Tanımadıklarımla asla

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Mayıs 2018 Çarşamba

Babamın bir nasihati, benim için hâlâ güncelliğini korur. Şöyle demişti: Yeni tanıştığın insanlarla iki konuyu asla tartışmayacaksın; bunlardan biri din, diğeri ise siyasettir.

Bu sözlerden kısa bir süre sonra, kendimi erkekli – kadınlı, çoğunu ilk kez gördüğüm bir topluluğun içinde buldum. Muhteşem manzaralı bir mekânda, akşam yemeği sonrası bir kahve / içki için bir araya gelmiştik. Sohbet koyulaştı. Kadınlar hafif içecekleri yeğlerken, kimi erkekler arasında içkiler tazeleniyordu. Derken aralarında biri konuyu siyasete getirdi. “Yandık” dedim içimden, “Hem alkol, hem siyaset. Gecenin sonu hayırlı biter inşallah” diye geçirdim. Her ne kadar provokasyona gelmeseniz de, sadece dinleyici konumunda duramıyorsunuz. Geceyi, söz almaması için eşimin kolunu sıkarak geçirdim. Bir süre sonra sohbetin şekli yüksek gerilim hattına döndü. Hafif sürtüşmelerle gece son buldu. Babamın ne kadar haklı olduğunu bariz bir kanıtıydı bu olay.

Günümüzde seçimler bu kadar yakınken siyasi konuları konuşmamak mümkün değil. Ancak ben verilen öğüdü tutmayı sürdürüyorum, tanımadıklarımla asla. Din konusuna gelince, kulaktan dolma bilgiler ve az bilmek hepsinden kötü. Şekilcilik ise en fenası. Altyapınızda bir din kültürünüz yoksa, olgun yaşınızda Kitap’ı ve doğru tefsirini öğrenmekle başlayabilirsiniz.

↔↔↔

Neden bir örnek giyinmeye, taranmaya heves ederiz? Caddede kısa bir tur atmak yeterli. Her üç kadının birinde saçlarda pembe, morcivert bir tutam saç görürsünüz. Gençler bu konuda daha cesur; kıpkırmızı, yemyeşil boyanmış tüm saçlar. Doğrusu içim çekiliyor bazılarını görünce.

Sezonun ikinci alamet-i farikası, omuz başlarını açıkta bırakan dekolte gömlekler. Gencinden orta yaşlısına, yakışanından yakışmayanına herkes bir örnek. Ama en vurucu tipleme, ayakkabılar. Abiye kıyafetin altına spor ayakkabılar, spor giysilerin altına yüksek topuklu ayakkabılar giyiliyor…

Moda hala özgün olmak mı?

 

 

 

———————————————