2019’da tüm dünyayı sarsan nefret saldırıları

İnkâr ve İftira ile Mücadele Birliği (ADL - The Anti-Defamation League) 2019’da gerçekleşen nefret saldırılarını kapsayan bir liste yayınladı. Listede en çok iz bırakan saldırılar ve bu saldırılara karşı toplumun başlattığı direnişler yer alıyor.

Dünya
15 Ocak 2020 Çarşamba

Yasemin Çağla Çerkeş


2019 yılı dünyanın çeşitli yerlerinde ırkçı saldırılara şahitlik eden bir yıl oldu. Saldırıların birçoğu azınlık gruplarını hedef aldı. Bu trajik saldırıların yarattığı yas, insanları bir araya gelmek, ırkçılığın ve antisemitizmin karşısında durmak için teşvik etti. ADL, 2019 yılında en çok iz bırakan saldırıları ve bu saldırılara karşı umut verici direnişleri anlatan bir liste yayınladı. 

Ağustos ayında 22 insanın ölümüne ve 26 kişinin yaralanmasına neden olan El Paso’daki saldırı listede üst sıralarda yer alıyor. Silahlı saldırgan, El Paso’daki Meksikalıları hedef aldığı saldırısında Walmart’ta alışveriş yapan insanların üstüne ateş açtı. ADL, El Paso saldırısını son 50 yılda beyaz ırkın üstünlüğünü savunan ırkçı gruplar tarafından gerçekleştirilen en büyük çaplı saldırı olarak nitelendirdi.

El Paso saldırısından birkaç ay önce Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde bir camiyi hedef alan saldırı da 50 insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Her iki saldırıda da, saldırganlar olay anında sosyal medya üzerinden yayın yaptı, yayınlarda ırkçı söylemlerine yer verdiler. Christchurch saldırısının ardından ADL, “Bu saldırı beyaz ırkın üstünlüğünü savunan grupların dünya çapında bir tehdit olduğunu ve şiddet ile sonuçlandığını vurgulamıştır” açıklamasını yaptı.

2019 yılı, Ortodoks Yahudi toplumunun da antisemit ideolojiler sonucu hedef alındığı bir yıl oldu. New York şehrinde Yahudileri hedef alan birden fazla saldırı gerçekleşti. Kaşer süpermarketinde üç kişinin ölümüne yol açan saldırıda bir polis memuru da hayatını kaybetti.

 ADL’nin yayınladığı listede sinagogları hedef alan iki saldırı yer alıyor. Bunlardan biri Kaliforniya’nın Poway kentinde, diğeri ise Almanya’nın Halle şehrinde yaşandı. Poway saldırısındaki zanlı sosyal medya hesabından Christchurch’teki saldırganı örnek aldığını ve Hristiyan olmayan insanlardan nefret ettiğini belirten bir manifesto yayınladı.

Poway’da saldırının ardından kent, nefret suçlarına karşı bir direnişe başladı. Yaklaşık 4 bin kişi ADL’nin organize ettiği 90 dakikalık nöbete katıldı. İki hafta sonra San Diego’da nefret saldırılarını kınamak amacıyla bir düzenlenen yürüyüşe de 3500 kişi katıldı.

Listenin en tepesinde yer alan Pittsburgh saldırısı ise nefret ve ırkçılığa karşı birlik olarak mücadele edilebileceğini gösterdi. Saldırının hemen ardından kentin nefretle mücadele etmek için bir araya gelmesini ADL, “Pittsburgh’ta beyaz ırkın üstünlüğünü savunan bireylerin sinagogda dua eden Yahudileri hedef aldığı saldırı, sevgi ve barışı yaymak için toplumu harekete geçirdi. 11 kişi nefretten kaynaklanan şiddet sonucunda hayatını kaybetti fakat kentte yaşayan vatandaşlar Yahudi toplumuna destek olmak amacıyla bir araya geldi ve hayatını kaybeden insanları dualar eşliğinde andı” şeklinde açıkladı.

Pittsburgh’daki saldırının ardından farklı din ve ırka mensup birçok kent sakini yemek dağıtarak, kan bağışlayarak, mülteci aileler için battaniye örerek kenti her açıdan güçlendirmeye ve yaşanan nefret saldırısı karşısında bir arada tutmaya çalıştı.

Nefret eylemlerine karşı yaşanan bireysel direnişler de listede yer alıyor. Londra metrosunda, bir kişinin antisemit söylemleriyle bir aileye saldırması üzerine Asma Shuweikh aileyi savundu ve ırkçı saldırgana karşı durdu. Shuweikh, Müslüman olmasından dolayı kendinin de ayrımcılığa uğradığını, bu yüzden saldırıya uğrayan aileyle empati kurabildiğini belirtti. Shuweikh, “İki çocuk annesi biri olarak, böyle durumlarda saldırıya uğrayan ailelerinin nasıl hissettiklerini çok iyi biliyorum. Aynısı benim ailemin başına gelseydi birinin yardım etmesini isterdim” açıklamasını yaptı.

2019 yılı spor müsabakalarında da ırkçı eylemlere karşı direniş gösterildiği bir yıl oldu. İranlı otoriteler milli sporcuları Mollaei’ye Dünya Judo Şampiyonası finalinde İsrailli sporcu Sagiv Muki’yle karşı karşıya gelmemesi için yarı finalleri kaybetmesi yönünde baskı yaptı. Muki’nin sosyal medya üzerinde yaptığı “Politika sporda zaferi kutlamanın önüne geçmemelidir” açıklamasından sonra Mollaei, Muki’ye “En yakın arkadaşım” diyerek cevap verdi.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün