Bu hafta Ağımıza Takılanlar

• Bugün ise Türkiye’de Kavgam kitabına süpermarket raflarında rastlamak da mümkün. Bu tür durumlar çoğu zaman yalnızca Türkiye Yahudi toplumundan gelen tepkilerin ardından ortaya çıkıyor. Kitabın Migros’taki satışının kaldırılması 2016’nın Şubat ayında sosyal medyada yükselen tepki ile oldu. Fakat Migros, Kavgam’ı satan tek market değil. Şalom gazetesi yayın koordinatörü Virna Banastey’in 22 Mayıs’ta “Ey sevgili @CarrefourSA sattığın topu topu 20 tane kitap… Bunlardan biri de Kavgam olmasaydı ne olurdu…“ diye paylaştığı mesajının Carrefour’un Fransa merkezi tarafından duyulması ile kitap Türkiye’deki raflardan hızla kaldırıldı. SERDAR KORUCU – www.gazete.taz.de/tr

İzak BARON Diğer
10 Temmuz 2019 Çarşamba

 Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • İSRAİL KAMUOYUNDA AÇIKLANMAYA BAŞLAYAN FARKLI ANKETLERE BAKARAK ORTALAMA RAKAMLAR VERİLECEK OLURSA NETANYAHU’NUN TEKRAR BİR SAĞ HÜKÜMET KURMASININ GİDEREK ZORLAŞTIĞI SÖYLENEBİLİR

İç siyasete gelince, seçime iki buçuk ay gibi siyaseten uzun bir süre olmasına rağmen ilk anketlerin Başbakan Netanyahu için çok can sıkıcı olduğu söylenebilir. Liberman’ın ülkenin müşterek değeri olan askerlik kurumuyla ilgili eleştirileri neticesinde seçimlerin yenilenmesi sol cenahtan açık sağ cenahtan ise gizli bir takdir toplamışa benziyor. Ayrıca Arap partilerinin tekrar tek liste halinde seçime girecek olmaları ise Arap seçmenini sandığa çekerek yüksek oy oranı almış olan partilerin sandalye sayılarında ciddi düşüşlere sebebiyet verecektir. Seçimlerin tekrarlanma kararının ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın İsrail’de oy kullanacak Filistinlilere ve Arap partilerine yönelik “İsrail siyasetinin en sol kanadındaki Meretz ile iş birliğine gidebilirsiniz” nasihati ise eylül ayını motivasyon açısından temmuzdan daha sıcak geçireceğe benziyor.

2019 Haziranının son haftasında ortaya çıkan bir başka sıcak gelişme ise halihazırda olağan dışı bir yoğunluk yaşayan siyasi gündemi daha da hareketlendirdi. 77 yaşındaki eski Başbakan Ehud Barak’ın geçtiğimiz günlerde yeni bir parti kuracağını açıklaması İsrail merkez ve merkez-solunu canlandırmışa benziyor. Böylelikle Binyamin Netanyahu karşıtı bloğa eski bir aktör daha eklenmiş oldu. Her ne kadar sol cenahtaki pastanın büyük dilimi halen Mavi-Beyaz ittifakında olsa da Barak’ın İşçi Partisi gibi güçten düşen grupları kendi bünyesinde sürükleyebilecek bir ivmeyi ortaya koyması bekleniyor. Benny Gantz ve Yair Lapid gibi liderlerin karizma ve enerji potansiyelinin çok daha yüksek olması bakımından Ehud Barak’a büyük umutların ve muhalefetin liderliği gibi vasıfların yüklenmesinin abartılı olacağı düşünülebilir. Buna mukabil bu gelişmenin İsrail muhalefeti adına bir şeyi değiştirmeyeceğini söylemek de zor. Zira Barak’ın siyasete dönme kararı hem Netanyahu liderliğindeki sağ bloğu yıpratacak yeni bir cephe oluşturması hem de muhalefetin Nisan 2019 seçimi ardından düşmüş olduğu “hangi güç birleşimi ile iktidar olunabilir?” sorunsalına kısmen çözüm getirebilecek bir hamle oldu.

İsrail kamuoyunda açıklanmaya başlayan farklı anketlere bakarak ortalama rakamlar verilecek olursa Netanyahu’nun tekrar bir sağ hükümet kurmasının giderek zorlaştığı söylenebilir. Nisan seçimlerinde beş milletvekili ile mecliste temsil edilen İsrail Evimiz Partisi Liberman liderliğinde yedi milletvekili çıkartacak pozisyonda gösteriliyor. Muhalefetin en güçlü bloğu ve olası bir iktidarda başbakanı çıkartması beklenen Mavi-Beyaz ittifakı ise Likud’la birlikte nisan ayında 35’er milletvekili çıkartırken temsilci sayılarını eşit olarak 32’ye düşürmüş durumdalar. Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği sekizer vekil ile temsil hakkı kazandıkları nisan seçimlerine göre anketlerde altışar vekille temsil edilebileceklerini gösteriyor. Nisan seçimlerinde Knesset’te temsil hakkı kazanan bütün sağ partiler anketlere göre düşüş yaşarken bu seçimlerde baraj altı kalmış olan Ayalet Shaked ve Naftali Bennett liderliğindeki Yeni Sağ Partisi ise eylül seçimlerinde dört milletvekili ile temsil hakkı kazanması beklenen bir diğer parti.

Altını tekrar çizmek gerekir ki, seçimlere daha iki aydan uzun bir süre olması İsrail siyasetindeki pek çok dengeyi etkileyecektir. Fakat Netanyahu’nun İsrail toplumuyla daha şimdiden seçime gitmeyerek ulusal uzlaşı hükümeti gibi formülleri paylaşmaya çalışması ve bu yönde bir algı oluşturması bile şu anki durumun Likud ve sağ blok ortakları için zorluğunu gösterir nitelikte. Hukuki anlamda zor durumda olan mevcut başbakanın ülkede hukukun ve demokrasinin sorgulanması yönünde atabileceği adımlar ise şüphesiz toplum tarafından kaygı ile takip edilmekte.

Selim Han Yeniacun

Tamamı için: https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israil-siyaseti-cikmaza-surukleniyor-/1522143

 

  • “ANTİSEMİTİZM BELLİ Kİ TÜRKİYE’DE AYIPLANAN, UTANILACAK BİR SUÇ OLARAK DEĞİL, ÖYLE VEYA BÖYLE İTİBARLI BİR SİYASİ DURUŞ OLARAK GÖRÜLÜYOR. BU HAL, ANTİSEMİTİZMİN TABANDA, GENİŞ KESİMLER TARAFINDAN İÇSELLEŞTİRİLMESİ GİBİ KORKUTUCU BİR SONUÇ DOĞURACAKTIR.“

Bugün ise Türkiye’de Kavgam kitabına süpermarket raflarında rastlamak da mümkün. Bu tür durumlar çoğu zaman yalnızca Türkiye Yahudi toplumundan gelen tepkilerin ardından ortaya çıkıyor. Kitabın Migros’taki satışının kaldırılması 2016’nın Şubat ayında sosyal medyada yükselen tepki ile oldu. Fakat Migros, Kavgam’ı satan tek market değil. Şalom gazetesi yayın koordinatörü Virna Banastey’in 22 Mayıs’ta “Ey sevgili @CarrefourSA sattığın topu topu 20 tane kitap… Bunlardan biri de Kavgam olmasaydı ne olurdu…“ diye paylaştığı mesajının Carrefour’un Fransa merkezi tarafından duyulması ile kitap Türkiye’deki raflardan hızla kaldırıldı.

Aras Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş’a göre de Kavgam’ın ne kadar okunduğuna dair bir verinin elde edilmesi zor. Fakat bu kitabı basanların “ticari güdüyle hareket eden kimi yayınevleri“ olduğunu vurguluyor: “Ekonomik bir karşılığı olduğunu anlamak zor değil“.

Kavgam’ın uzun yıllar Batı’da yasaklı olduğunu ancak bu süreçte bile Türkiye’de serbest olduğunu hatırlatan Koptaş, bunun sebebi, Holokost’un Türkiye’de geniş kesimler için yabancı ve uzak bir mevzu olması: “Eğer ilkeli ve tutarlı bir etik-siyasi değerler manzumesine sahip değilseniz ve riya temelinde hareket ediyorsanız, sizin coğrafyanıza ya da tarihinize değmeyen suçlar konusunda kulaklarınızı kapatıp ıslık çalabiliyorsunuz.“

Kitabın telif hakkı Almanya’da 2015 yılının sonunda yasal olarak düştü ve kitabın basımının önü açıldı. Kitabın basımı engellenemeyeceği için Münih merkezli Çağdaş Tarih Enstitüsü içinde 3 bin 500 dipnota yer veren özel bir baskı hazırladı. Böylece Hitler’in ürettiği komplo teorileri,modern araştırmaların sonuçlarıyla çürütülerek ve Yahudiler hakkında kullandığı nefret dolu ifadeler eleştirilerek okuyucusu ile buluştu. Kitap, yalnızca ilk yılında 85 bin adet satılarak Almanya’da da çok satanlar listesine girdi.

Koptaş’ın gözlemlerine göre, Türkiye’de Kavgam’ın basım sürecinde geçmiş ile bugün arasında farklılık gösteren bazı noktalar var: “Geçmişte kitabı İslami eğilimli yayınevleri, siyasal İslamcı okur kitlesi için basıyordu ve buradaki ortak motivasyon daha ziyade Filistin davasıyla ilgiliydi“. Koptaş, bugün kitabın çok daha geniş bir okur kitlesini hedefleyen baskılarının süpermarket gibi mecralarda bulunabiliyor olmasına değinirken, bu durumun muhtemel tehlikelerine de dikkat çekiyor:

“Antisemitizm belli ki Türkiye’de ayıplanan, utanılacak bir suç olarak değil, öyle veya böyle itibarlı bir siyasi duruş olarak görülüyor. Bu hal, antisemitizmin tabanda, geniş kesimler tarafından içselleştirilmesi gibi korkutucu bir sonuç doğuracaktır.“

Serdar Korucu

Tamamı için: https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5609211

 

  • BİRAZ KAZIYINCA S-400 VE F-35 TARTIŞMALARINDA, GENEL OLARAK ABD’DEKİ TÜRKİYE KARŞITI CEPHENİN ÇALIŞMALARINDA DA İSRAİL’İN İZLERİNİ BULABİLİRSİNİZ

Bazı Körfez ülkelerinin artık kabak tadı veren Türkiye karşıtlıklarında da bu ülkelerin İsrail’le gündem\ideoloji örtüşmesi ve Filistin konusunda vardıkları ortak anlayış var. Bu ülkeler kendi gündemlerinin peşinde koşarken İsrail’in gündemini gerçekleştiriyorlar. Bu gündemlerin önünde engel olarak gördükleri Türkiye’ye karşı Voltron’ı oluşturmuşlar. Mücadele Körfez-Türkiye seviyesine indirgenmeye çalışılırken İsrail yine ortalarda görünmüyor.

Biraz kazıyınca S-400 ve F-35 tartışmalarında, genel olarak ABD’deki Türkiye karşıtı cephenin çalışmalarında da İsrail’in izlerini bulabilirsiniz. Tarihsel olarak Türkiye-İsrail ilişkilerinden İsrail bir koz olarak Washington’daki nüfuz etkisini kullandı. Türkiye’nin Washington’daki popülaritesiyle Türkiye-İsrail ilişkilerinin seyri arasında doğrudan bir bağlantı var. Şimdiki gerginlik de doğal olarak özellikle İsrail’in etkisinin orantısız bir şekilde hissedildiği Kongre’de kendisini gösteriyor. Mesela S-400’lerle F-35’i gereksiz bir şekilde irtibatlandırma çabalarında, İsrail’in bölgedeki askeri üstünlüğünü koruma stratejisi ne kadar etkili?

Hayır, her taşın altında İsrail yok. Ama bölgedeki kritik tartışmalarda İsrail taşrada değil merkezde yer alıyor. Pek görünmese de…

Ufuk Ulutaş

Tamamı için :https://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/israil-nerede/haber-987335

 

  • BİR YILDA HEM ABD’Yİ HEM İSRAİL’İ EN BÜYÜK TEHDİT GÖRENLERİN ORANI YÜZDE 20 DOLAYLARINDA ARTMIŞ

Türkiye’ye en büyük tehdit hangi ülke?

ABD...

Geçen yılki araştırmada “En büyük tehdit ABD” diyenlerin oranı yüzde 60.2...

Bu yıl yüzde 81.3...

Ya ikinci en büyük tehdit olarak görülen ülke?

İsrail...

Geçen yıl yüzde 54.4’ü “İsrail Türkiye’ye tehdittir” cevabını vermişti.

Bu yıl oran yüzde 70.8...

Bir yılda hem ABD’yi hem İsrail’i en büyük tehdit görenlerin oranı yüzde 20 dolaylarında artmış.

Türk toplumu ikisini de aynı kaba koyuyor.

Güneri Cıvaoğlu

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/nabiz-2900327

 

  • PARİS BANLİYÖLERİNDE SIK SIK NÜKSEDEN “MAĞRİP İSYANI” VEYA ABD’DE YER YER DEPREŞEN “SİYAH ÖFKEDE” TESPİT ETTİĞİMİZ SEMPTOMLAR, AYNIYLA BU ETİYOPYALILAR İÇİN DE GEÇERLİ

Beyt-i İsrail’in İsrail’e taşınmasının Siyonist bir arka plana sahip olduğu çok açık. Ancak 1977’den itibaren geçen 42 yıl içinde ortaya çıkan sorunlar ciddi boyutlarda seyrediyor. Bunun en azından uzun vadede İsrail’in faydasına mı, yoksa zararına mı olacağı çeşitli platformlarda tartışılıyor. 120 bini aşmış nüfusun üçte biri artık İsrail doğumlu. Bu genç nüfus İsrail ordusu ve güvenlik teşkilatı açısından çok önemli bir insan kaynağı. Çoğunluğu teşkil eden Aşkenazların uzak durduğu riskli ve stresli askeri görevlerin tevdi edilebileceği bir potansiyel, ülke güvenliği açısından çok hayati. Fakat diğer taraftan bu kesimi alakadar eden birçok sosyal problemin çözülemediği, bilakis artarak kronik hale geldiği de bir gerçek. Bu sorunların en başında beyaz ırkçılığı geliyor. Beyt-i İsrail mensupları bu ülkedeki geleceklerinin ırkçılığa maruz kalarak süreceğini artık kesin olarak anlamış durumdalar.

Diğer Yahudilerin aksine gelişmemiş bir ülkeden gelmiş olmaları kuşkusuz ciddi bir dezavantaj. Bunların giderilmesi için 1985 ve 1991’de yapılan iki master plan yerleşim, eğitim ve istihdam konularında elbette bir ilerleme sağlamış. Ancak yaşanan göçün büyüklüğü sorunlarla baş etmeyi de zorlaştırıyor. Entegrasyon merkezleri yetersiz kalıyor. Ülkeye geldiklerinde almak zorunda oldukları İbrani isimlerin içtenlikle kabulü bile ciddi bir sorun. Yaşlıların ve özellikle kadınların İbranice okuma yazma oranları hâlâ düşük. Kendi aralarında Amhariceyi yaygın olarak kullanmaları entegrasyonu zorlaştırıyor. Meslek edinmelerinde de güçlükler yaşanıyor; işsizlik oranları yüksek. Arap asıllı vatandaşlardan dahi yüzde 40 kadar az kazandıkları belirtiliyor. Bu oldukça düşük bir oran. Beyt-i İsrail etnisitesi yoksulluk sınırının altında yaşayan kesimler arasında başı çekiyor.

Ayrımcılık ise Beyt-i İsrail’in karşılaştığı diğer bir sorun. İsrailoğullarına aidiyetleri hâlâ her platformda tartışılıyor. Falaş Mura’ların vatandaşlık elde ettikten sonra tekrar Hıristiyanlığa döndükleri yönünde gittikçe fazlalaşan örnekler -belki de söylentiler- bu kesime olan toplumsal ve siyasi güveni sarsıyor. Hahamlarının Rabbilik (Başhahamlık) makamına yükselmeleri çok zor. Bir kamuoyu anketine göre, halkın büyük bölümü Etiyopyalılarla evlilik yapamayacaklarını ifade ediyor. Afrikalı olmaları nedeniyle yüksek HIV ve Hepatit-B riski taşıdıkları değerlendirildiğinden, bağışladıkları kanların çöpe atıldığına dair duyumlar topluluk nezdinde büyük rahatsızlıklara yol açıyor.

2006’da kurulan siyasal partileri Atid Echad (Tek Gelecek Partisi), Aşkenaz ve Sefaradları da partiye dahil etmek suretiyle, yaklaşık 75 binlik Etiyopyalı oy potansiyelini katlayıp parlamentoya girmek ve toplumu tam yetkiyle temsil etmek istiyor. Bu oy potansiyeli İsrail şartlarında ciddi bir orana tekabül ediyor ve bu yüzden Beyt-i İsrail’den aday göstermek suretiyle diğer büyük partiler Atid Echad’ın gelişimine mani oluyorlar. Beyt-i İsrail gençlerinin suça karışma oranları İsrail ortalamasının üç kat üzerinde. Aslında tüm bu veriler Etiyopyalıların bir yabancılaşma yaşadıklarını gösterir nitelikte. Hatta hiç yerlileşemedikleri bile söylenebilir. Solomon Tekah cinayeti bu gerçekliği bir kez daha ortaya koymuş oldu sadece. Paris banliyölerinde sık sık nükseden “Mağrip isyanı” veya ABD’de yer yer depreşen “siyah öfkede” tespit ettiğimiz semptomlar, aynıyla bu Etiyopyalılar için de geçerli. Kameralar Tekah cinayetini protesto eden Beyt-i İsrail gençlerini tekbir getirip “özgür Filistin” sloganı atarlarken çekiyor ve bu görüntüler sosyal medyada günlerdir dönüyor. Bu hal bile tek başına bu konunun İsrail açısından ne kadar kırılgan bir mahiyet arz ettiğini gözler önüne seriyor.

Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara  

Tamamı için: https://www.aa.com.tr/tr/analiz/etiyopya-yahudileri-israil-icin-ciddi-bir-ic-sorun/1525976

 

Netten okumalar

  • İSRAİL'İN 'İKİNCİ SINIF YAHUDİLERİ' ETİYOPYALILAR - MUSTAFA DEVECİ

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-ikinci-sinif-yahudileri-etiyopyalilar-/1523898

https://www.youtube.com/watch?v=7nrXzvpcx70&feature=youtu.be

  • UÇAN KUŞ TV ALANUR ÖZALP'İN KONUĞU PİYANİST VE MÜZİK TERAPİSTİ RENAN KOEN

https://www.youtube.com/watch?v=rX7aajGX_Vo

  • HAMAS'TA TÜRKİYE KRİZİ... "YOLSUZLUKLARI GÖRDÜKTEN SONRA..." – RAFAEL SADİ

https://odatv.com/yazar/rafael-sadi/yolsuzluklari-gordukten-sonra...-04071938.html

  • VE YENİ YAHUDİ MUHACİR KAFİLESİ, 816 KİŞİYLE MAĞUSA'YA AYAK BASIYOR... - ERALP ADANIR

http://www.yeniduzen.com/ve-yeni-yahudi-muhacir-kafilesi-816-kisiyle-magusaya-ayak-basiyor-14204yy.htm

  • KAN TARBUT RADİO - ERENSYA SEFARADİ/SARA VE DAVİD KOHEN YANAROCAK

https://www.kan.org.il/radio/player.aspx?ItemId=102667&fbclid=IwAR0Dh6mYMKcfpYa953O4QsvsUA_TUzT8O79qr1QG9F99r-watHwTUHRuZIo

  • TIP TARİHİNİN UTANÇ DOLU YILLARI - GÖKHAN GÜVENER

https://oggito.com/icerikler/tip-tarihinin-utanc-dolu-yillari/64185

  • SOYKIRIM MAĞDURLARININ BEYİN FONKSİYONLARINDAKİ FARKLILIK

http://www.ntboxmag.com/2019/07/01/soykirim-magdurlarinin-beyin-fonksiyonlarindaki-farklilik/

  • BOLSONARO İLE İSRAİL'İN BREZİLYA BÜYÜKELÇİSİ'NİN YEMEK FOTOĞRAFI GÜNDEMDE: YEMEKLERİN ÜZERİNİ KARALAYARAK PAYLAŞTILAR

https://tr.sputniknews.com/guney_amerika/201907081039598332-bolsonaro-ile-israilin-brezilya-buyukelcisinin-yemek-fotografi-gundemde-yemeklerin-uzerini/

  • BU DÜNYADAN BİR EVA MOZES GEÇTİ

https://www.acikgazete.com/bu-dunyadan-bir-eva-mozes-gecti/

  • ABD’Lİ DUTY FREE KODAMANLARI FİLİSTİNLİLERİN TOPRAĞINDAKİ İSRAİL YERLEŞİMİ ŞARAP BAĞLARININ YAYILMASINI FİNANSE EDİYOR – BEL TREW

https://www.independentturkish.com/node/49051/yazarlar/abd%E2%80%99li-duty-free-kodamanlar%C4%B1-filistinlilerin-topra%C4%9F%C4%B1ndaki-israil-yerle%C5%9Fimi-%C5%9Farap

 Takılan tweetler


#Balat bölgesinde 1965 yılında faal olan sinagogları, dün paylaştığım #Ladino bir ilanda görebilmiştik. Haberde yer alan sinagoglardan biri de Selaniko idi. O günlerde #Yahudi Cemaati'nin ibadetine ve bayram günlerine ev sahipliği yapan bu güzel sinagog bugün işte bu halde.

 

MürselPaşa Cd'nde, bir zamanlar Balat Kapısının yer aldığı sur duvarına bitişik olan bu sinagog Selanikli Musevilerin ibadethanesi. Sinagogun bir adı da Sigri. Sigrion, Midilli adasında bir kasaba. Mevcut bilgilere göre,sinagog ilk yıllarda bu iki bölgeden gelenlerce kullanılmış.

Selaniko Sinagogu 1970’lere kadar faaldi. Daha sonra cemaatsiz kalan sinagogun kötü günleri başladı. 1975'te çatısı çöktü ve bir daha da onarılamadı. Tümüyle kaderine terk edilen sinagog yıllar içinde harabe haline geldi. Uzun bir dönem boyunca hurda deposu olarak kullanıldı.

1994-1999 arasında Fatih Bld. Başkanı olan Sadettin Tantan ile yapılan görüşmeler sonrasında Selaniko Sinagogu'nun onarılarak kültürel bir mekan haline getirilmesi planlanmıştı. Fakat daha sonra Fatih'te Fazilet Partili belediye döneminde bu projenin gerçekleşmesi mümkün olamadı.

Sinagogun kaderine terk edildiği yıllarda ön tarafında baraka tipi dükkanlar kurulmuştu. 2005'ten sonra bunlar yıktırılarak yapının önü açıldı. Fakat, vaktiyle şu kemerli kapının üzerinde bulunan kitabesi, 2000 yılında ortadan kaybolduğundan beri bu sinagog adeta kimliksiz kaldı.

Musevi Cemaati, son yıllarda #Haliç bölgesinde bazı eski sinagogları ziyaret edip özel günlerde dini törenler düzenleyerek o eski yapıları şenlendirmeye, anılarla beraber geleneği de canlandırmaya çalışıyor. Selaniko Sinagogu ise önce ayakta kalabilmeyi,sonra canlanmayı bekliyor!

https://twitter.com/HalicPostasi/status/1147209984708620289

 

Çanakkale Muharebeleri‏ @1canakkale1915 5 Tem

Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı Üsteğmeni Yahudi Moshe SHARETT, sonrasında İsrail'in ikinci başbakanı olmuştur.

 

https://twitter.com/1canakkale1915/status/1147029318763274240

 

Diyarbekir-Տիարպեքիր (Dikranagerd )-دياربكر‏ @FFilatos 3 Tem

İstanbul Kasımpaşa Musevi Okulu...

 

https://twitter.com/FFilatos/status/1146385621306544128

 

Haliç Postası‏ @HalicPostasi 3 Tem

Daha önce sayfamda defalarca bahsettiğim, zincir paylaşımlarla hemen her yeni durumunu anlatmaya, göstermeye çalıştığım Kasturya Sinagogu’nun etrafında yine ilginç şeyler oluyor.. Son dönemde bazı gruplar Kasturya çevresine nedense büyük ilgi gösteriyor! Du bakali n’olacak?!

 

Evvela, talihsiz Kasturya Sinagogu’nun arsasındaki son durumu da yine ilgilenenlerin dikkatine sunmak isterim. Gözümüz aydın! Sinagog arsasında devletimiz son hamleyi yaptı! İçeriye yabancıların girişini engellemek için duvar açıklıklarını metal perdelerle kapattı!

Takipçi arkadaşlar ilgili paylaşımlarımdan hatırlayacaktır; Kasturya Sinagogu arazisinde uzun yıllardır faaliyet gösteren otopark işletmesi geçen yıl buradan ayrılmıştı. Sonrasında belki olumlu yönde bir gelişme olur derken, tam tersi oldu ve arsa tümüyle kaderine terk edildi.

Son aylarda, arsa içinde anıtsal nitelikteki batı kapısının iç tarafında, eski otopark yazıhanesinin bulunduğu yerde bu kez ‘kuş besleyen’ bazı kişiler birkaç baraka yapıp buraya yerleşmişti. Tabii, burada sadece kuş beslenmediğini söylemeye sanırım gerek yok!

Özellikle geceleri son derece tekinsiz bir hal alan sinagog arsasında mahalleliyi tedirgin eden olaylar nedeniyle sürekli şikayetler olduğundan, ara sıra polis baskın yapıyor ve içeridekileri kontrol ediyordu. Ama bu durum mahalle halkını rahatlatmaya yetmedi.

Sinagog arsasını elinde bulunduran Vakıflar İdaresi’nin girişimiyle olsa gerek, nihayet önlem olarak birkaç gün önce dış duvarlardaki açıklıklar işte böylece kapatıldı. İçeride 'kuşçulara' ait barakalar da yıktırıldı. Bu bir önlem olur mu, göreceğiz!

Şimdi esas konuya döneyim.. Bugün çevre duvarlarında harap vaziyetteki anıtsal kapıları dışında hiçbir izi kalmayan sinagogun ana binasının yeniden inşasının planlandığını daha önceki paylaşımlarda yazmıştım. İşte tam da bu dönemde Kasturya'nın çevresine tuhaf bir ilgi oluştu!

Bir süre önce, sinagog arazisinin doğuya bakan tarafında, yani Beşirgazi Sokağı’nda bulunan iki binaya, iki 'sivil toplum kuruluşu'nun tabelası asıldı. Bunlardan biri Sahabe Der, diğeri ise Farukiye Vakfı. Her ikisi de 'galiba' dini nitelikli kurumlar.

https://twitter.com/HalicPostasi/status/1146474550819004416

 

Jalal Haddad‏ @Jalalhaddad 30 Haz

Son olarak şunu da söyleyeyim: Hergé'nin eşcinsel olması onu ne ilerici ne özgürlükçü olarak kılıyordu. Bir çok çizgi romanında ırkçı ve antisemit ifadeleri var. Mesela 1942'deki orijinal çizimleri hafif yeni akit tarzında. Tenten Kongo'daki orijinal çizimleri de böyle

 

https://twitter.com/Jalalhaddad/status/1145328770108338176

 

Haliç Postası‏ @HalicPostasi 4 Tem

Kasturya Sinagogu'ndan bahsetmişken, #Balat bölgesindeki diğer bazı sinagogları da anmalıyız. #Balat Sinagogları Konseyi'nin 1965 tarihli #Ladino ilanında, o dönem semtteki faal sinagogları görebiliyoruz.

 

https://twitter.com/HalicPostasi/status/1146847321717694465

 

Haliç Postası‏ @HalicPostasi 4 Tem

#Balat #Musevi Cemaati'nin seçimleri hakkında #Ladino dilinde kaleme alınmış 1950 tarihli bir haber.. Balat'ın tarihinde kültürel izler bırakmış insanlar, seçimin detayları vs. hepsi önemli ama belki daha da önemlisi, haberin görseli!

 

https://twitter.com/HalicPostasi/status/1146858389949112320

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün