Alicia

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
28 Şubat 2018 Çarşamba

Öyle hızlı bir değişim içindeyiz ki bazen şaşırıyorum. Bir dönemler ‘maç hastası’/bağımlısı olan kimi erkekler, ne yapar, eder bir basın kartı edinirlerdi. Böylelikle stadyuma ellerini kollarını sallayarak girerlerdi. Diğer bir kullanımı ise, park yasağı olan her yere arabalarını fütursuzca bırakmalarıydı.

Basınla ilgi/bilgileri olmadığından kartın başka kullanım alanları yoktu. Yine de böbürlenerek anlatmaktan keyif duyarlardı. O tarihlerde ‘çakma’ kelimesi henüz dillere dolanmamıştı. Buna rağmen emek sarf etmeden alınan belgeler her zaman için anlayışıma ters düştü.

***

Globalleşen dünyada yaşam şekilleri değişti. Ekonomik durumlar ve farklı iş olanakları başta gelen nedenler… Geçmişte de ailelerin farklı ülkelerde yaşayan akrabaları vardı. Şimdilerde ise kimi zaman çekirdek ailenin çocukları, işleri gereği değişik kıtalara gidebiliyorlar. Örneğin biri Avrupa, diğeri Amerika’ya giden gençler, oralarda evlenip kendilerine yeni bir yuva kuruyorlar. Zamanla yaşadıkları yerlerin kimliklerini de elde ediyorlar. Küçük çocuklar hem ebeveynlerinin hem de doğdukları ülkenin vatandaşlığına sahip oluyorlar.

Geçenlerde söz konusu ailelerden biri mizahi bir dille, ‘Üç neslin kimliklerini bir çekmeceye koysam, bilmem kaç çeşit çıkar; seç seç al…’ dedi.

Karmaşık işler sanki ama çark böyle dönüyor artık.

***

Küba son yılların gözde turizm merkezlerinden biri oldu. Artık herkes önceden bilgilenip gidiyor. Tarihi yerler, eğlence mekânları ve biraz da alışveriş. Renk cümbüşü Küba’da her şey aklıma gelirdi, ama kozmetik alanında ileri olduklarını düşünemezdim. Nitekim geziye giden bir grup, vardıkları ilk gün rehbere yüklü miktarda bir yüz bakım kremi sipariş etmişler. Kremin adı Alicia. Sağ olsunlar bir tane de bana hediye ettiler. Doğrusu çok memnun kaldım. Gerçi internette yok, yok ama eğer getirmeselerdi nereden bilecektim böyle bir ürünün varlığını.

Birkaç gün sonra, komşu eczanede sıramın gelmesini bekliyordum. İçeri bir bayan girdi, “Sizde Alicia bulunur mu?” diye sordu. Hemen dikkat kesildim. “Nedir o?” dedi eczacı. “Cilt bakım ürünü” cevabını alınca “Fazla ithal ürünümüz yok, isterseniz köşedeki eczaneyi deneyin” dedi. Kısık sesle ‘interneti deneyin’ dediysem de pek oralı olmadı. Ne yapalım globalizasyon pek kolay olmuyor.

Hag Purim Sameah.