Baba Sahne’de Songül’ün trajikomik öyküsünün tamamı

2008’de Murat İpek’in yazıp yönettiği, Songül’ün, kara mizah tadındaki kendini aşma serüveni ‘Basit Bir Ev Kazası’, küçük çapta bir tiyatro efsanesine dönüşmüş, tek kişilik oyundaki performansıyla, ünlü bir sinema ve televizyon oyuncusu olmasına karşın, tiyatro izleyicisinin göreceli olarak az tanıdığı Günay Karacaoğlu’na, Muhsin Ertuğrul, Sadri Alışık ve Afife Jale Ödüllerinde Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandırmıştı.

Erdoğan MİTRANİ Sanat
31 Mart 2020 Salı

Songül’ün traji-komik öyküsünü on sezon boyunca yorumlayan Karacaoğlu, Baba Sahne’nin açılışından itibaren hikâyenin yine Murat İpek tarafından yazılmış tek kişilik devam oyunu ‘Aşk Ölsün’le Songül’ün yeni maceralarını anlatmaya başladı. Kendisine ‘42. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getiren bu oyunu üç sezon boyunca oynadıktan sonra da, izlemeyenler ve yeniden izlemek isteyenler için Songül’ün öyküsünün tamamını sahneye getirmeye karar veren Günay Karacaoğlu, ‘Basit Bir Ev Kazası’ ile Aşk Ölsünü Baba Sahne’de iki ayrı oyun olarak sahneliyor.

 

 ‘Basit Bir Ev Kazası’

Eğer kocanız 15 yıldır kapıdan hep aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozetin kapağını 15 yıldır açık bırakıp fermuarını koridorda çekiyorsa, hele bir de evliliğinizi “Eh! Artık zamanıdır…” diyerek yapmışsanız emin olun siz de ziyan ve zebil olmuş kadınlar kulübüne üyesiniz.

 

Murat İpek’in yazıp yönettiği ve ışık tasarımını yaptığı ‘Basit Bir Ev Kazası’nda, aradığı aşkı bulamamış bir ev kadınının gerçeklerle hayaller arasında gidip gelen yaşamı ve kurduğu hayal dünyasında mutluluğu arayışı anlatılıyor. Oyunun dekor tasarımını Barış Dinçel, müzikleri Çiğdem Erken üstlenmiş.
Günay Karacaoğlu’nun canlandırdığı, hem cesur hem ürkek, hem gerçekçi hem romantik ‘Songül’, her kadının günlük yaşamında zaman zaman aklından geçenlere, düşlerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getirirken, kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına gerçekçi bir ayna tutuyor.

Bir ‘umutsuz ev kadını’ hikâyesi olarak gelişen ‘Basit Bir Ev Kazası’, nedenlerini ve sonuçlarını devamlı irdeleyen Songül üzerinden, kadının erkeğe bakış açısını, kadının ilişkide nerede ve nasıl olacağını, ne kadar var olduğunu, ne kadar var olması gerektiğini sorgulayan, kadın dünyası hakkında bir erkek tarafından yazılmış en başarılı metinlerden biri. Metin İpek, aşksız bir hayatı yaşanmamış sayan Songül’ün çıkış yolu arama serüvenini, devamlı izlediği Brezilya dizilerinden ilham alarak yazmaya çalıştığı aşk romanı üzerinden, kara mizahın öne çıktığı müthiş komik bir güldürü olarak ele alıyor

Romanında hayal ettiği ‘genç ve güzel kadın’ gibi, İspanya’dan Merzifon’a uzanan bir aşkı yaşayabileceğine inanacak kadar saf olan Songül, sonuçta gururu ve onuru kırılmış bir halde gerçek yaşama dönmeye karar verir. “Hayaller sonra hayalete dönüştüğü için” artık iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyi bırakarak kocasına sevgiyle bağlanmayı dener. Bu göreceli mutluluğa adım atar atmaz da, kocasının uzun süredir bir ilişkisi olduğunu ve onu terk edeceğini öğrenecektir.

 

‘Aşk Ölsün’

“Evet, Songül töre, namus cinayetine kurban gidiyor. Geçen yıl tam 367 kadın öldürüldü! Kadını çok sevmekten kaynaklanan (!) ‘aşk cinayeti’ denen bir şey var, basında öyle kullanılıyor. Kulağa fena gelmiyor değil mi? ‘Ha aşksa tamam’. Evet! Aşk öldürecekse ‘Aşk Ölsün’ diyoruz. Seni çok seviyorum diye ya da sen beni artık sevmiyorsun diye öldürmek kadar acımasız, vahşi bir şey olamaz.(…) Hep uzakta birilerinin başına geliyor bunlar.  Üzülüp geçiyoruz. Bazen de Özgecan gibi cinayetlerde duyarlılık artıyor, eğer o haber iyi servis yapılmış, reklam ve promosyonu ile haber değeri yükseltilmişse…”                                                                                                        

Günay Karacaoğlu

 

‘Basit Bir Ev Kazası’nın sonunda kocasının aldattığı ve terk ettiği Songül, ‘Aşk Ölsün’de intihar düşüncesiyle girdiği bir otogardaki kirli kadınlar tuvaletinde yaşadıklarını hatırlayarak geçmişiyle hesaplaşmaya çalışmaktadır. Titiz, temiz Songül, tuvaleti temizleyip dezenfekte ettikten sonra klozete oturup günlüğüne yazdıklarını bir kez daha okuduktan sonra, tuvaletten çıkarak hayatını sona erdirmektense dolu dolu yaşamaya karar verir. Tatile çıkar, motosiklet almaya niyetlenir, işe girer, defalarca düş kırıklığına uğramasına karşın, büyük umutlarla yeni bir ilişkiye başlar. Artık karşımızda yaşayan, aşkın içinde büyümüş, hayatın tecrübelerinden sonuna kadar yararlanmış bir Songül vardır; toparlanmaya, bilinçlenmeye aydınlanmaya başlamış, kararlarını verecek kadar güçlenmiş bir Songül. İstediğini sandığı evliliği yapmak üzereyken, bu kararın üzerindeki baskılardan kaynaklandığını fark ettiğinde, günümüz Türkiye’sinde böyle bir seçim hayatına bile mal olsa, evlenmekten vazgeçmeyi göze alabilen bir Songül…

Murat İpek’in yazdığı oyunu bu kez, etkileyici sahne ve kostüm tasarımını da üstlenen Barış Dinçel başarıyla yönetiyor. Oyunun ışık tasarımı Yakup Çartık’ın, müzik Çiğdem Erken’in elinden…

‘Aşk Ölsün’de de Songül’ü Günay Karacaoğlu canlandırıyor. Bu seçim, hem karakteri aynı oyuncunun üstlenmesinin iki oyun arasındaki bağlantıyı ve devamlılığı sağladığı için, hem de kanımca Songül deyince başka bir oyuncuyu düşünmek mümkün olmadığından çok isabetli.

Karacaoğlu’nun 10 + 3 sezon sonra hâlâ tamamen dolu salonlarda oynamasının sırrı, çılgın bir güldürü olarak yorumladığı ‘Basit Bir Ev Kazası’nın ardından yine komik olarak girdiği ‘Aşk Ölsün’de performansını adım adım ‘ciddi’ye, oradan da ‘trajik’e müthiş ustalıkla ulaştırmasında. Kendisi artık sıkılmazsa rahat bir on sezon daha götürür. Tekrar oynanmaya başladığında sezonun kaçırılmayacak performanslarından.

Hepinizin yakın bir gelecekte sağlıklı olarak evden çıkarak yeniden tiyatro izleyebilmesi dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün