Ticaret savaşı kur savaşına mı dönüşüyor?

Ekonomi
4 Eylül 2019 Çarşamba

Prof. Dr. Burak Arzova

 

ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere uyguladığı gümrük tarifelerinde artışla başlayan Ticaret Savaşları aslında ABD açısından çok da haklı bir sebebe dayanıyordu: Çin’le yapılan ticaret “adil ve dürüst” yürümüyor.

Gerçekten de Başkan Trump’ın bu söylemine katılmamak mümkün değil. Çinli firmalar batıda her türlü ticaret serbestisinden yararlanarak mallarını serbestçe satarken, aynı Batılılar Çin’de ticaret yapmak istediklerinde olmayan fikri mülkiyet hakları nedeniyle taklit ürünlerle, tarife dışı engellerle karşılaşıp, Çin’in birçok uluslararası örgütün kararlarını tanımaması nedeniyle düşük fiyata mal ettiği ürünlerle rekabet edemez hale geldiler. Aslında yine Başkan Trump’ın dediği gibi “Birilerinin çok önce Çin’e dur demesi gerekiyordu.”

Ancak açıkça görülüyor ki, Çin’le olan ticaret savaşı sadece ticaretten daha öte bir durum. Bu bir dünya hâkimiyeti savaşı da aslında.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin eski büyüme oranları ile devam ederse 2050’li yıllarda ABD ekonomisini geçerek dünyanın birinci ekonomisi olacak. Çin askeri alanda da önemli bir güç ve Çin’in ‘kuşak yol’ projesi siyasi anlamda da Çin’e yeni görevler yüklüyor. Bütün bunlar yanında Rusya ve İran’la olan ilişkileri Doğu ve Ortadoğu’da Amerika’nın etkisini ve gücünü tehdit ediyor. Bir anlamda güç ekseni Batı’dan Doğu’ya kayıyor. O nedenle ticaret savaşlarına farklı açıdan da bakmakta fayda var.

Huawei şirketi belki de bu denklemin tam ortasındaki en hassas nokta.

Çin için hayati önem taşıyan Huawei şirketinin CFO’su Meng Wanzhou’nun Kanada’da tutuklanması Çin için son nokta oldu.

Çin’de ABD’nin bu hamlelerine doğrudan Başkan Trump’ın başkanlığını etkileyebilecek önlemlerle karşı koymaya başladı.

Önce ABD’den yapılan tarım ürünleri ithalatına sınırlama getirdi. Bu Trump ile doğrudan savaşa girdiğinin göstergesiydi zira Başkan’ın oy aldığı önemli kesimlerden biri çiftçiler. Sonra ABD’nin Çin’den ithal ettiği ‘nadir elementlere’ kısıtlama getirdi. Bu öyle önemli bir konu ki, havacılık sanayinden telekomünikasyona, optikten tıbbi iğnelere kadar çok farklı alanlarda kullanılıyor ve bu ürünlerin ikamesi de çok kolay değil. O nedenle Çin’in bu hamlesi büyük bir hamle olarak algılandı.

G-20 Zirvesinde Başkan Trump’tan gelen ticaret savaşlarına yönelik olumlu sözler sonrasındaki G-7 zirvesinde Çin’e karşı vergi tarifeleri artırımına evrilince, Çin’in son hamlesi yıllardır hemen hemen sabit tuttuğu Yuan’ın değerini ABD Dolarına karşı düşürmek oldu.

Bu son hamle çok tehlikeli. Kur savaşları fitili bir kez ateşlenince bu savaşın yok etme etkisi çok daha fazla. Ticaret savaşı göreceli olarak bu savaşın taraflarını daha çok etkilerken, kur savaşı tüm ülkeleri etkiliyor.

Artık bu savaşın nerede duracağını kestirmek çok güç.

Ancak ABD içerisinden gelen Başkan Trump’a olan tepkiler artmaya ve destek oranı düşmeye başladı. Trump’ın karşısında bu başkanlık seçiminde çok kuvvetli adaylar olacak. En mantıklısı bu savaşı makul kazanımlarla sonlandırmak. Ancak konu Başkan Trump olunca, bir sabah bambaşka bir tweet’le uyanma ihtimalimiz hep var.

Dileriz kısa sürede bu korkulu rüya bitsin.

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün