Final Countdown

2019 finali için geri sayım başladı. Europe’un parçası zamanın en iyilerinden biriydi. Şimdi Avrupa parçalanmaya gidiyor. Bu hafta Fantastik Çarşamba, Süper Perşembe, Efsane Cuma ne ararsanız var. Yılın son ayı yılı aratmayacak haberlerle geçiyor. FED, ECB, TCMB, Brexit, Capitol Hill hepsi bu haftaya geldi.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
11 Aralık 2019 Çarşamba

Trump’ın azil süreci ile ilgili toplantı Capitol Hill’de başladı. Beyaz Saray ve Donald Trump bu gösteriye dâhil olmayacaklarını açıklamışlardı. CNN küresel olarak yayınlıyor. Meraklıları azil sürecini canlı izleyebilirler. Azil kararı alınıp da koltuğundan olan başkan yok. İlkler yine Trump ile yaşanır mı hep beraber göreceğiz. Nixon azil edileceğini anlayıp istifa ettiğinden tarihte örneği yok. Malta, İsrail yöneticilerine açılan soruşturmalar dikkate alındığında acaba küresel sistemde bir dalga daha mı geliyor diye düşünmeden edemiyor yatırımcı. Tabii, bu konuların yatırımcıyı ilgilendiren boyutu siyah kuğunun görülüp görülmeyeceği… Trump, 2020 Kasım seçimlerinden önce görevden alınırsa piyasalara etkisi ne olur, konu bu. FED faiz toto gibi bir anket buradan yapabiliriz. Trump gider dünyanın sorunları biter diyenler çoğunluktaysa piyasalar olumlu tepki verir, Trump gider dünyanın sorunları aynen devam eder diyenler çoğunluktaysa merkez bankaları parasal genişledikçe piyasalar olumlu tepki verir. Trump, para piyasaları yerine sermaye piyasaları ile büyüme modelini tercih etmişti. 2016 seçim beyannamesi aslında görmek isteyene bunu net bir şekilde gösteriyordu. Nitekim ABD borsa endeksleri tarihi zirvelerinde. Hatta Clinton yatırım bankacılarına vergi koyacağım dediği için kaybetti dahi denebilir. Nitekim Trump 2016 seçimlerini aldığında NYSE pitte brokerler “Lock her up” diye bağırıyordu. Yani içeri al, tutukla onu. O zaman anket sonucu belli. Trump ile siyah kuğuyu görürsek yatırım bankacıları ve yatırımcılar bundan pek memnun olmaz. Merkez bankaları da bundan m emnun olmaz. FED merkez bankacı Paul Volcker bu hafta gözlerini yumunca Twitter’dan anladık ki kendisi başarılı bir merkez bankacısı imiş. Hatta ülkemizde tanıyanı, seveni ne kadar çokmuş onu da gördük. Trump ise Yellen dahil merkez bankacılarını pek sevmiyor. Haksız sayılmaz. Bilançoyu hızla daraltıp New York para (repo) piyasasını sıkıştırınca Eylül’de bankalar arasında repo faizleri yüzde 2,5’dan bir haftada yüzde 10’a çıkmıştı. Nitekim piyasayı açık piyasa işlemleri ile fonlayan New York FED sonra resmi olarak görevlendirilip 2020 Haziran sonuna kadar piyasayı 500 milyar dolar fonlamaya yönlendirilmişti. FED genelde seçim dönemlerinde bilançoyu büyütür, biraz da onun etkisi. Bu arada bağımsız FED Trump’ın faizleri düşürün diyen baskı tivitlerini dikkate almayarak üç kere faiz indirdi. Bu hafta yazımızın çıktığı günün akşamı son gelen işsizlik verileri ile bir düzeltme beklenmiyor artık. Trump ile ABD ekonomisi neredeyse tam istihdam seviyesine geldi.

Bakalım Irak’a demokrasi götüren Özgürlük Heykeli ülkesi ABD’de hukuk mu üstün, üstünlerin hukuku mu, ABD halkının iradesi mi; bunu 2020 yılı içerisinde göreceğiz. Ancak Trump’ın ekonomik performans kadar dış ilişkilerdeki orantısız güç kaynaklı başarısı ve karşısında güçlü bir adayın henüz olmaması, siyah kuğular olmaz ise ikinci dönem başkanlığını müjdeliyor gibi.

Antr parantez (PARANTEZ ARASI)

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS – Bank for International Settlement) bir rapor yayınladı. Avrupa’da repo piyasasında sıkışmalar olabileceğini, Euro Bölgesinde devlet tahvillerinin teminat ve para piyasası olmak üzere fragmante olduğunu yazdı. Yani Alman tahvilleri, eksi faize rağmen, bankalar arasında repo piyasasında işlem amaçlı, ekonomisinde sorunlar olan İtalya, İspanya tahvillerinin ise teminat amaçlı tercih edildiğini, bunun da repo piyasası üzerinden para piyasalarını önümüzdeki günlerde sıkıştırabileceğini yazdı. Pek şaşırtıcı bir durum olmaz bu. Çünkü eksi faizli tahvillere yönelen 17 trilyon doların kredi aktarım mekanizması ile küresel büyümeye dönmediği zaten IMF, OECD, vb. öngörülerinden zaten açık. Peki, 2008 sonrasında parasal genişlemeye giden merkez bankaları çözüm olmadı ise bilanço büyütmenin küresel balonları tekrar şişirmek dışında kime ne faydası oldu? Kur savaşlarının üstüne ticaret savaşları da katmerli kadayıf olarak gelince petrolün varil fiyatı OPEC arzı kıssa bile neredeyse kıpırdamıyor bile. Biraz bunun tedirginliği ile altının onsu kendini yukarı attı ama enflasyon gelmedikçe, dolar endeksi değer kazandıkça altın da ivme alamıyor. İşte Euro/dolar paritesinin hali. Neredeyse bilanço büyütme kararına rağmen daha önce yazdığımız gibi 1.05’e gitmek için bahane arıyor gibi. Nasıl aramasın? Almanya ekonomisi daralıyor. Bu hafta perşembe Brexit oylanacak. Bir mucize olmaz ise Boris Johnson açık farkla kazanacak ve bakalım taahhüt ettiği Ocak 2020 sonunda birlikten anlaşmalı veya anlaşmasız çıkışı gerçekleştirebilecek mi? Açıkçası ilk çeyreğe yakın bir yerlerde bu artık olacak. İlk çeyrek içerisinde Çin-ABD, ilk faz ticaret anlaşmasının geleceği gibi. Pound değer kaybeder diye beklerken acaba Euro değer kaybetmesin? Nitekim gidişatı gören Macron, Merkel’den boşalacak AB liderliğine soyunmaya çalışarak, NATO üzerinden AB ordusu kuralım söylemi ile birliği en azından kâğıt üzerinde tutmaya çalışıyor. Ancak, Euro dışında ne maliye ne para politikalarında bir birlik fiiliyatta yok. Serbest dolaşım, gümrük birliği de bir yere kadar. Almanya’nın dış ticaret fazlası verdiği bir Avrupa’da geri sayım eğer yine bir siyah kuğu görünmez ise hızlanmış gibi. Nitekim yine bu hafta Lagarde’lı Avrupa Merkez Bankası’ndan bir hareket beklenmiyor. Daha ne yapsınlar? Bankalar arasında zaten faizler eksi, politika faizi sıfır. Siyah kuğu zaten gelmiş.

 

KAPA PARANTEZ

Bu hafta çarşamba FED, perşembe TCMB ve ECB, cuma Brexit sonuçları gelecek. Bitti mi? Hayır, bu ay sonuna kadar neredeyse dünyadaki tüm merkez bankalarının faiz kararları var. Bizde piyasa beklentisi 100-150 baz puan aralığında. Ancak daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi sıcak giden havaların gıda fiyatları üzerinden enflasyona olumlu etkisi, cari fazla, büyüme beklentisi gibi nedenler ile agresif faiz indirimi gelmesi büyük olasılık. Ancak, yılsonu bilanço dönemi, fonların pozisyon kapaması, Brexit, vb. nedenlerle muhafazakâr kapayalım düşüncesi hâkim olursa piyasa eklentisine yakın bir faiz indirimi de mümkün. Net olan ise TCMB’nin 2020’de açık piyasa işlemlerini (tahvil alımını) bilançonun yüzde 5’i kadar yapacağını ve tahvil alımı gerçekleştireceğini beyan etmesi, bilanço genişlemesinin büyüme destekli kararının resmiyete dökülmesi. Buradan hareketle Merkez Bankasının kanununda büyüme ve istihdamı FED gibi hedefler arasına resmi olarak koyma zamanı geldi. Darısı Türk Lirası’nın baz para olmasına, dış ticarette kullanımı arttıkça bu olasılık mümkün hale gelebilir.

Not: Bu yazıda yer alan bilgi ve yorumlar herhangi bir şekilde yatırım danışmanlığı ve önerisi kapsamına girmemektedir. Yer alan bilgiler ve bunların kapsamında alınan karar ve uygulamalardan, doğabilecek sonuçlarından, Şalom ve yazarın herhangi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmamaktadır.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün