Bir Türkiye düşünün ki…

Cem MENASE Köşe Yazısı
30 Mayıs 2018 Çarşamba

Fenerbahçe 2-3 Haziran tarihlerinde seçime gidiyor. İki başkan adayı var. Yirmi yıldır başkanlık yapan Aziz Yıldırım. İlk ve -kendi söylemiyle- son kez başkan adayı olan Ali Koç.

Seçime daha yeni gidiliyor ama aylardır hatta bir seneyi aşkın süredir herkes bu seçimle yatıp kalkıyor. Neden mi? Aziz Yıldırım’ın 2015 yılında Ali Koç’u işaret ettikten sonra bu kararından vazgeçmesi ve başkanlığa devam etmek istemesi. Ali Koç’un ise başkan adaylığı kararından dönmemesi. Ve haliyle bunun beraberinde getirdiği seçim ortamı…

Türkiye’de seçim ortamı malumdur. Adayların birbirlerine çok saygılı, kibar ve dürüst olduğu, seçimlerin çok adil, şeffaf ve katılımcı olduğu seçimler olmuştur her zaman bu ülkede. Bu da onlardan biri. 

Türkiye’de herkes bilir ki makamlar geçicidir, başkanlar makul bir dönem sonra koltuğunu devreder. Sonuçta kimsenin tapulu malı değil bu makamlar. Tüm ileri ülkelerde olduğu gibi yeni bir heyecan, yeni projeler, yeni fikirler her zaman değerlidir.

Önemli olanın kurumların başarısı ve çıkarı olduğunu da bilir Türk insanı. Bu bilinçle her başkanlık yapan, görev sonrasındaki hayatını düşünür ve kendini buna göre ayarlar. O kurumdan başka bir kimliği olmamasına asla müsaade etmez. Mutlaka kendini psikolojik olarak ayrılmaya hazır tutar ve zamanı geldiğinde de gereğini yapar.

Sonra Türkiye’de bilinir ki kurumların çıkarı için en iyi aday kimse o kazanmalıdır. Bu konuda tüm adaylar kendilerini bilir ve birbirleriyle karşılaştırır. Ne açıdan mı?

Eğitim…

Bilgi birikimi…

Karizma…

Kredibilite…

Vizyon…

Taraftar tarafından sevilme…

Basın tarafından desteklenme…

Başkan adayları bu kriterlere göre tüm adayları ölçer tartar ve en objektif şekilde karar verir. Türkiye’de bütün bunlar çok iyi işlediği için çok şanslıyız.

Fenerbahçe’ye hayırlı olsun.

 

 

 

————————————————————————————