MAMUT ART ve başarılı yaratıcıları Ekin ve Seren Kohen

Sanat eserlerini ulaşılabilir kılmak ve genç sanatçıları desteklemek amacıyla Ekin ve Seren Kohen Kardeşler tarafından gerçekleştirilen Mamut Art Project’in bu yıl altıncısı düzenleniyor. Mirey Nasi’nin röportajı

Mirey NASİ Sanat
18 Nisan 2018 Çarşamba

 

Sanat eserlerini ulaşılabilir kılmak ve genç sanatçıları desteklemek amacıyla Ekin ve Seren Kohen kardeşler tarafından gerçekleştirilen Mamut Art Project’in bu yıl altıncısı düzenleniyor. Her sene farklı jüri üyeleri tarafından değerlendirilip seçilen yaklaşık elli sanatçıya, on metrekare alanda işlerini sergileme ve izleyicisiyle buluşturma ortamını yaratan Mamut Art, 26-29 Nisan tarihleri arasında, her yıl olduğu gibi yine Küçük Çiftlik Park’ta yer alacak. Her gezdiğimde “Ama neden bu kadar kısa sürüyor?” diye düşündüğüm etkinliğin tarihlerini not ediniz derim.  Mamut Art’ın nasıl başladığını ve devam ettiğini Ekin ve Seren Kohen ile konuştuk.

Ekin ve Seren Kohen, biri uluslararası ilişkiler ve pazarlama diğeri fotoğraf eğitimi almış iki kardeş. Onları iş alanında bir araya getiren ortak tutkuları ise çağdaş sanat. Altı yıl önce ilkini gerçekleştirdikleri Mamut Art Project ile İstanbul’un sanat ortamında yerlerini çoktan aldılar bile. Girişimci, dinamik güleryüzlü, başarılı ve bir o kadar da mütevazı kardeşler, galerisi olmayan bağımsız genç sanatçıları desteklemek için başlattıkları bu fikir ile yeni sanatçılarla tanışmak isteyen galericileri, sanatseverleri, bir eser satın almak isteyip de nereden başlayacağını bilemeyenleri bir araya getiriyor. Açık kayıt sistemi ile internetten yapılan yaklaşık bin başvuru, beş jüri üyesi tarafından değerlendiriliyor. Seçilen sanatçılara işlerini sergilemeleri için on metrekare alan veriliyor ve elli sergi yan yana, diğer etkinlikler ile birlikte kocaman bir sergi alanı oluşturuyor. Gez gez bitmiyor.

Sevgili Ekin ve Seren Kohen kardeşler, öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?

Seren Kohen: 1983 İstanbul doğumluyum.  Koç Özel Lisesinden sonra New York Üniversitesinin sanat okulu TISCH’te (TISCH School of the Arts) Fotoğraf Bölümünden mezun oldum. Türkiye’ye döndüğümde birkaç sene prodüksiyon sektöründe çalıştıktan sonra 2012’de Mamut’un ilk adımlarını attım ve 2013’te projenin ilki gerçekleşti. 

Ekin Kohen: 1982 doğumluyum. St Michel Fransız Lisesinden sonra Koç Üniversitesinde uluslararası ilişkiler okudum ve sonrasında pazarlama yüksek lisansı yapmak üzere Barselona’ya gittim. Seren gibi döndükten sonra bir süre prodüksiyon sektöründe çalıştım.

Mamut’a, ilk edisyonu olan 2013’te dâhil oldum; kardeşimin projenin kurucusu olması işe dâhil olmamda en büyük etkendi tabi ki. İlk başlarda Seren’e sadece gerektiği yerlerde ve satış konusunda yardım ediyordum. Daha sonraları Akkök sponsorluğu da gerçekleşince iş yükü çok arttı ve 2015 yılında, o zamanlar iki senedir çalıştığım Galerist’ten ayrılıp satış direktörü-ortak olarak tam zamanlı Mamut’a geçtim.

Bu sene altıncısını düzenleyeceğiniz bu projeyi anlatır mısınız? Öncelikle bu fikir nasıl doğdu? İşe başlarken misyonunuz neydi ve bu kadar büyük ölçekteki bir etkinliği nasıl devam ettiriyorsunuz?

Mamut’a başlamadan önce sanat sektörünü gözlemlediğimizde sanat ortamının hızla geliştiğini ve dinamikleştiğini, ancak yurtdışıyla kıyaslandığında hâlâ pek çok eksikler olduğunu fark ettik. Bu alanda ilk dikkatimizi çeken genç sanatçıların kariyer adımlarını atarken çektikleri zorluklar oldu. Bu sebeple onları galericiler, küratörler ve koleksiyonerlerle nasıl bir araya getirebiliriz, bu bağlantıları kurmalarına nasıl yardımcı olabiliriz diye kafa patlatmaya başladık. Bir yandan da galerileri gezdikçe piyasada olan eserlerin fiyatları sebebiyle de aslında sadece belli bir koleksiyoner listesine ulaşabildiklerini gözlemliyorduk.

Bütün bunları değerlendirerek sanat alımının sadece belli bir kitleyle kısıtlı olmayacağı ve belki de genç koleksiyonerlerin artmasına yardımcı olabileceğimiz, bağımsız genç sanatçıları destekleyen bir alan yaratmak üzere yola koyulduk. Aslında yapmak istediğimiz çağdaş sanat dünyasında olan ulaşılmazlık algısını biraz da olsa kırabilmek ve daha samimi bir ortam yaratabilmekti. Böylece ‘ulaşılabilir sanat’ kavramının etrafında gezinmeye başladık ve Mamut Art Project doğdu. Son dört seneden beri de Akkök Holding sponsorluğu ile projemizi daha da ileri taşımak için çok çalışıyoruz.

Ve bu ismi nasıl buldunuz?

Proje adını, insanların resmettiği en eski zamanlara ait ilk figürlerden alıyor; ‘Mamut’, sanatçıların büyük kitlelere göstereceği ilk eserleri simgeliyor. 

İki dinamik girişimci olarak başlattığınız bu projede, kardeş olarak çalışmanın artı ya da eksileri var mı?

Aklımızdan ne geçiyorsa iki kere düşünmeden birbirimize söyleyebiliyoruz. Yer yer farklı bakış açılarımız olsa da her zaman birbirimizi dinleyip ortak bir noktada buluşmaya çalışıyoruz.

Bunun yanında bizce en önemli artısı güven ilişkimiz. Ne tür bir fikir ayrılığı olursa olsun ikimizin de projenin iyiliği için çabaladığını biliyoruz. Karşılıklı en iyi sonuca ulaşmak için de uğraşıyorken bir karara varmak, anlaşmak çok daha kolay oluyor.

Kardeş olunca iş ve özel hayatı ayırmak kolay olmuyor ama net bir iş bölümümüz ve birbirimize çok saygımız var. Bu sayede Mamut,, her ne kadar günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olsa da bizim için birlikte çalışmanın negatif bir yansıması olmuyor.

Projeyi ilk gezdiğim günden beri çok samimi bulduğumu söylemek isterim. Sizce bu nereden geliyor? Sanatçılar ile nasıl bir iletişimdesiniz? Mamut, sanatçının başvuru yapıp, seçilirse işlerini sergileyeceği bir proje midir yoksa daha fazlası mıdır? Bir sanatçı size neden başvuru yapar?

Öncelikle samimiyetimizi size de hissettirebildiysek ne mutlu bize.

Sanatçıları bildiğimiz en doğru şekilde yönlendirmeyi kendimize dert edindik ve her birine karşı sorumluluğumuzun büyük olduğunu düşünüyoruz. Bizim için Mamut, bir haftalık bir etkinlikten çok daha fazlası. Hâlâ ilk senelerden olan sanatçılarımız da dâhil, hepsiyle iletişimdeyiz ve her zaman rahatlıkla arayabilecekleri, danışabilecekleri, yardım isteyebilecekleri bir yapımız var.  Desteğimizi her zaman hissettirmeye, mümkün olduğunca her birinin kariyerini takip etmeye çabalıyoruz.

Bir sanatçı bunların dışında tabi ki eserlerini sergileyebilmek, sanat sektöründekiler ve sanatseverlerle buluşmak için bize başvurur.  Sanatçılar, Mamut aracılığıyla kendilerini tanıtabilmek ve gösterebilmek adına ciddi bir fırsat yakalayabiliyor. Profesyonel bir ortamda birçok evreden geçip burada edindikleri deneyimle ileride karışılacakları, içinde olacakları piyasaya hazırlanıyorlar.

Senede bir yapılan bu projeye başvurular nasıl yapılıyor, değerlendirme süreci nasıl işliyor, anlatır mısınız?

Web sayfamızda nasıl başvurulacağı ve başvuru şartları ile ilgili detaylı bilgiler var. Başvuru tarihleri arasında bu ana hatlara bağlı kalarak sanatçılardan bize e-mail üzerinden portfolyo göndermelerini rica ediyoruz.

İki ay süren başvuru sürecinde yaş ve alan (resim, heykel, fotoğraf, video art, enstalasyon, sokak sanatları vs) sınırlaması olmadan, bağımsız çağdaş sanatçıların başvuruları kabul ediliyor.

Her sene değişen beş kişilik jürimiz, bu başvurular arasından projemizin yeni senesinde yer alacak isimleri belirliyor.

Sergiyi ziyaret edecekler için bu seneki yan etkinlikleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bu sene de, üç senedir birlikte çalıştığımız Seyhan Musaoğlu ve Simge Burhanoğlu ile bir performans programı hazırladık. Mamut Performansları programında, ‘Maddesiz?’ teması altında altı farklı sanatçının işlerini deneyimleyebileceksiniz. Ayrıca, bu sene ilk defa performansların tekrar gerçekleştirilme haklarını, bir değer olarak, satışa sunuyoruz. Mamut Art Project çapında bir projede, performans sanatına bu şekilde alan ayırarak ve ilgili sanatçıları da desteklemek adına, performansları bir eser olarak sunarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim.

Geçen sene çok ilgi gören Krüw ekibi, özel edisyon serigrafi baskıları ile yine aramızda. Bu sene ‘Mythz’ sergisi ile mitolojik karakterleri tekrar yorumlayacaklar.

Ek olarak bu yıl ilk defa Mamut Çocuk Atölyelerini gerçekleştireceğiz. 28 Nisan Cumartesi ve 29 Nisan Pazar günü, Atölye 5 iş birliği ile 4-10 yaş aralığındaki çocukların ebeveynleri ile katılabileceği bir atölye programımız olacak.

Sanatçıların, galerilerin koleksiyonerlerin ve çağdaş sanat izleyicisinin severek takip ettiği Mamut Art Project için gelecekte ne gibi hayalleriniz var?

 İlk senekiler dâhil olmak üzere hâlâ iletişimde olduğumuz ve elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştığımız sanatçılarımız var. Bunun sürdürebilirliğini sağlamak en büyük hedeflerimizden biri.

Mamut sanatçılarının ya da ilgili sanatçıların gelip vakit geçirebilecekleri, beraber proje üretebilecekleri, birbirlerinden ve bizden destek alabilecekleri kalıcı bir alan yaratabilmeyi çok isteriz.

Bunun yanında Mamut sanatçılarını yurtdışındaki projelere dâhil ederek uluslararası alanda da görünürlüklerini sağlamak da hayallerimiz arasında.