi, köpek duyarız… Ya da insan DNA’sına benzerliğiyle bilinen maymunlar. Kaplumbağa, bozayı, fil gibi hayvanları duymayız. Bunun temel nedenlerinden biri de yaşam döngüsü kısa hayvanlar seçilerek, ürünlerin ileriki zamanlarda da herhangi bir fiziksel zarara neden olup olmayacağını daha hızlı test etmektir. Birde tabi ki küçük ve zapt etmesi daha kolay hayvanlar, aynı zamanda daha az maliyet de anlamına geliyor.

Gelelim 2021’e… Kozmetik sektörü oldukça gelişmiş durumda, ayrıca çoğu içeriğin şu anda güvenilirliği biliniyor. Yeni ürünler üretilirken, daha çok bu güvenilir içerikleri daha kaliteli hale getirme, bir arada kullanıp çok yönlü hale getirmek gibi geliştirmeler yapılıyor. Bu geliştirmelerde genelde zararsız olduğundan direk tüketici testlerine geçiliyor. Yok diyemeyiz ama bildiğiniz, adını duyduğunuz çoğu marka, yeni ürünlerini piyasaya çıkarmak için artık hayvan deneylerini kullanma ihtiyacı duymuyor. İlla emin olmadıkları bir durum varsa da, bunları artık yapay dokular üzerinde test edebiliyorlar.

Peki, o zaman neden bazı ürünlerde ‘Cruelty-free’ (zulümsüz), yani hayvanlar üzerinde test yapılmadığını gösteren logo varken bazılarında yok dediğinizin farkındayım. İşte tam bu nokta, bu videonun hedef kitlesinin neden yanlış olduğunu düşündüğümle bağdaşan kısım. Çin! “Yine mi Çin, ne yaptı yine bu Çin?” dediniz, değil mi? Evet maalesef Çin, kendi pazarında satış yapacak markalara, bazı hayvan testlerini zorunlu tutuyor. Bu durumda da, eğer o ruj sadece Çin pazarı için bile teste tabi tutulsa, hayvanlar üzerinde denendiği için Cruelty-Free logosunu alamıyor.

Kabul edelim ki, Çin çok büyük bir pazar. Dünya nüfusunun yüzde 20’sine yakını burada. Büyük markaların Çin pazarından çekilmelerini beklemek, günümüz ekonomik koşullarında pek mümkün değil. Ancak Çin’e bu testlerin zorunluluğunu kaldırması için bir kampanya düzenlemek neden mümkün olmasın. Ya da eğer bu film ile amaç önce global bilinçlenmeyi artırarak, elini kuvvetlendirip daha sonra Çin’e bir kampanya başlatmaksa o zaman bu kısa film daha işe yarar olabilir diye düşünüyorum.

Peki, bunları cebe attık. Ancak yine de biz bir firmanın ‘Curelty-Free’ olup olmadığını nasıl öğrenebiliriz? Globalde bu logoyu veren pek çok firma var. Ancak tabii gıda sektörü gibi bu logoyu veren ve denetimlerini yapan tüm firmalara güvenmek mümkün değil. Eğer aldığınız marka ve ürünlerden emin olmak isterseniz en güvenilir organizasyonlardan üçünü belirtiyorum: Leaping Bunny, Peta, Choose Cruelty Free. Web sitelerinden markaları kontrol edebilirsiniz.

Unutmayalım ki kozmetik sektörünün asıl amacı, kirpikleri daha dolgun göstermek, cildi daha gergin yapmak değil, ana amaç bizlerin daha mutlu olması. Mutluluğun, başkasının mutsuzluğuyla gelmeyeceğini biliyoruz, bu bir hayvan dahi olsa. Tüm sektör ve devletlerin, daha vicdani kararlar alacağı günleri de yakın zamanda görebilmek dileğiyle.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün