Türk - Yahudi toplumunda polifonik (çok sesli) müzik

Dr. Musa ALBUKREK Toplum
11 Nisan 2018 Çarşamba

Musa Albukrek

Polifonik müzik Türkiye genelinde ancak yüz seneden beri gündemde iken, Avrupa beş asırdan beri bu müzikle iç içedir.

Bu bakımdan Avrupalı Yahudi toplumunun çok sesli müzikle ilgisi kişilerin bütününe atfedilebilirken, 20. asrın başına kadar Türkiye’nin çoğunluğu gibi Yahudi azınlığının da geniş bir kısmı Şark Müziği ile ilgilenmeye devam etmişti. (Sefarad Judeo-Espanyol şarkılar ve Türk müziği makamları ile okunan sinagog ilahileri gibi…)

Çocukların Alyans, gençlerin ise Fransız okullarına devamı ile çok sesli, başka bir deyişle klasik müzik olgusu cemaatimize girmişti.

Rus İhtilali sırasında Rusya’dan ve II. Dünya Savaşından hemen önce Almanya’dan Türkiye’ye göç eden özellikle Aşkenaz Yahudiler kökleşmiş polifonik müzik kültürlerini de beraberlerinde getirmişlerdi. Bu ilgi bütün cemaate bir moda gibi yayıldı; öyle ki her evdeki genç kız piyano, her delikanlı keman dersi almaya başladı.

Böylece cemaatimizde amatör müzisyenler çoğaldı, aralarında profesyonele eşdeğer performans gösterenler olmuş ise de pek azı klasik müziği meslek edindi. Burada ailelerin ‘gencin müzikle geçindiği takdirde hayatını garantiye alamama’ kaygısı yatmakta idi.

Yetmişli yıllardan itibaren klasik müzik amatörleri maalesef gittikçe azalmaya başladı. Seçmeli okul sınavları, yaz kursları vb. koşullar esasen güç olan müzik eğitimine zaman bırakmıyordu. Bu ara gençler arasında gitar ve elektronik org ile pop müziği gündeme geldi. Erişkinler ise müziği icra etmektense klasik müzik disklerine ilgi duydu.

Son zamanlarda konser salonlarının artması, müzik festivalleri ve TV programları sayesinde klasik polifonik müzik kültürü geniş Türk toplumu gibi Musevi kesimine de yansıdı.

Bu ara, müziğin meslek olarak saygınlık kazanması ile yetenekli cemaatimiz gençleri arasında konservatuarlara devam ve müzik kariyerine yönelmeler artmaya başladı.

Yurt içinde ve dışında başarılı konserler veren, radyo ve televizyonlardan gururla görüp dinlediğimiz, bu takdire şayan gençleri, yürekten kutluyorum.

Bugün, cemaatimizde yetişmekte olan minik müzik amatörlerinin bu uğraşı cesaretle yaşam boyu sürdürmelerini içtenlikle temenni ediyorum.