Hannah Arendt, Martin Heidegger ve bir Yahudi ile Nazi arasındaki aşkın sıradanlığı

Almanya’nın Bavyera Eyaletinin Regensburg şehrinde sahneye konan yeni bir opera, 1920’lerde Yahudi bir üniversiteli kızın Nazi sempatizanı ve evli profesörü ile olan duygusal ilişkisini anlatıyor.

Sanat
20 Şubat 2018 Salı

Genellikle operalarda konu basit  olduğu için seyirci hikayeden çok müziğe odaklanır. Hikaye sadece müziği taşıyan basit bir araçtır operalarda. Ancak ‘Aşkın Sıradanlığı’ adlı opera bu kuralı bozuyor. Seyirciyi konuyu da irdelemeye çağırıyor. Hele söz konusu hikaye tarihte gerçekten cereyan etmişse… 

Konu 1920’lerde Almanya’da geçiyor. Hannah Arendt genç bir üniversite öğrencisi, Martin Heidegger ise yaşça büyük bir felsefe profesörü. Söz konusu ilişki birkaç yıl sürer ve 2. Dünya Savaşında, zamanında sempatizan olan Heiddegger Nazi partisine katılır. Arendt ise ünlü bir filozof ve gazeteci olur.  Arendt savaştan sonra İsrail’de yargılanan Eichmann’ın davasını takip eden gazetecilerden biri olacak ve ünlü yorumu “Kötülüğün sıradanlığı” ile uluslararası basının ve Yahudi dünyasının dikkatini bir kez daha çekecektir. 

Arendt savaştan sonra üniversite aşkı Heidegger ile olan bağlantısını koparmayacak ve hocası için felsefe aleminin gizli kralı yorumunu yapmaktan da çekinmeyecekti.