Yardımsever, örnek insan Grasya Saranga

Mayir Saranga: “O, etrafındakilere moral ve enerji vermek için bu dünyaya özel olarak gönderilmişti…”

Dora NİYEGO Toplum
16 Mayıs 2018 Çarşamba

Birkaç ay önce vefat eden, sevgi ve saygı dolu değerli insan Grasya Saranga’yı oğlu Mayir Saranga’nın ağzından dinledik…

Anneniz geleneklerine ve ailesine bağlı, çevresine ışık saçan yardımsever fedakâr bir kadındı. Bu özelliklerinden bahseder misiniz?

Annem geleneklerine sıkı sıkıya bağlı tam bir Yahudi annesi idi. Tüm bayramları ve Roş Hodeşleri annemin evdeki farklı davranışlarından anlayabilirdik. Her bayramın kendine özgü yemek ve tatlılarının hazırlanmasına günler önceden  başlardı. Her bayram ve Şabat evimiz düğün evi gibi yenilenmiş bir şekilde hazırlanırdı.

Annem tüm aile yakınlarının ölüm yıldönümlerini titizlikle takip eder dualarını kusursuz yapardı. Toplumumuzun hemen hemen tüm yardım derneklerinde görev aldı. Hasta ve yaşlı ziyaretlerini içten gelen büyük bir güçle yapar, çevresine inanılmaz bir motivasyon ve enerji verirdi. Birkaç kez tesadüfen yaşlı ve hasta ziyaretlerine şahit olmuş ve gözlerime inanamamıştım. Bir köşede durgun oturmakta olan yaşlılar annemi gördüklerinde şakalaşmaya başlamışlardı. Ardından espiriler, şarkılar birbirini kovaladı. Daha az vakit geçirdiği yaşlıların, annemin daha fazla ilgilendiği yaşlıları kıskandıklarını bakışlarından anlardım.

Yaşlıları bulundukları mekânın dışına çıkarır, özel geziler ve yemeklerin dışında bayram faaliyetleri için de farklı dernek ve sinagoglara götürürdü. Yaşlı ve hastaların ihtiyaçlarını aksatmadan yerine getirirdi. Öksüz çocukların bakım ve eğitimleri ile de yakından ilgilenirdi. Hatta bazılarını pazar günleri evimizde misafir ederdik.

Annem o kadar fedakârdı ki, yanında refakatçisi olmayan birçok hastaya hastanede yatılı eşlik bile ederdi. Düşünceli bir insandı. Arkadaşlarının, dostlarının doğum günlerini de atlamazdı. Güzel günlerini tebrik ederek onlarla paylaşırdı.

Çiçekler de annemin özel ilgi alanı idi. Evin tüm odaları, balkonları, pencere önleri birbirinden güzel saksılı çiçeklerle donatılır, hepsi ile tek tek özel olarak ilgilenirdi. Ayrıca, yakınlarına çiçek hediye etmekten de büyük bir mutluluk duyardı.

Mutfak işlerinde çok becerikli olduğundan, Barınyurt’un mutfağına destek olabilmek amacı ile kış günleri dahil, sabah altıda yola çıkar, orada da yorulmadan çalışırdı.

Anlattığınız gibi, rahmetli anneniz yardımseverliği ile çevremizde tanınırdı. Bize bu alanda yaptığı çalışmaları özetler misiniz?

1963 yılında geçirdiği apandisit ameliyatı nedeni ile, yattığı Samatya SSK Hastanesinde tanıştığı Başhekim Halit Turan’ın desteği ile, yaklaşık üç yıl kadar Çanakkale ve İstanbul’da bakıma muhtaç ihtiyaçlıların bu hastaneye ücretsiz yatırılmalarına yardımcı oldu. Tedavileri süresince de sık sık yaptığı ziyaretlerle hastalara moral vermeye çalıştı.

1966 yılında, kızını muayeneye götürdüğü Çocuk Doktoru Mefano Üsnomal, annemin bu çalışmalarını duydu ve “Neden Or Ahayim Hastanesine giderek aynı görevi orada yapmıyorsun?” diyerek onu yönlendirmesi üzerine üç kez Or Ahayim Hastanesine gitmeyi denedi. Ancak her seferinde, annesinin o hastanede vefatı gözlerinin önüne geldiğinden baygınlık geçirdi. Buna rağmen, Dr. Mefano’nun  “Alışacaksın, zorla kendini!” tavsiyesini dinledi, yılmadı, kendisini zorladı ve hastanede görev almayı da sonunda başardı. Haftada üç gün Or Ahayim Hastanesine aksatmadan gitmeye devam etti.

1967 yılında Burgazada’da yazlık ev tuttuğumuzda, Or Ahayim’e gidişler bir süre adadan da devam etti. Ancak o sıralar Or Ahayim’de müdürlük görevini yapan Bay Albert, yaz aylarında kendisinin Burgaz’dan gelmesinin zor olacağını söyleyerek, kendisine Burgazada’daki Koloni’ye gitmesini önerdi. Böylece, Koloni’de Bayan İşman ve Bayan Bayar ile tanıştı. Adaya son kez gittiği 1976 yılına kadar aksatmadan hemen her gün Koloni’deki çocukların yıkanmaları, yemekleri, denize götürülmeleri gibi günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı oldu. 

Burgazada Koloni’sinde yaptığı çalışmalarla ilgili olarak Moşe Grosman, Şalom Gazetesi’nde ‘Yeryüzünde bir melek’ başlıklı bir yazı yazdı.

1967-1976 yılları arası kış dönemlerinde Or Ahayim’e gitmeye devam etti. Buna ek olarak da pazar günleri Orfelinato’ya gidiyordu.

1977 yılında ilk kez İsrail’e akrabalarını ziyarete gitti ve yaklaşık üç ay orada kaldı. Dönüşte, uzunca bir süre Paşabahçe ve Bakırköy’de ihtiyaçlı ailelerin evlerinde çamaşır yıkamak, yemek yapmak ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Aynı dönmede Matan Baseter’in Neve Şalom’dan yapılan dağıtım çalışmalarına katıldı. Donna Almaleh ve Bayan Şilton’un görevli oldukları dönemlerde, Mişne Tora’ya haftada bir kez giderek verilen görevlerle onlara destek olmaya çalıştı.

1989 yılı kasım ayında babamı kaybettiğimizden bir dönem çalışmalara ara verdi. Ancak 1990 yılında Bayan Perahya’yı arayarak Barınyurt’da görev almak istediğini söyledi.

Bildiğim kadarı ile anneniz yardımsever çalışmalarından dolayı çeşitli ödüller de aldı…

Evet, birçok ödül aldı. 1999-2000 yılında Mişne Tora’dan plaket aldı. 2001 yılında Matan Baseter Barınyurt tarafından kendisine Ester Tani Ödülü verildi. 2010 yılında Fakirlere Yardım Derneği tarafından da Elküs & Marküs Ödülü verildi.

Annenizin vefatı çok kişiyi üzdü. Vefatından sonra, onu tanıyanlar, onunla birlikte yardımsever çalışmalar yapanlar vefatından sonra onun hakkında çok güzel sözler yazdılar. Umarım annenizin fedakar çalışmaları gençlere örnek olur.

Lizet Paşarel: Sevgili arkadaşım Grasya çok değerli bir insandı. Onunla beraber Barınyurt’un gönüllülerindendik. Grasya, bayram reçelleri ve hamur işleri yapardı. Barınyurt’takilere şefkati ve ilgisi sonsuzdu. Sevgisini ve saygısını vermede çok bonkör bir insandı. Seni çok özleyeceğim değerli arkadaşım.

Ceni Franko: Kimse ile darılmayan, küsmeyen, herkese hoşgörü ile bakan bir arkadaşımızdı. Reçel, tezpişti, ayva helvası onun elinden çıkardı. Kendisine teşekkür etiğimiz zaman da “Helal olsun” cümlesi ağzından düşmezdi. Sevgili Grasya tüm erdemleri kendinde toplamış bir insandı. Işıklar içinde olsun.

Eti Tastasa: Kendisi birçok konuda yol göstericimiz ve öğretmenimiz oldu. Benim Or Ahayim Hastanesi ve Balıklı Rum Hastanesindeki hastaları ilk ziyaretim Bayan Grasya’yla beraber olmuştu. Bana “Bunlar da hayatın bir başka yüzü, zaman zaman onları mutlu etmek için ziyaret etmek gerek, böylece kendimiz de mutluluklarımızın farkına varırız” demişti. Tabii Bayan Grasya’nın mutfaktaki hünerleri ve La Casa Catering için de ne kadar çok çalıştığı da unutulmamalıdır. Mekânın Cennet Olsun.  İyi ki birlikte çalıştık ve senden bir şeyler öğrenebildik Grasya Saranga.

Raşel Kalderon: (Barınyurt Pansioneri) Bizden ayrılmakla bizi mateme, yasa boğan yüce insan Grasya Saranga. Alçak gönüllü, dürüst, fedakâr, iyi kalpli, on parmağında on marifet. Pasta, börek, reçel ustası, ‘Kraliçesi’, sevdiklerini asla unutmayan, doğum günlerini bile hatırlayan ama sevenlerinin de hiçbir zaman unutmayacağı büyük insan. Bu dünyada senin gibi birkaç kişi daha olsaydı kim bilir bu dünya ne kadar güzel bir dünya olurdu. Ruhun şad olsun.

Zehra Pardo: Grasya’nın yaşlılara yaklaşımı çok sevecen, sevgi doluydu. Kendisi, duygularını her zaman dile getiren bir hanımefendi idi. Gecesini gündüzüne katarak yardımseverliğini her zaman ön planda tuttu. Kendisini her zaman hasret ve sevgi ile anacağım.

Annenizi kaybettiğiniz için duyduğunuz büyük üzüntüyü görebiliyorum. Son olarak anneniz için neler söyleyebilirsiniz?

Annemin zevkle, severek ve de çok isteyerek görev üstlenmesine vesile olan herkese ne kadar teşekkür etsem azdır. Babamın vefatından sonra tek başına yaşadığı yirmi dokuz yıl boyunca birilerine yararlı olmanın verdiği özel enerjisi ile çok mutlu bir yaşam sürdü. Hep sevdi ve hep sevildi.

Annemin hayatına bu kadar çok şeyi nasıl sığdırdığını ve yaşamının tüm zorluklarına rağmen, üstlendiği tüm sorumlulukları büyük bir sevgi ve enerji ile nasıl gerçekleştirebildiğini, son zamanlarına kadar yaşama sevincini etrafına da nasıl yansıtabildiğini büyük bir hayranlıkla izledim.

 

Grasya Saranga 1933 yılında Çanakkale’de doğdu. Annesinin büyükbabası Rav Bension Benbasat zamanın ünlü din adamlarından biri idi. Altı yaşına geldiğinde ailesi ile birlikte Çanakkale’den İstanbul’da Cihangir semtine taşındı. Şişhane Havuz Arkası İlkokulu ve Fransız Sainte Pulcherie Ortaokulunda okudu.       1955 yılında Hayim Saranga ile evlenen Grasya Saranga’nın bir kızı ve bir oğlu oldu.

 

 

——————————————