Web´den Seçmeler

• Naziler toplama kamplarında 6 milyonun üzerinde insanı öldürdüler. Biraz daha netleştirelim. İzmir, Aydın ve Manisa’da yaşayanların sayısı kadar insanı, sadece Yahudi oldukları için öldürdüler. Bu öldürülenlerin 1,5 milyonu da çocuktu. Holokost’u anmak ve Naziler’in yaptıklarını lanetlemek sadece Yahudi olanların görevi değil, aynı zamanda kendini Müslüman olarak tanımlayanların da görevidir. Biliyorum, itirazlar olacak. İsrail-Filistin konusu öne sürülecek. İsrail’in yaptıkları örnek gösterilecek. Ama bu başka bir konu ve İsrail-Filistin mücadelesinden önce yaşanmış bir insanlık ayıbı. Ve sadece Yahudi oldukları için öldürülen erkekler-kadınlar ve çocuklar. Gaz odalarında zehirlenerek öldürülen insanlar, kaynar su kaplarında yakılarak öldürülen çocuklar… Müslüman kesimde olup da benim gibi düşünenler ama toplumdaki ‘Yahudi düşmanlığı’ baskısı yüzünden ifade edemeyenler olduğunu biliyorum. Evet, bu soykırımı lanetliyoruz. SİNAN ESKİCİOĞLU – www.ocakmedya.com

İzak BARON Diğer
30 Ocak 2019 Çarşamba
  • 14 OCAK’TA EVİNİN ÖNÜNDE TOPLANAN VE PARLAMENTODA GEÇEN YIL KABUL EDİLEN ULUS-DEVLET YASASI’NI PROTESTO EDEN İSRAİL VATANDAŞI DÜRZİLERLE BİR ARAYA GELEN GANTZ, BU YASAYI “DÜZELTMEK” İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPACAĞINI SÖYLEDİ VE DÜRZİLERLE BİRLİK MESAJLARI VERDİ

Peki Gantz İsrail solunu toparlayıp bir araya getirebilecek bir siyasetçi olabilir mi? Daha doğrusu genel manada soldan bir çözüm üretebilecek bir profilde mi? Lübnan’ın işgali sırasında üst komuta kademesinde yer alan, genelkurmay başkanlığı döneminde İsrail Gazze’ye düzenlediği iki büyük saldırıyı yöneten ve Gazze’nin karadan işgal edilerek “sorunun kökünden çözülmesi gerektiğini” ileri süren biri söz konusu.

İsrail solundan bahsederken zaten hiçbir siyasetçinin Gazze’ye ya da Filistin meselesine yönelik radikal (!) bir çözüm önerisinde bulunarak bu meselelere yapıcı yaklaşmadığını belirtmek gerekiyor. Dolayısıyla ortada genel kabul gören anlamıyla bir soldan çok İsrail bağlamında daha çok liberal kesimin söylemlerini sırtlanan ve barışçıl söylemlerden kaçınan bir “soldan” bahsedilebilir ancak. Benny Gantz bu genellemenin kesinlikle istisnası değil. İlk kamusal görünürlüğü de bunun iyi bir göstergesi. 14 Ocak’ta evinin önünde toplanan ve parlamentoda geçen yıl kabul edilen Ulus-Devlet Yasası’nı protesto eden İsrail vatandaşı Dürzilerle bir araya gelen Gantz, bu yasayı “düzeltmek” için elinden geleni yapacağını söyledi ve Dürzilerle birlik mesajları verdi. İsrail’deki Dürziler en başından beri gerek devletin otoritesini kabul etmelerinden gerekse İsrail ordusunun en temel unsurlarından biri olmalarından dolayı Gantz için risksiz ve isabetli bir seçim olmalı.

Özgür Dikmen

https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israil-siyasetinde-secim-hareketliligi-/1371411

 

  • YAKLAŞIK 900 MİLYAR METREKÜP DOĞALGAZ REZERVİ BULANAN İSRAİL, ÖZELLİKLE SON YILLARDA YERALTI KAYNAKLARI SAYESİNDE KOMŞULARIYLA GÜÇLÜ EKONOMİK BAĞLAR KURMAYI BAŞARDI

İsrail, Doğu Akdeniz'de doğal gaz rezervlerinin keşfinden yaklaşık on yıl sonra bölgedeki jeopolitik konumunu önemli ölçüde güçlendirdi.

Yaklaşık 900 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulanan İsrail, özellikle son yıllarda yeraltı kaynakları sayesinde komşularıyla güçlü ekonomik bağlar kurmayı başardı.

Filistin ile barış görüşmelerine yönelik hiçbir mesafe katetmese de, İsrail kurulduğundan beri düşman sayılan Mısır ve Ürdün gibi Arap ülkeleri ile yakınlaştı.

Geçtiğimiz hafta, bölgede gaz üretimi, tüketimi ve geçiş ülkelerinin belirlenmesi için Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ve ev sahibi Mısır'ın enerji bakanları 'Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nun kurulması için Kahire'de bir araya geldi.

İlgili ülkelerin bakanları, bölgedeki gaz potansiyelinin verimli kullanılması için teknik ve ekonomik alanlarda verimli işbirliğinin yolunu açmak üzere çalışma taahhüdünde bulundu. Bu toplantıda Türkiye'nin bulunmaması dikkat çekti.

Hüseyin Koyuncu

https://tr.euronews.com/2019/01/23/dogu-akdeniz-dogalgaz-rezervleri-israil-in-arap-komsulari-ile-iliskilerini-nasil-etkiledi

 

  • İSRAİL GÜVENLİK KAYNAKLARI, SURİYE ORDUSUNUN 2011’DEN ÖNCESİYLE KIYASLA DAHA GÜÇLÜ HALE GELDİĞİNİ VE ABD’NİN ÇEKİLMESİ HALİNDE DAHA SERT YANITLAR GELECEĞİNİ SÖYLÜYOR

Şam ve Golan semalarında çarpışan füzeler oyunun kurallarının iki taraf için de değiştiğini gösteriyor.

İran, Körfez-Amerikan-İsrail ortaklığının kapsamlı çökertme hamleleriyle yüzleşirken risk çıtasını yükseltebilir. “Eğer düşmanlar savaşı İran topraklarına taşımak istiyorsa önce kendi kapıları yanar” diyen bir yaklaşım öne çıkıyor. İsrail tarafında da İran-Suriye ekseni çökertilmeden Hamas ve Hizbullah gibi yerel düşmanlarla savaşın bitmeyeceği kanaati güçleniyor. İsrail güvenlik kaynakları, Suriye ordusunun 2011’den öncesiyle kıyasla daha güçlü hale geldiğini ve ABD’nin çekilmesi halinde daha sert yanıtlar geleceğini söylüyor.

Eisenkot’un hesabına göre İran Suriye’yi ayakta tutmak için 16 milyar dolar harcadı. 2016’da Afganistan, Pakistan ve Irak’tan Suriye’ye 3 bin Şii savaşçı getiren Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, bugün 100 bin kişilik bir orduyla İran’ın bölgesel hegemonya heveslerini temsil ediyor. “Yıllarca zayıf bir düşmanla savaştığınızda bu sizi de zayıflatır” diyen Eisenkot, “Hamas ve Hizbullah gibi ikincil düşmanlarla değil doğrudan İran’la savaşmanın vaktinin geldiğini” düşünüyor. Yeni Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi de Eisenkot’un ayak izlerinden gidiyor. Kohavi 2010-2014 arasında askeri istihbarat şefiyken Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad’ı öldürme planını hükümete sunmuştu. Jerusalem Post, Kohavi’nin ülkeyi yeni savaşa hazırlayacağını yazdı.

Yeni savaş, basitçe, İsrail’in Gazze ya da Lübnan’ı vurmasıyla sınırlı olmayabilir. Daha doğrusu yeni savaşın cephelerini İsrail’in belirlemesi veya sınırlaması mümkün olmayabilir. Suriye’de saldırganlığın artmasının altında bu olasılık yatıyor. İsrail, Lübnan’dan cephe açarsa Suriye’deki güçler de Golan’dan cephe açabilir. Eş zamanlı olarak Filistin’in iki yakasında intifada tetiklenebilir. Çoklu cepheye bundan sonra Irak’ı da eklemek gerekecek. Irak Ulusal Güvenlik Sekreteri Falih Feyyaz’ın 30 Aralık’ta Şam’da görüştüğü Esad’dan Haşd el Şaabi güçlerinin sınırın Suriye tarafında IŞİD’e karşı operasyon düzenlemesi için izin alması ABD ve İsrail’i rahatsız etti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Bağdat’ı ziyaretinde Başbakan Adil el Abdülmehdi’ye İsrail’in Haşd el Şaabi’yi vurabileceğini belirtip buna karışmayacaklarını söyledi. Yani ABD, İsrail’e Haşd el Şaabi’yi vurması için yeşil ışık yaktı. Haşd el Şaabi de böyle bir saldırıya yanıtın Lübnan’ın güneyinden verileceğini hatırlattı. Ayrıca Irak’taki Amerikan askeri varlığının tehlikeye gireceği mesajı verildi.

Fehim Taştekin

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/01/23/cehennemin-kapilari-tiklanirken/

 

  • BİZLER, TÜRK YAHUDİLERİ, AVRUPALI DİNDAŞLARIMIZA GÖRE DAHA ŞANSLIYDIK. ONLAR DİN DE DEĞİŞTİRMİŞ OLSALAR, ATEİST BİLE OLMUŞ OLSALAR, YAHUDİ DOĞDUKLARI İÇİN KORKUNÇ BİR SONU YAŞADILAR VE HALA NESİLDEN NESİLE AKTARILAN BİR TRAVMAYI BELLEKLERİNDE TAŞIYORLAR.

Türk Yahudileri ise o dönem birçok ayrımcı uygulamaya maruz kaldı. Mesela 20 Kura askerlik sadece Müslüman olmayan Türk vatandaşlarının tabi olduğu bir uygulamaydı. Askerliğini yapmış olsalar bile yeniden askere çağrılan bu kişilerin aslında üniformaları veya silahları yoktu. Ucuz iş gücü olarak yol yapımında kullanılmışlardı.

1942 Varlık Vergisi ise devlet işlerine karışmadan, şikâyet etmeden, devletin beğendiği örnek vatandaş olmak isteyen, bu sebeple ekonomik anlamda güçlenerek güvende kalabileceğini düşünen Türk Yahudilerine en büyük darbeyi vurdu. Savaş döneminde bu tür vergiler olağan olabilir. Ancak Varlık Vergisi, Türk vatandaşlarını dini inanışlarına göre sınıflandırıyordu; müslümanlar, gayrimüslimler, dönmeler ve ecnebiler. Müslümanların diğerlerine göre çok daha düşük oranda vergilendirildiklerini, en ağırının gayrimüslim vatandaşların sırtına yüklendiğini söylememe müsaade edin.

Cumhuriyet kurulduğunda eşit vatandaş olabileceğini düşünen Türk Yahudileri son ümitlerini de Varlık Vergisi ile yitirdiler ve tüm dünya Yahudilerini koşulsuz kabul eden İsrail Devleti'nin kurulmasıyla birlikte Türk Yahudi nüfusun yaklaşık yüzde 40’lık bir bölümü, yani 34 bin kişi başta İsrail olmak üzere ülkeden göç etti. İstanbul Defterdarı Faik Ökte Varlık Vergisi uygulamasının yanlış olduğunu itiraf eden tek devlet yetkilisi oldu.

CHP’nin 1944’te hazırladığı Azınlık Raporu ise devletin Gayrimüslim vatandaşlarına güvensizliğini ortaya koyuyordu. Rapor bu kişilerin kendilerini Türk görmediklerini, ne Osmanlı ne Cumhuriyet döneminde bir yararları dokunmadığını söylüyor, 250 bin kişi olarak belirttiği gayrimüslimlere bir çözüm bulunması çağrısında bulunuyordu. Yahudilerin ise ekonomik güçlerini kısıtlayarak kendi istekleriyle ülkeyi terk etmelerini sağlamak gerektiği vurgulanıyordu.

1947 Urfa katliamı ise ülkede Yahudileri istemeyen ve ekonomiyi Türkleştirmek isteyenlerin bir zaferi oldu. Urfa Yahudileri bu olayların ardından her şeylerini bırakıp İstanbul’a veya Filistin’e göç ettiler ve şehirde tek bir Yahudi dahi kalmadı.

Türkiye İkinci Dünya Savaşı sırasında Holokost’tan ve pogromdan kaçan Yahudiler için kritik bir ülkeydi. Tarafsız bir ülke olarak Nazi Avrupa’sından, soykırımdan kaçan Yahudiler için bir kurtuluş kapısı olabilirdi.

Bizler, Türk Yahudileri, Avrupalı dindaşlarımıza göre daha şanslıydık. Onlar din de değiştirmiş olsalar, ateist bile olmuş olsalar, Yahudi doğdukları için korkunç bir sonu yaşadılar ve hala nesilden nesile aktarılan bir travmayı belleklerinde taşıyorlar. Ancak savaş sırasında İstanbul Yahudilerinin şehrin belli yerlerinde Nazi ölüm kamplarındakilere benzer fırınlar kurulduğu söylentileri ile korku içinde yaşadıklarını, Birinci Dünya Savaşındaki gibi Türkiye’nin Almanya ile ittifaka girebileceği ve benzer bir sonla karşılaşabilecekleri endişesini taşıdıklarını da unutmamak gerekir.

Bugün 27 Ocak. Birleşmiş Milletler 2005 yılında aldığı kararla, Sovyet ordularının Polonya'daki Auschwitz-Birkenau Nazi ölüm kampını özgürlüğe kavuşturduğu günün anısına, her yılın 27 Ocak gününü ‘Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü’ olarak ilan etti.

Gelecekte benzer bir soykırımın hiç kimse için tekrarlanmaması, benzer acıların önlenmesi için Holokost’u toplumlarının hafızalarında canlı tutmaları gerektiğini hatırlatarak, hayatını kaybeden 6 milyonu Yahudi, 11 milyon Holokost kurbanının anısına saygıyla…

Karel Valansi

https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/ikinci-dunya-savasi-ve-turkiye,21499

 

  • “AUSCHWİTZ I” ANA KAMPININ GİRİŞİNDE “ARBEİT MACHT FREİ” (İŞ SENİ ÖZGÜR KILAR) YAZAN BİR TABELA VARDI. BU TABELA “STAMMLAGER” (ANA KAMP) YAZISIYLA DEĞİŞTİRİLMİŞ. ÇÜNKÜ BURADAKİ GERÇEK TABELA ARALIK 2009’DA İSVEÇLİ BİR NEO-NAZİ TARAFINDAN ÇALINMIŞ. BU NEDENLE SAHTE BİR TABELA KOYMUŞLAR. NEO-NAZİ’NİN ŞU CÜRETİNE BAKAR MISINIZ

Restorasyon çalışmaları sırasında insanın yüreğini sızlatan anlar da oluyor. Bir valiz buldular örneğin, valizin sahibi getirildiği kampta kendi elbiselerini giyeceğine inanmış nedense. Başına geleceklerden o kadar habersiz yani. Uzmanlar şimdi bu valizin çürümesini önlemeye çalışıyorlar. Aslında kendi giysilerini giyeceğine ya da kendi kişisel bakım gereçlerini balık istifi tıkıldıkları kampta kullanacağına inanan sadece bu valizin sahibi değilmiş. Çünkü kamp müzesinde 3 bin 800 valiz sergileniyor. 5 bin diş fırçası ile 110 bin ayakkabı da var. İnsan saçları, protez uzuvlar, gözlükler de. Kurbanların sayısıyla karşılaştırılınca az bile sayılır bu geride kalanlar. Çünkü bu kampta 1 milyonu Yahudi, 1.5 milyon insan öldürüldü.

Kampta yaklaşık 14 kilometrelik dikenli tel bulunuyor, bilindiği gibi. Elektrikli ya da dikenli o tel çit, Auschwitz ölüm kampının hafızalara kazınmış en önemli görüntüsüydü. Bir sembol yani. Kampı ziyaret edenler çok uzun zamandan beri bu çitin orijinalini değil, onun yerine konmuş olanını görüyorlar. Çünkü çürüdüğü için birkaç kez değiştirildi o çit. Ayrıca çitlere konan “yaklaşmayın” uyarısı yazılı tabelalar da orijinal olmayan nesneler.

Savaştan sonra 200’den fazla ahşap yapı kurtulmuştu, ancak savaşın bitiminden bir yıl sonra yani 1946’da geriye kalan tek şey, 22 kışladan geriye kalan moloz yığınıydı. Diğer ahşap binalar ya Polonya yönetimi tarafından satılmıştı ya da yağmacılar tarafından tahrip edilmişti. Bugün Birkenau’da bulunan ahşap barakaların hiçbiri orijinal hallerinde değildir.

 “Auschwitz I” ana kampının girişinde “Arbeit macht frei” (İş seni özgür kılar) yazan bir tabela vardı. Bu tabela “Stammlager” (Ana Kamp) yazısıyla değiştirilmiş. Çünkü buradaki gerçek tabela Aralık 2009’da İsveçli bir Neo-Nazi tarafından çalınmış. Bu nedenle sahte bir tabela koymuşlar. Neo-Nazi’nin şu cüretine bakar mısınız?

Naziler tarafından yıkılmış bir yapı olan sitenin çevresindeki ilk gaz odası, müze kurucuları tarafından kısmen inşa edilmiş. Yeni bir baca inşa ederek, gaz tüplerinin yerleştirilmesi için tavana kapaklar taktılar, orijinal parçaları kullanarak üç krematoryum fırınından ikisini yeniden inşa ettiler. Nazi alçakların önünde binlerce mahkûmu infaz ettiği Kara Duvar da savaştan sonra yeniden inşa edildi. Birkenau boşaltma platformunda görülen ve kurbanları taşımak için kullanılan arabanın gerçekten bir zamanlar kullanılmış olup olmadığı bilinmiyor. Sembolik nedenlerden dolayı orada tutuluyor.

Kampın ne olması gerektiği konusunda farklı fikirler ortaya atıldı. Birileri tüm kampın yıkılarak insanlığın bu en korkunç tarihinin tamamen unutulmasını önerdi, kimileri ise yavaş yavaş başlayan bozulmaya hiç müdahale edilmemesini. Ama bana sorarsanız en ama en anlamlı öneri 2009 yılında, Hollandalı mimar tarihçi Robert Jan van Pelt, tarafından sunuldu. Mimar, kamptan kurtulup hayatta kalan son kişinin ölümünün ardından kampın kapatılmasını önerdi. Robert Jan van Pelt, “Bu kampta öldürülenleri ve hayatta kalanları onurlandırmanın en iyi yolu” diyor.

Ancak van Pelt’in görüşü pek kabul görmemiş olmalı ki aynı yıl yani 2009’da çeşitli ülke ve kurumların ortaklığında 120 milyon Avro bütçeyle Auschwitz-Birkenau Vakfı kuruldu. Alman hükümeti bu miktarın yarısını karşıladı. Bakalım vakıf bu korkunç kampı, insanlığın unutmaya eğilimli hafızasını soykırım konusunda canlı tutabilmek için korumayı başarabilecek mi?

Mustafa Kemal Erdemol

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1219155/Yikmak_mi_kolay_korumak_mi_.html

 

  • AYNI ZAMANDA ALMAN TARİHİNİN EN KARANLIK DÖNEMLERİNDE ATALARININ BU ÜLKEDE YAŞAMADIĞI İNSANLARLA BU ÜLKEYE SONRADAN GÖÇ EDENLERE, ALMANYA'DA YAŞAYAN HERKESİN BU SORUMLULUĞA ORTAK OLMASININ GEREKTİĞİ DE ANLATILMALIDIR

Soykırımda sağ kalanların ve onları öldürenlerin nesli tükenmeye yüz tuttuğundan, gençlere, geleceğin seçmenlerine ve ilerde siyasete yön verecek olanlara bu sorumluluğu unutturmamak için ne yapmak gerektiğini düşünmeliyiz. Nazizm tarihinden uzaklaştıkça o dönemin günümüz açısından taşıdığı önemi yaşatmak doğal olarak zorlaşıyor.

Bu nedenle okullarda öğretmek, imha kamplarına sınıf gezileri düzenlemek ama aynı zamanda Verdun'un savaş meydanlarını ziyaret etmek son derece doğru ve önemlidir. Parti farkı gözetmeksizin bütün siyasi güçlerin Yahudi düşmanlığı ve antisemitizm ile mücadelede el ele vermeleri de en az o kadar önemlidir.

Aynı zamanda Alman tarihinin en karanlık dönemlerinde atalarının bu ülkede yaşamadığı insanlarla bu ülkeye sonradan göç edenlere, Almanya'da yaşayan herkesin bu sorumluluğa ortak olmasının gerektiği de anlatılmalıdır. Çünkü bu sorumluluk bireysel olmayıp, Almanya Federal Cumhuriyeti'ne aidiyetten kaynaklanmaktadır. Yahudi soykırımı kurbanlarını anma gününde bu hususu da müdrik olunmalıdır.

Ines Pohl

https://www.dw.com/tr/holokostu-anma-g%C3%BCn%C3%BC-%C3%B6d%C3%BCn-verilemez/a-47235826

 

  • DEMEK ÖNCE ŞUNU KABUL EDEREK VE HOLOKOST’U BİR METAFORUN ÖTESİNDE DÜŞÜNEREK BAŞLAMALI: YAŞADIĞIMIZ HİÇBİR ŞEY HOLOKOST’A BENZEMİYOR

Çok basit bir çıkarım gibi geliyor kulağa, oysa bu neden-sonuç ilişkisi bu cümle kadar basit. Demek önce şunu kabul ederek ve Holokost’u bir metaforun ötesinde düşünerek başlamalı: Yaşadığımız hiçbir şey Holokost’a benzemiyor. Holokost zamanı kırdı, ondan sonra devam eden her neyse başka bir tarihti artık, öyle olmalıydı. Milyonlarca insan için zaman zaten çoktan orada durdu. Geride kalanlar ise travmasıyla mücadele ederek geçirdiler yaşamlarını.

Isaac Bashevis Singer’ın “Düşmanlar” romanında, üç yıl bir ahırda saklanarak Holokost’tan kurtulan kahraman şöyle der: “Benim yaşadıklarımı yaşayan biri artık bu dünyanın bir parçası değildir.” Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden, çocukken ormana kaçarak Nazi zulmünden kurtulan Aharon Appelfeld de “Hayatımın Hikâyesi” adlı otobiyografisinde anlatır: “Zamanla eşyaların ve hayvanların gerçek dostlar olduğunu öğrendim. Ormanda etrafım ağaçlarla, çalılarla, kuşlarla ve küçük hayvanlara çevriliydi. Onlardan korkmuyordum. Bana zarar vermeyeceklerinden emindim. İneklere ve atlara alıştım, bana beni bugüne kadar saran bir sıcaklık verdiler. Bazen öyle hissediyorum ki beni kurtaran yol boyunca karşıma çıkan hayvanlardı, insanlar değil.”

Rüya Karlıova

https://kronos11.news/tr/bir-daha-asla/

 

  • KONUYU YAHUDİ DÜŞMANLIĞINA GETİRENLER İÇİN DE ŞUNU İFADE EDEYİM. BEN DE YILLAR ÖNCE, BİZLERE ÖĞRETİLEN YALAN EZBERLER YÜZÜNDEN, YAHUDİLERE TEPKİLİ OLAN BİRİYDİM. AMA BU TEPKİ BİZE DAYATILAN HAZIR EZBERLER YÜZÜNDENDİ

27 Ocak, Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü idi. Bilmem ilgilenenleriniz ya da duyanlarınız var mı.

Holokost, bütünsel felaket, soykırım.

Aslında bu cümleyi ifade etmiş olmam bile çok acı, ama hayatın gerçeği sebebiyle ifade ettim. Yani Realiteler.

Müslüman olarak kesinlikle ilgili olunması gereken bir konuda, realite sebebiyle umursanmayan, göz ardı edilen, acı olacak ama biraz da sessizce de olsa tasdiklenen bir suskunluk.

Çünkü Yahudi düşmanlığı aşılandı. Birçok nesiller hayatlarında tek bir Yahudi ile tanışmadan- konuşmadan, sınırsızca Yahudi düşmanı olarak yetiştirildiler. Realite dediğim de bu. Çok acı ama gerçek.

Naziler toplama kamplarında 6 milyonun üzerinde insanı öldürdüler. Biraz daha netleştirelim. İzmir, Aydın ve Manisa’da yaşayanların sayısı kadar insanı, sadece Yahudi oldukları için öldürdüler. Bu öldürülenlerin 1,5 milyonu da çocuktu.

Holokost’u anmak ve Naziler’in yaptıklarını lanetlemek sadece Yahudi olanların görevi değil, aynı zamanda kendini müslüman olarak tanımlayanların da görevidir.

Biliyorum, itirazlar olacak. İsrail-Filistin konusu öne sürülecek. İsrail’in yaptıkları örnek gösterilecek.

Ama bu başka bir konu ve İsrail-Filistin mücadelesinden önce yaşanmış bir insanlık ayıbı.

Ve sadece Yahudi oldukları için öldürülen erkekler-kadınlar ve çocuklar.

Gaz odalarında zehirlenerek öldürülen insanlar, kaynar su kaplarında yakılarak öldürülen çocuklar…

Müslüman kesimde olup da benim gibi düşünenler ama toplumdaki ‘Yahudi düşmanlığı’ baskısı yüzünden ifade edemeyenler olduğunu biliyorum. Evet, bu soykırımı lanetliyoruz.

Bu konu İnsan Hakları’nın ihlali konusudur. Bir dine mensup oldukları için katledilen insanların konusudur.

İslam’da 5 temel hak vardır ve dinin korunması-yaşanması hakkı da onun içindedir. İşte sırf bu sebeple, kendini müslüman olarak tanımlayanların, Holokost’u yüksek sesle kınamaları gerekmektedir.

Konuyu Yahudi düşmanlığına getirenler için de şunu ifade edeyim. Ben de yıllar önce, bizlere öğretilen yalan ezberler yüzünden, Yahudilere tepkili olan biriydim. Ama bu tepki bize dayatılan hazır ezberler yüzündendi.

Ayetlerdeki ibareleri o dinin yanlışlığı olarak değil de, insanların yaptıkları yanlışların örneklendirilmesi olarak algılayıp, o insanların hikayelerini sizler de bir okuyun. Okumadan, araştırmadan düşmanlık beslemeyin. Çünkü Holokost’da öldürülenlerin suçları yoktu, hele öldürülen o çocukların hiç yoktu….

Sinan Eskicioğlu

http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2019/01/28/holokost-insan-haklari-ve-ozelde-kadin-haklari/

 

Netten okumalar

 

  • METAL GRUBUNDA SOLİSTLİK YAPAN BÜYÜKANNE INGE GİNSBERG

https://www.mynet.com/metal-grubunda-solistlik-yapan-buyukanne-inge-ginsberg-190101137017

 

  • SEFARAD - C. ŞEFİK KOLDAŞ

http://www.haberekspres.com.tr/sefarad-makale,7461.html

 

  • İSRAİLLİ KOMEDYEN: ERDOĞAN, YETER GÖZÜNÜ SEVEYİM, MARMARİS'E GELMEMİZE OLANAK SAĞLA

https://tr.sputniknews.com/yasam/201901221037233854-israil-turkiye-erdogan-beruchim-netanyahu-/

 

  • “BİR DAHA ASLA…” - ÖMER ADIGÜZEL

http://www.yurtgazetesi.com.tr/bir-daha-asla-makale,16003.html

 

  • ULUSLARARASI HOLOKOST KURBANLARINI ANMA GÜNÜ" – TİFLİS

https://www.haberler.com/uluslararasi-holokost-kurbanlarini-anma-gunu-11675998-haberi/

 

  • BİR NAZİ KIZININ, BABASININ MİRASI İLE MÜCADELESİ - KUBİLAY BARIŞ ÇELİK

https://medyascope.tv/2019/01/21/bir-nazi-kizinin-babasinin-mirasiyla-mucadelesi/

 

  • TÜRKİYE NEDEN DOĞU AKDENİZ GAZ FORUMU’NUN DIŞINDA KALDI? KAREL VALANSİ İLE SÖYLEŞİ

https://medyascope.tv/2019/01/25/turkiye-neden-dogu-akdeniz-gaz-forumunun-disinda-kaldi-karel-valansi-ile-soylesi/

 

  • İRAN’DA TANIŞTIĞIM İLK YAHUDİ

http://www.avlaremoz.com/2019/01/22/iranda-tanistigim-ilk-yahudi/

 

  • ‘SIR’ İSRAİL ORDUSU: KARA KUVVETLERİ VE ENVANTERİ – BARTU EKEN

https://www.stratejikortak.com/2019/01/sir-israil-ordusu-kara-kuvvetleri.html

 

  • DAMDA BİR KEMANCININ İŞİ NE?. – HAKKI ÖCAL

http://www.lacivertdergi.com/kultur/2019/01/25/damda-bir-kemancinin-isi-ne

 

  • DİKTATÖR FRANCO’NUN UNUTULMUŞ SUÇLARI - JONATHAN HAHN

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/01/26/diktator-franconun-unutulmus-suclari/

 

  • ÇANAKKALE’NİN 1955’TE ŞEKER İHTİYACI VE ŞEKER İMALATÇISI YAHUDİ İSAK BEY’İN BİR MEKTUBU - DR. MİTHAT ATABAY

http://www.canakkaletravel.com/yazi/canakkalenin-1955te-seker-ihtiyaci-ve-seker-imalatcisi-yahudi-isak-beyin-bir-mektubu.html

 

  • ALMA, VIDA Y CORAZON – NESİM BENCUYA

https://www.youtube.com/watch?v=zMMPe92L0vI

https://www.youtube.com/watch?v=bMmYssiThmM

https://www.youtube.com/watch?v=isEfcRc1zSk

https://www.youtube.com/watch?v=QJLx_8o5qBU

 

  • VARŞOVA GETTOSU'NUN GİZLİ ARŞİVİ

https://www.youtube.com/watch?v=IewtvACsCmM

 

  • ÖNCÜ BİR KADIN PORTRESİ: ROSA LUXEMBURG – PERİHAN KOCA

https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2019/01/26/oncu-bir-kadin-portresi-rosa-luxemburg/

 

  • KANADA'DA HİTLER'İN HOLOKOST PLANINI ANLATAN BİR KİTAP BULUNDU

https://tr.sputniknews.com/yasam/201901281037336340-hitler-kanada-abd-holokost-plani-iceren-kitap/

 

  • İKİ KEZ ÖLÜMDEN DÖNDÜM

http://www.hurriyet.com.tr/avrupa/iki-kez-olumden-dondum-41093495

 

  • KIZIL ORDU’NUN AUSCHWİTZ TOPLAMA KAMPINI KURTARIŞI

https://www.yasanacakdunya.org/kizil-ordunun-auschwitz-toplama-kampini-kurtarisi/

 

  • YUNANİSTAN’DA YAHUDİ TOPLUMUNU YOK EDEN MUTFAK KAZASI – (ÇEVİRİ: NESİ ALTARAS)

http://www.avlaremoz.com/2019/01/28/yunanistanda-yahudi-toplumunu-yok-eden-mutfak-kazasi/

 

  • YAKIT FATURALARI YAHUDİ DÜŞMANLIĞINI HORTLATTI

https://odatv.com/yakit-faturalari-yahudi-dusmanligini-hortlatti-28011940.html

 

Takılan tweetler

 

Andrii Sybiha  ‏ @andrii_sybiha 24 Oca

  • Daha fazla

Bugün Ankara sinagogunda düzenlenen Holokost kurbanlarının anılmasına dair etkinliklere katıldım. 1932-33 yıllarında Stalin rejimi tarafından uygulanan Holodomor olaylarını yaşayan Ukrayna, Holokost olaylarından mağdur olan insanlarla dayanışma içerisinde bulunmaktadır.

 

 

https://twitter.com/andrii_sybiha/status/1088333809978933248

 

HalBuKi‏ @hbk 27 Oca

Daha fazla

Dün, timeline'a "Yahudi mi yaktık ki bu kadar doğalgaz faturası geldi" benzeri tweetler düşmüştü. Kötülüğün kendini olağanlaştırma ve kanser hücresi gibi hızla yayılma özelliği var. Modern çağın en büyük kötülüğü Holokost, uygarlık değerlerine de en büyük darbe. #WeRemember

https://twitter.com/hbk/status/1089460233779507201

 

Mustafa Yeneroğlu‏Onaylanmış hesap @myeneroglu 27 Oca

Daha fazla

Naziler tarafından katledilen tüm masum insanları saygıyla anıyor ve böylesine bir vahşetin bir daha asla yaşanmamasını temenni ediyorum. Etnik,kültürel veya dinsel ırkçılığın insanlığın başına ne kadar büyük bir bela olabileceğinin en acı hatırasıdır #Holocaust. Unutulmamalıdır!

 

 

https://twitter.com/myeneroglu/status/1089496403955642368

 

Louis Fishman‏Onaylanmış hesap @Istanbultelaviv 27 Oca

Daha fazla

Disappointing @ynetnews has article falsely claiming Turkish Jews have helmets in synagogues due to fear of terror attacks-helmets were placed there following huge 1999 earthquake-there's no basis to this story+it only agitates already sensitive situation.

İngilizce dilinden Microsoft tarafından çevrildi

Hayal kırıklığına neden @ynetnews olan makale, Türk Yahudilerinin terör saldırıları korkusu nedeniyle sinagogların miğferleri olduğunu iddia ediyor-Kasklar orada büyük 1999 depremden sonra yerleştirildi-bu hikayenin hiçbir temeli yok + sadece kapılar zaten hassas durum.

https://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-5452362,00.html

https://twitter.com/Istanbultelaviv/status/1089554653430321152

 

mayir saranga‏ @MSaranga 25 Oca

Daha fazla

Bugün THY ile Yurtdışına uçuyorum. Hiç okumadığım Milli Gazete ve Akit’i okumama vesile oluyor; teşekkür ederim. Her gün okuduğum Cumhuriyet, Sözcü, Şalom, Agos gazeteleri ise yok. Gerekçeyi sordum. “Bilmiyorlar” Neden? @TurkishAirlines

https://twitter.com/MSaranga/status/1088690779877507072

 

Esra Carus‏ @Ezracaruzzo 27 Oca

Daha fazla

Bugün Holokost kurbanlarını anma günü.. Nazilerin toplama kamplarından biri olarak kullanılan, Prag yakınlarındaki Terezin’de ölenlerin anısına yapmıştım bu işi (1999).. #WeRemember #HolocaustRemembranceDay #HolocaustMemorialDay

 

 

https://twitter.com/Ezracaruzzo/status/1089463417084231681

 

𝐃𝐚𝐯𝐢𝐝‏ @59K18D 27 Oca

Daha fazla

Bugün 27 Ocak Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü... Rosa Graf, Dolfi Freud, Marie Freud ve Paula Winternit... Frued’un dört yaşlı kız kardeşi toplama kamplarında yakıldılar. Okumayı tamamladığım Ernest Jones’un Freud biyografisinden acı bir kesit.

https://twitter.com/59K18D/status/1089613101375332352

 

Dionysos‏ @28_trtrtr 27 Oca

Daha fazla

Bucwenwald toplama kampı'ında holokost kurbanların evlilik yüzükleri - 5 mayıs 1945 çok acı bir şey

 

https://twitter.com/28_trtrtr/status/1089522808466616321

 

Polish Consulate İST‏ @PLinIstanbul 27 Oca

Daha fazla

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Auschwitz-Birkenau Alman Nazi toplama kampının kurtarıldığı tarihi temsilen 2005 yılında Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan ettiği 27 Ocak günü, bir kez daha resmi törenlerle anılacak.

https://stambul.msz.gov.pl/tr/haber/uluslararas__holokost_kurbanlar_n__anma_gunu_1

 

https://twitter.com/PLinIstanbul/status/1089461072086683648

 

España en Turquía‏Onaylanmış hesap @EmbEspTurquia 27 Oca

Daha fazla

Bugün, Holokost kurbanlarını andığımız ve hoşgörüsüzlüğün her türlüsüne karşı mücadelemizi teyit ettiğimiz Uluslararası Anma Günü #HolocaustMemorialDay #WeRemember @UN @ONU_es @SefaradIsrael

 

 

https://twitter.com/EmbEspTurquia/status/1089399738309455872

 

Vildane Şabanova Alieva‏ @vildanealieva 25 Oca

Daha fazla

Bugün Bulgaristan Parlamentosu'nda da "Holokost'un kurbanları" anıldı:

 

https://twitter.com/vildanealieva/status/1088851322529562624

 

Gabriel Mitchell‏ @GabiAMitchell 28 Oca

Daha fazla

I am so deeply appreciative for the opportunity to have met and heard from @DalaiLama today. It was an unforgettable moment that I will cherish always.

Ben çok derin fırsat bir araya geldi ve bugünden duydum için minnettarım @DalaiLama. Her zaman seveceğime unutulmaz bir andı.

 

https://twitter.com/GabiAMitchell/status/1089825446978613249

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün