Çanakkale Vazgeçilemez

Memleket özlemi bu yıl da Çanakkalelileri buluşturdu. Dünyanın dört bir yanına dağılmış, bambaşka hayatları yaşamaya başlamış olsalar da her yıl toplanıp memleket havasını içlerine çekmekten vazgeçemiyor çünkü onlar.

Toplum
7 Kasım 2018 Çarşamba

Emel Benbasat

Her sene yapılan Çanakkaleliler gezisi bu sene de 2 - 4 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti. Selim Varon’un liderliğinde düzenlenen etkinliğe 180 kişi katıldı. Çoğunluğunu eski Çanakkalelilerin oluşturduğu grup cuma sabah erken saatlerde yola çıktı.

Çanakkale Mekor Hayim (Hayat Kaynağı) Sinagogu için İstanbul’da hazırlanan Sefer Tora, minha öncesi yapılan Ahnasat Sefer Tora töreni sonrasında Hatan Yaşar İşaya Yuhay tarafından Ehal’e yerleştirildi. Çanakkale Yahudi Toplumu Başkanı Sami Kumru yaptığı konuşmada Çanakkale’den göç eden ailelerin sayısı artıp geride minyan yapacak yahid kalmayınca sinagogun da artık açılamaz olduğunu ve bu nedenle sinagogdaki Sefer Tora’ların toplanarak İstanbul’a gönderilmek zorunda olduğu günü anlattı. O zamanlar sinagogun gabayı olan sarraf Davit Kohen’in bu durumu bir köşede izlerken nasıl büyük bir hüzün yaşadığını ve buraya artık sinagog denemeyeceğini üzülerek belirttiğini ifade etti. Sami Bey kendisine neden böyle söylediğini sorduğunda “Sefer Tora’sı olmayınca bu bina dört duvardan ibaret, ne anlamı var ki?” der. Bu hüzünlü hikâyenin sonrasında İstanbul’dan getirilen Sefer Tora ile yeniden sinagog kimliği kazandırmış olmanın yaşattığı haklı gururunu paylaştı. Bu etkinliklerin düzenlenmesine ön ayak olan Yılmaz Benadrete’yi de anan Kumru’nun konuşmasının ardından Selim Varon, Anita Benadrete’den gelen mesajı paylaştı.

Sinagoga bir gelin edasıyla getirilen Sefer Tora büyük bir sevinçle şarkılar ve dualarla karşılandı. Çanakkale eşrafından geniş toplum üyeleri en şık kıyafetleri ile eski dostlarıyla buluşmak üzere sinagoga geldi ve dualar okunurken eşlik ettiler. Çocukluk arkadaşlarıyla kucaklaşarak her sene olduğu gibi geçmiş anıları paylaştılar. Minha ve Arvit duasının ardından eski dostlarla birlikte Şabat yemeği yendi. Cumartesi sabahı Ehal açıldığında sinagoga yeni getirilen Sefer Tora gül yaprakları ile karşılandı. Rav Leon Adoni ve Haham Jak Sarfati’nin yürüttüğü tefiladan sonra hâlâ Çanakkale’de yaşamakta olan Sabetay’ın çıtır börekleri ve Çanakkale usulü fırında pişmiş yumurtalar ile seuda yapıldı.

Yahudi Mahallesi, Aynalı Çarşı Haliyo Pasajı Kapısı, anılarla dolu eski sokaklar gezildi. Esnaf, eski dostları gördükçe geçmişi yad etti, özlemini dile getirdi.

Çanakkale’ye kadar gitmişken yeni açılan Truva Müzesini gezmemek elbette olmazdı. Mimarisi, arkeolojik döneme ait heykellerdeki ustalık, enstalasyon çalışmaları, kalıcı ve süreli sergileri ile geziyi taçlandıran müze herkesi hayran bıraktı.

Dostlarla kucaklaşmak, anılarda gezmek, eğlenmek, dualar ve hüzünler, tarihle yüzleşmek, yeni bilgiler edinmek hepsi bu muhteşem gezinin bir parçasıydı. Elbette orada yatmakta olan atalarımızı ziyaret etmek de. Çanakkalelilerin ailelerinin yattığı mezarlık ziyaretinin ardından yollara düşen ekip, gelecek yıl yeniden memlekete kavuşma heyecanıyla dostları ve Çanakkale ile vedalaştı.

Yaşadığınız şehirler size büyük fırsatlar sunabilir, yaşam koşullarınızı yükseltebilir ama doğduğunuz ait olduğunuz şehir sizi yıllar sonra bile çağırır. Bazen senede bir güne razı olurcasına...

Ataları Çanakkaleli biri olarak duygulandığım, gurur duyduğum, hüzünlendiğim ve her anından çok keyif aldığım bu gezinin ardından kalbim Çanakkale’de kaldı.

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün